“Batılıların Türkiye'ye yaptığı her türlü savaş, ters karşılık bulur”

- Sosyolog Prof. Dr. Arslan: - "Bu psikolojik savaş dahil, Batılıların Türkiye'ye yaptığı her türlü savaşın ters karşılık bulacağını düşünüyorum. Batılıların Erdoğan'a, AK Parti iktidarına ya da Türkiye'ye her saldırısı, Türkiye'de halkın antipatisini kazanır" - Sosyolog Prof. Dr. Bozkurt: - “Toplum, Batı'nın buyurgan dilinden her zaman rahatsız oldu. Bugün bu rahatsızlık görülmedik ölçüde artmıştır. Batı'nın üslubuna Türk toplumunda duyulan tarihsel öfke, Türkiye’de seçilmiş/meşru iktidarın tabanını çok daha konsolide ediyor”

Google Haberlere Abone ol
“Batılıların Türkiye'ye yaptığı her türlü savaş, ters karşılık bulur”

İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM PALA - Fransa başta olmak üzere Batı'nın son dönemde Türkiye'ye yönelik tavrını değerlendiren sosyologlar, Batılıların Türkiye'ye yaptığı her türlü savaşın, ülkede ters karşılık bulduğu ve Batı'nın üslubuna olan rahatsızlığın arttığı görüşünde.

Fransız Le Figaro gazetesinde Marmara Denizi'nde 7-8 büyüklüğünde deprem meydana geleceği haberi, Le Point gazetesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili "Erdoğan'ın Türkiyesi sizi korkutuyor mu?" sorusunun yöneltildiği anketi, Fransız medyasının, darbe girişimi ve sonrasında yaptığı yayınlar ve demokrasi nöbetlerine karşı tutumu, Türkiye’de ve Fransa’da tepkilere neden oldu.

Fransa başta olmak üzere Batı'nın Türkiye’ye karşı tavrını sosyologlar AA muhabirine değerlendirdi. Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Türkiye'de 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminin, belki de kimsenin çok fazla dikkatini çekmeyen yönü olduğuna değindi.

"Türkiye'de darbelerin eskiden soldan geldiğini, bu son darbe girişiminde ise sağdan geldiğini" ifade eden Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu darbe girişimi sağdan, sağdaki bir iktidara karşı yapıldı. Burada göze batan şey, darbenin odaklandığı kişi Recep Tayyip Erdoğan'dı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'ya, Türkiye'deki Frankafon entellektüeller tarafından 'diktatör' diye takdim edildi. Dolayısıyla bu ne Almanlar'ın, ne Fransızlar'ın ne de Avrupalılar'ın işine gelmez. Bu psikolojik savaşın önemli bir ayağının Türkiye'deki Frankofon entellektüeller olduğunu düşünüyorum. Bu psikolojik savaş bence, doğrudan doğruya Fransızların kendisinden kaynaklanan değil, Türkiye'deki frankofon, sol liberal ve solcuların kanalıyla geliştirilen bir psikolojik savaş."

Buradaki hedefin AK Parti iktidarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, dolayısıyla Türkiye'yi yıpratmak olduğunu dile getiren Arslan, "Erdoğan iktidarda kaldığı sürece, Avrupalıların bize bakış açısı değişmeyecektir. Çünkü onlar da Türkiye'nin sol entellektüelleri gibi Erdoğan'ı diktatör olarak görüyorlar. Darbeyi de çok jakoben bir tarzda algılıyorlar. Çünkü o darbe başarılı olsaydı Erdoğan'dan kurtulmuş olacaklardı, dolayısıyla Avrupalılar ile daha iyi geçinebilen, Avrupalılar karşısında eğilebilen siyasetçiler olacaktı, Batı karşısında eğilebilen bir ordusu olacaktı Türkiye'nin. Bu onların işlerine gelirdi. Fakat Erdoğan'ın varlığı, özellikle dik duruşundan çok rahatsız oluyorlar." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Batı ittifakları dışında başka müttefikler aramasının, Batı'nın işine gelmediğini aktaran Arslan, eksen kayması tartışmalarını da "Erdoğan bütün hayatını, duruşunu, Türkiye'nin de kendi başına bir eksen olması için dizayn ettiğinden hiçbir zaman Batılıların sempatisini kazanamayacaktır" şeklinde değerlendirdi.

"Bu psikolojik savaş dahil, Batılıların Türkiye'ye yaptığı her türlü savaşın ters karşılık bulacağını düşünüyorum. Batılıların her saldırısı Erdoğan'a, AK Parti iktidarına ya da Türkiye'ye her saldırısı, Türkiye'de halkın antipatisini kazanır" diyen Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunu eğer politik terimlerle söylersek, artı olarak Erdoğan'ın hanesine yazar Türkiye'deki halkın nezdinde. Ben Türkiye'de halkın çok güçlü bir antiemperyalist duyguya sahip olduğunu düşünüyorum. Çanakkale'den, Kurtuluş Savaşı'ndan kalma bir antiemperyalist güdüye sahip olduğunu düşünüyorum. Fransızların saldırısı, Fransızların istediği sonucu vermeyecektir."

- "Alıştıkları buyurgan dilin sonuç vermemesinden rahatsızlar"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Veysel Bozkurt da İngilizce konuşulan ülkelerin medyasında maalesef Türkiye’de seçilmiş/meşru iktidarı destekleyen ve darbe teşebbüsünde bulunan hainleri kınayan yeterince güçlü bir ses duyulmadığını söyledi.

Hatta bazı yazılarda darbenin başarısızlığından adeta memnuniyetsizliklerini ifade eden bir üslubun hakim olduğunu belirten Bozkurt, bunun sebeplerinden birisinin son yıllarda Türkiye ile Batılı ülkelerin kullandığı dillerin ve benimsedikleri politikaların ayrışması olduğunu aktardı.

Hem Batılılar hem de Türkiye toplumunun karşılıklı hayal kırıklığı yaşadığını dile getiren Bozkurt, şunları kaydetti:

“Türkiye, Batı'nın yıllardır savunduğu demokratik değerlere aykırı hareket ettiğini düşünüyor. Batılı ülkeler ise, alıştıkları buyurgan dilin sonuç vermemesinden rahatsızlar. Toplum, Batı'nın buyurgan dilinden her zaman rahatsız oldu. Bugün bu rahatsızlık görülmedik ölçüde artmıştır. Batı'nın üslubuna Türk toplumunda duyulan tarihsel öfke, Türkiye’de seçilmiş/meşru iktidarın tabanını çok daha konsolide ediyor. Türkiye, halen Batı ittifakı içinde olan bir ülke. Batı ile mevcut sıkıntılı sürecin kısa sürede atlatılabileceğini söylemek zor."

Rusya gibi ülkelerle iş birliğinin zaman içinde güçlendirilebileceğini ifade eden Bozkurt, "Ancak kısa bir süre önce ‘Biz PKK’yı bir terör örgütü olarak görmüyoruz’ diyen bir Rusya ile ilişkilerimiz ne kadar derinleşebilir? Türkiye gibi stratejik önemini herkesin kabul ettiği bir ülkeden ne Batı, ne de Rusya vazgeçmek isteyecektir. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kendi çıkarlarını merkez alarak çok yönlü bir dış politika izleme olasılığı daha yüksek görünüyor.” dedi.

Yorumlar