Batılı ülkelerin Libya'ya müdahalesi

- Libya uzmanı akademisyen ve yazarlar, Fransa’nın Libya'daki askeri varlığı ve ABD'nin Libya hükümetinin isteği üzerine ülkede operasyon başlatmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundular - Araştırmacı yazar Cuveyni: " Özellikle terörle ilgili konular, Libya’nın tek başına çözemeyeceği ve diğer ülkelerin seyirci kalamayacağı uluslararası ve bölgesel meselelerdir" - El-Cezire Araştırmalar Merkezi'nden Şelevi: “Bingazi’ye Fransız ve yabancı güçler tarafından Hafter’in çıkarları doğrultusunda bir müdahale yapılıyor. Ancak bu müdahale Hafter’e zafer getirmedi. Aynı şekilde Sirte’ye yönelik ABD saldırıları da güç dengesini değiştirmedi"

Google Haberlere Abone ol
Batılı ülkelerin Libya'ya müdahalesi

TRABLUS (AA) - SEYFEDDİN TRABLUSİ - Libya uzmanı akademisyen ve yazarlar, Fransa’nın Libya'daki askeri varlığı ve ABD'nin Libya hükümetinin isteği üzerine ülkede operasyon başlatmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundular.

Araştırmacı yazar Beşir el-Cuveyni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Libya'nın tarihine dikkat çekerek tüm Arap ülkeleri gibi Libya'nın geleceğinin de dış güçler tarafından belirlendiğinin altızı çizdi. Batı ülkelerinin Libya’ya müdahalesinin aşikar olduğunu kaydeden Cuveyni, “Özellikle terörle ilgili konular, Libya’nın tek başına çözemeyeceği ve başka ülkelerin seyirci kalamayacağı uluslararası ve bölgesel meselelerdir.” dedi.

Ülkeye yönelik müdahalelerin ülkeden ülkeye farklılık arz ettiğini kaydeden Cuveyni, “Bugün bu fark kendi kararıyla müdahalede bulunan Fransa ile Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Faiz Sirac yönetimindeki Libya hükümetiyle koordinasyon içerisinde harekete geçen ABD arasında görülüyor.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası müdahalenin yarar ve zararlarına değinen Cuveyni, “Bu müdahaleler nerede başlayıp, nerede duracak? Fransa veya ABD tarafından yapılmasının, koordinasyon içerisinde veya koordinasyonsuz yapılmasının muhtemel tehlikeleri nelerdir? Bunlar henüz açıkça bilinemiyor.” şeklinde konuştu.

Cuveyni, Libya’da terörle mücadele ve istikrarın sağlanmasıyla ilgili güçlerin, Batıyla yeni bir koordinasyonu kabul etmemesi halinde ülkedeki ulusal cephe ile uluslararası destek arasında bir denge oluşturmaktan başka seçenekleri kalmadığını kaydetti.

- "Hafter’in çıkarları doğrultusunda bir müdahale yapılıyor"

El-Cezire Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı Hişam eş-Şelevi ise Libya'daki yabancı müdahalenin yeni olmadığını ve 2011'den beri devam ettiğini ifade etti.

Yasa dışı göç konusunda önemli bir ülke olan Libya'nın Batılı ülkelerin uykularını kaçırması sebebiyle dış müdahale girişimlerinin doğal olduğunu kaydeden Şelevi, "Bingazi’ye Fransız ve yabancı güçler tarafından Hafter’in çıkarları doğrultusunda bir müdahale yapılıyor. Ancak bu müdahale Hafter’e zafer getirmedi. Aynı şekilde Sirte’ye yönelik ABD saldırıları da güç dengesini değiştirmedi. Sadece can kaybını azalttı.” dedi.

Fransız araştırmacı Florent Mathieu ise Libya müdahalesi konusunda Batının stratejisi hakkında konuşmanın zorluğuna dikkat çekti.

Mathieu, Batılı ülkeler arasında ciddiyetten uzak koordinasyon çabaları olduğunu ancak her ülkenin farklı bir Libya politikası bulunduğunu kaydederek, ABD ve Avrupa ülkelerinin Libya’da terörle mücadele etmek istediklerini ifade etti.

Mathieu ayrıca, Batılı ülkeler ve diğer ülkelerin Libya’daki rakip tarafları desteklemesinin ülkedeki bölünmüşlüğü derinleştirdiğinin altını çizdi.

ABD Başkanı Barack Obama, Libya hükümetinin isteği üzerine ülkede operasyon başlattıklarını duyurmuştu. Pazartesi günü ABD Libya'nın kuzeyindeki Sirte kentinde terör örgütü DAEŞ hedeflerini vurmuştu.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Peter Cook, yaptığı basın açıklamasında, ABD Başkanı Obama'nın, Savunma Bakanı Ash Carter ve Generalkurmay Başkanı Joseph Dunford'un tavsiyeleri üzerine saldırılara onay verdiğini belirtmişti.

Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian, geçen ay yaptığı açıklamada Libya'da görev yapan 3 Fransız askerinin hayatını kaybettiğini duyurmuş ve "terörizme karşı her zaman zor görevler ifa eden askerlerin cesaret ve fedakarlığını takdirle karşıladığını" ifade etmişti.

UMH Başkanlık Konseyi ve siyasi partiler, Fransız askerlerinin Libya'daki varlığını "ülkenin egemenliğine açık bir müdahale" olarak nitelendirerek kınamıştı.

Libya'da 40 yıl süren Muammer Kaddafi iktidarına son veren 2011'deki devrimin ardından siyasi istikrarsızlık ve rakip gruplar arasında çatışmalar baş göstermiş, emekli General Halife Hafter'in başlattığı darbe girişimini takip eden süreçte, ülkede biri Tobruk'ta Temsilciler Meclisi diğeri Trablus'ta Milli Genel Kongre olmak üzere iki meclis ve yönetim meydana gelmişti. 4 Ağustos 2014'te oluşturulan Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nden doğan, Abdullah es-Sini liderliğinde geçici hükümet kurulmuştu.

Ülkedeki çatışmaları sona erdirmek için BM öncülüğünde başlatılan barış görüşmeleri sonucu Trablus ve Tobruk merkezli iki hükümet, 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde Libya Siyasi Anlaşması'nı imzalamıştı. Anlaşma gereğince Fayiz es-Sirac önderliğinde kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Tobruk Meclisi tarafından veto edilmiş ve güvenoyu alamamıştı. Dokuz kez yapılan güvenoyu görüşmelerinin ardından Sirac, 15 Nisan'da hükümetin başkent Trablus'ta çalışmalarına başladığını bildirmişti.

Libya'da UMH'ye bağlı birlikler, yaklaşık üç ay önce başlatılan askeri operasyon kapsamında Ocak 2015'ten bu yana başta DAEŞ'in kontrolündeki Sirte olmak üzere ülkenin kuzey bölgelerinde terör örgütüyle mücadele ediyor.

Ülkede 4 ila 6 bin arasında DAEŞ militanı bulunduğu tahmin ediliyor.

Yorumlar