Başbakan Yıldırım'ın medya temsilcileriyle buluşması

- Başbakan Yıldırım: (5) - "Verilen sözlerin yerine gelmesini bekliyoruz. Mültecilere sosyal destek için 3 milyar avro verilecekti ses soluk yok. Birebir anlaşmasından ses soluk yok, vize muafiyetinden ses soluk yok. Bütün bunları yapmayacaksınız, 'Türkiye geri kabul anlaşmasını onaylasın' diyeceksiniz. Böyle haksızlık olur mu? Hep bana, hep bana olmaz. Bir sana bir bana, dengeli" - "(Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler) Biz yöneticiler olarak sorumlu davranmalıyız. İlişkileri geliştirmek için fedakarlık yapmalıyız karşılıklı. Hariçten gazel okuyanlara göre karar vermememiz lazım. Bir araya gelip konuşmamız lazım. Söyleyenler hayrımıza mı iyiliğimize mi söylüyor yoksa aramızdaki ilişkileri bozmak için mi uğraşıyor? Bunu iyi hesap etmemiz lazım" - "Türkiye'de bir sıkıntı yok merak etmeyin. Almanya'da, Belçika'da, Fransa'da Amerika'da ne kadar sıkıntı varsa, Türkiye'de de o kadar var. Risk dersen hayatın kendisi risktir. Hareket etmeye başladığınız zaman risk altındasınız"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım'ın medya temsilcileriyle buluşması

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye olarak kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmesini beklediklerini belirterek, "Verilen sözlerin yerine gelmesini bekliyoruz. Mültecilere sosyal destek için 3 milyar avro verilecekti ses soluk yok. Birebir anlaşmasından ses soluk yok, vize muafiyetinden ses soluk yok. Bütün bunları yapmayacaksınız, 'Türkiye geri kabul anlaşmasını onaylasın' diyeceksiniz. Böyle haksızlık olur mu? Hep bana, hep bana olmaz. Bir sana bir bana, dengeli." dedi.

Yıldırım, Vahdettin Köşkü'nde yabancı medya temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye-Almanya ilişkilerine ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Yapmamız gereken dilin zekası hayır konuşmaktır. Güzel şeyler, güzel şeyler söyleyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, Türkiye ile Almanya ilişkilerinin köklü bir geçmişi olduğunu, yaşanan birtakım olaylarla bu ilişkilerin bozulmayacağını, zedelenmeyeceğini, bunların gelip geçici olduğunu dile getirdi.

AB'nin lokomotifi bir ülke olan Almanya'da yaşayan 3 milyondan fazla Türk'ün iki ülkeyi yaklaştırdığını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

"Düşünün şimdi Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler limonileşirse oradaki 3 milyon insan nasıl hissedecek kendini? Veya burada binlerce ev satın almış yaz-kış yaşayan Alman var onlar nasıl hissedecekler? Onun için biz yöneticiler olarak sorumlu davranmalıyız. İlişkileri geliştirmek için fedakarlık yapmalıyız karşılıklı. Hariçten gazel okuyanlara göre karar vermememiz, bir araya gelip konuşmamız lazım. Söyleyenler hayrımıza mı iyiliğimize mi söylüyor yoksa aramızdaki ilişkileri bozmak için mi uğraşıyor bunu iyi hesap etmemiz lazım. Bizim Almanya ile kayda değer bir sorunumuz yok, ticaretimizin, ihracatımızın, ithalatımızın yarısını Almanya ile yapıyoruz. Alman ekonomisine katkı sağlayan Türk kökenli insanlar var, 400 milyar avro civarında, Almanya'nın milli gelirine istihdamına katkı sağlayan insanlar var. Tüm bunları yok sayamayız. Almanya'nın 1930'lardan beri Türkiye'de yatırımları var. Bugün bazı markalar artık Alman markası değil, Türk markası haline gelmiştir. Bunlar ortak değerler haline gelmiş, bunları birdenbire yok sayıp kavga içine mi gireceğiz, ne ihtiyaç var buna. Ortada bir neden mi var? Savaş zamanı da beraberdik Almanlarla. 1. Dünya Savaşı'nda beraber hareket ettik, yenildik... İkincide onlar yenilen pehlivan güreşe doymazmış, tekrar piyasaya çıktılar. Artık amacımız; geçmişi sorgulayarak, geleceği inşa etmek değil, geleceğe bakmamız lazım. Geçmişte olan olayları kurcalamanın bir faydası yok. 'Ermeniler tehcir olmuş mu olmamış mı? 1915 olayları var mı yok mu?' Bırakın bunları araştırması gerekenler araştırsın. Eski defterleri karıştırırsak herkesin hesabı var orada. O hesapların hepsini dökelim bir araya hepsini birlikte değerlendirelim."

Başbakan Yıldırım, Avrupa'da marjinal akımların çok fazla rağbet görmeye başladığını belirtti. İç siyasette de milli hatta bir ölçüde ırkçı söylemlerin rağbet bulmaya, bunun sonucunda ülkeler arasındaki ilişkilerin zarar görmeye başladığını aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:

"Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşması yaptık. Vize muafiyeti uygulanacaktı ancak uygulanmadı. Birebir anlaşması vardı o da uygulanmıyor. Kati Piri açıkladı, 'Avrupa utanmalıdır. Türkiye'ye verdiği söz var daha bin Suriyeli aldı. Halbuki şimdiye kadar 100 bin alması lazımdı' diyor. Biz bir şey diyor muyuz? Demiyoruz. Dolayısıyla verilen sözlerin yerine gelmesini bekliyoruz. Mültecilere sosyal destek için 3 milyar avro verilecekti ses soluk yok. Birebir anlaşmasından ses soluk yok, vize muafiyetinden ses soluk yok. Bütün bunları yapmayacaksınız 'Türkiye geri kabul anlaşmasını onaylasın' diyeceksiniz. Böyle haksızlık olur mu? Hep bana hep bana olmaz. 'Bir sana bir bana', dengeli."

- Muhalefet liderleriyle görüşme

Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra oluşan siyasi uyuma ilişkin bir soruyu yanıtlarken, 22 Ağustos Pazartesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Başbakanlık'ta kahvaltıda bir araya geleceğini bildirerek, toplantıda, terör, anayasa, Suriye, Türkiye'nin geleceği ve darbe sonrası yapılması gereken işleri konuşacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yenikapı'da "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." dediğini hatırlatan Yıldırım, "Kardeşliği, birliği, beraberliği kalıcı hale getirmek için gereken gayreti göstereceğiz. Biz de orada 'Bu birlikteliğe, bu uzlaşma kültürüne gözümüz gibi bakacağız. Bunun devam ettirilmesi için her türlü gayreti göstereceğiz.' dedik. Bu yolda da ilerlemeye devam ediyoruz." dedi.

- "En güvenli yer herhalde Mars"

Bir soru üzerine Yıldırım, turizmin geliştiğini ifade ederek, şunları aktardı:

"Özellikle Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'dan şimdi Rusya'dan işler yoluna girdikten sonra çok ciddi gelişler var. Hele bizim vatandaşın bir huyu var, işler tersine gitti mi elini cebine atıyor. İç turizmde de çok ciddi hareketlenme var. Bu sene yaşadığımız olaylardan dolayı meydana gelen olumsuzlukları da yavaş yavaş azaltıyoruz yok etmemiz mümkün değil azaltıyoruz ama kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Türkiye turizmde dünyanın altıncı büyük ülkesi, destinasyon anlamında söylüyorum. Turizmde çeşitlendirme önemli. Diyeceksiniz ki Türkiye güvenli mi değil mi? Dünyada güvenli bir yer kalmadı arkadaşlar... Eğer öyle bakarsak en güvenli yer herhalde Mars... Orayı bilmiyoruz. Amerika'da da patlama oluyor, Fransa'da da oluyor, Belçika'da da oluyor, İstanbul'da da oluyor, Ankara'da da oluyor, Irak'ta, Suriye'de zaten sıradan vakalar halinde, Tunus'ta oldu. Her yerde oluyor. Geçen hafta İran ve Kanada, Türkiye'ye seyahat uyarısını kaldırdı. Bu uyarıların mantığında 'Biz gitmeyin demiştik' var. Demiştinle olur mu? Mesela biri kalkıyor, 'Deprem olacak?' diyor. Deprem olacak tabii. Her gün söylersen, bir gün deprem olunca 'Ben bilmiştim' diyecek. Onun gibi bir şey. Siz geldiniz, herhangi bir sıkıntıyla karşılaştınız mı? Türkiye'de bir sıkıntı yok merak etmeyin. Almanya'da, Belçika'da, Fransa'da Amerika'da ne kadar sıkıntı varsa, Türkiye'de de o kadar var. Risk dersen hayatın kendisi risktir. Hareket etmeye başladığınız zaman risk altındasınız."

(Sürecek)

Yorumlar