Başbakan Yıldırım'a "Altın Arı Ödülü"

- Yıldırım: (1) - "Özellikle son yıllarda güneyimizde Irak'ta, Suriye'de yaşanan istikrarsız durum, en fazla ülkemizi, Türkiye'yi etkilemektedir. Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken, bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor" - "Ancak bu istikrarsızlığın, bu kargaşanın en büyük bedelini ödeyen Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyecek olanların önce ülkelerine sahip çıkması lazım" - "Önce siz ülkenizin içerisinde yaşayan bütün vatandaşlarınıza sahip çıkın, onların yok olmasının önüne geçin, devlet olmayı bilin. Ondan sonra Türkiye'ye laf edin" - "Bunu yapmazsanız, söylediğiniz laflar biraz mizahi olur. İradenizi ortaya koyun, orada cirit atan terör örgütleri, ülkenizin hiç bir sorununa çözüm üretmeyecek birtakım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz, Türkiye elbetteki hudutlarını korumak, terörle mücadele etmek ve vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır, almaya da hakkı var"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım'a "Altın Arı Ödülü"

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, özellikle son yıllarda, Irak ve Suriye'de yaşanan istikrarsız durumun en fazla Türkiye'yi etkilediğini belirterek, "Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken, bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor." dedi.

Başbakan Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesini (İTÜ) ziyaret ederek, "Altın Arı Ödülü Takdimi" törenine katıldı.

Mezun olduğu üniversiteye gelişinde Rektör Prof. Dr. Mehmet Karaca tarafından karşılanan Yıldırım, bir süre rektörlük binasında ağırlandı.

Yıldırım, beraberindekilerle buradan törenin yapılacağı Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ne yürüdü. Başbakan Yıldırım, merkez girişinde öğrenciler tarafından karşılandı. 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimini protesto ederken yaralanan öğrenciler ile bir şehit oğlu da Yıldırım'ı karşılayanlar arasında yer aldı.

Başbakan Yıldırım, törende yaptığı konuşmada, bu çatı altında, bu üniversitede hitap etmekten heyecan duyduğunu belirterek, Türkiye'ye bilim adamları, sanayiciler, siyasetçiler, ara sıra da başbakanlar, bakanlar, cumhurbaşkanları, bürokrat yetiştiren asırlık bir üniversitede olduklarını söyledi.

Türkiye'nin yönetiminde hep üç okulun öne çıktığını, bunların "mülkiye", "harbiye", "tıbbiye" diye anıldığını dile getiren Yıldırım, bunlardan aşağı kalmayan İTÜ'nün de Türkiye'nin rotasını belirleyen, devlet adamlarını yetiştiren bir marka, köklü bir üniversite olduğunu anlattı.

Üniversitenin tarihine bakıldığı zaman bunun kolaylıkla görüleceğini aktaran Yıldırım, gelecekte de bu ilim yuvasının büyük başarılara imza atacağına inandığını, halen 40 bin civarında Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin bu çatı altında, ülkenin geleceği için yetiştirildiğini ve öğrenimine devam ettiğini kaydetti.

Bu üniversiteden mezun olan bir mühendis olarak bu büyük gururu paylaşmak istediğini, elinden geldiğince üniversitenin açılışına, mezuniyet törenlerine katılmaya gayret ettiğini belirten Yıldırım, ulusal ve uluslararası ölçekte başarılarıyla Türkiye'nin göz bebeği haline gelen, milletçe göğüslerini kabartan İTÜ'ye, bu vesileyle bir kez daha başarılı bir öğretim yılı geçirmesi dileğinde bulundu.

- "Teröristin kutsal bildiği hiç bir şey yok"

Başbakan Binali Yıldırım, bugünün 10 Ekim olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Maalesef dün alçakça bir saldırı sonucu askerlerimiz şehit oldu, sivillerimiz hayatını kaybetti. Toplam 15 şehidimiz var, yaralılarımız var, gazilerimiz var. Bugün yine o alçak Gar saldırısının yıl dönümü. 100 günahsız vatandaşımız o saldırıda hayatını kaybetti. O saldırıda yüzlerce yaralanan oldu. Hayatını kaybedenler arasında İTÜ İnşaat Fakültesi öğrencisi Güney Doğan da vardı. Bugün burada bu öğrencimiz başta olmaz üzere hain terör saldırılarında hayatlarını kaybeden bütün canlarımızı rahmetle, şükranla anıyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı şifalı ömürler diliyoruz."

- "Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz"

Teröristin kutsal bildiği hiç bir şeyin olmadığını, ne insana, ne cana, ne hayata kıyarken en ufak bir tereddüt göstermediğini belirten Yıldırım, terörle mücadelenin Türkiye'nin yeni karşılaştığı bir durum olmadığını aktardı.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"40 yıla yaklaşan bir süreçten bahsediyoruz. Günümüzde ise artık sadece bölücü terör örgütü değil, aynı zamanda FETÖ terör örgütüyle de ve aynı zamanda da DAEŞ gibi bir terör örgütüyle de mücadelemiz amansız bir şekilde devam ediyor. Türkiye sahip olduğu coğrafyanın bir anlamda bedelini ödüyor. Bu coğrafya tarih boyunca hep hareketli olmuştur, hep dinamik olmuştur. Çünkü bu coğrafya, Anadolu toprakları bir anlamda medeniyetlerin buluştuğu, zaman zaman da medeniyetlerin çatıştığı bölgelerin başında geliyor. Özellikle son yıllarda güneyimizde Irak'ta, Suriye'de yaşanan istikrarsız durum en fazla ülkemizi, Türkiye'yi etkilemektedir. Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken, bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor. Ancak bu istikrarsızlığın bu kargaşanın en büyük bedelini ödeyen Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyecek olanların önce ülkelerine sahip çıkması lazım. Önce siz ülkenizin içerisinde yaşayan bütün vatandaşlarınıza sahip çıkın, onların yok olmasının önüne geçin, devlet olmayı bilin. Ondan sonra Türkiye'ye laf edin. Bunu yapmazsanız, söylediğiniz laflar biraz mizahi olur. İradenizi ortaya koyun, orada cirit atan terör örgütleri, ülkenizin hiç bir sorununa çözüm üretmeyecek birtakım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz, Türkiye elbetteki hudutlarını korumak terörle mücadele etmek ve vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır, almaya da hakkı var. 40 senedir ülkemizin başını ağrıtan terör örgütünü, sizin topraklarınızda cirit atacak, her türlü faaliyeti yapacak, gıkınız çıkmayacak, Türkiye orada DAEŞ'le mücadele amacıyla masum insanları korumak için var olacak, buna laf edeceksiniz. Bunun asla ve asla kabul edilemez bir şey olduğunun bir kez daha bilinmesini isteriz."

(Sürecek)

Yorumlar