Başbakan Yıldırım NTV-Star TV ortak yayınında: (3)

- "(Akın Öztürk) Birçok çelişkiler var, birçok soru işaretleri var olayla ilgili, bunlar enine boyuna soruşturulacak, oradaki rolü ne, pozisyonu ne, sorumluluğu ne, dahli nereye kadar, dahli var ama nereye kadar? Bunlar yargılama, soruşturma sürecinde ortaya çıkacak" - "(Tümgeneral Dişli'nin de Genelkurmay Başkanı Akar ile Çankaya Köşkü'ne gelmesi) Doğru, açıkçası ben geldim, bir arkadaş var orada, 'Bu kim?' dediler, işte 'Bunun ne işi var burada?' dedik. Hem işin içindesiniz hem burada serbestçe dolanıyorsunuz. 'Burada bir gariplik var' dedik, gereği yapıldı ondan sonra"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım NTV-Star TV ortak yayınında: (3)

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmada gözaltına alınarak tutuklanan YAŞ üyesi ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'le ilgili, "Birçok çelişkiler var, birçok soru işaretleri var olayla ilgili, bunlar enine boyuna soruşturulacak, oradaki rolü ne, pozisyonu ne, sorumluluğu ne, dahli nereye kadar, dahli var ama nereye kadar? Bunlar yargılama, soruşturma sürecinde ortaya çıkacak" dedi.

Yıldırım, NTV-Star ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu gece "havadaki uçaklara müdahalenin gecikip gecikmediğine ilişkin" soru üzerine Yıldırım, insanların tanklar karşısında göğüslerini siper ettiğini ancak havada Ankara ve İstanbul ağırlıklı bir hareketliliğin yaşandığını, helikopterlerin sokakları taradığını, uçakların bombaladığını belirtti.

- "Vur emri"

Uçaklara müdahalede gecikildiğini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hava Kuvvetleri Komutanı'nı da derdest ettikleri için ulaşamıyoruz. Ne yapalım? Hava Savunma Komutanlığı var Eskişehir'de, orayı aradık, 'Kardeşim, bir şeyler yapın, şu uçakları durdurun, şu helikopterleri durdurun. Bunlar insanların üzerine ateş açıyorlar. Bu vahşete seyirci kalmayın'. 'Efendim işte Erzurum'dan gelecek uçaklar, yüklü değil, yüklenmesi 2 saat alır. Yüklenme de mermilerin, silahların' falan... Bir sürü böyle mazeret, mazeret. Biz de canımız sıkılmış, bağırıyoruz, çağırıyoruz. Ondan sonra 'Efendim, yazılı emir verin'. O öyle deyince benim tepem attı. Ağzıma geleni söylemeye başladım, 'Bak' dedim 'Kardeşim, bu telefonda konuştuklarımız yazılı emirdir, bunu ya şu anda uygularsınız yahut da sonra bunun hesabını verirsiniz. Vurun kardeşim, vurun. Vur emri veriyorum, ben mazeret istemiyorum'. 'Efendim, işte şehrin üzerinde vurursak şöyle olur', 'Onlar insanları vuruyor, öldürüyorlar insanları. Orada vurmayın, önüne çıkın, taciz edin, dışarı çıkarın orada vurun, onu da mı ben öğreteceğim'. Yani artık çok sinirlenmişim, her şeyi söylüyorum. Gecikmeler oldu ama yaptılar. Emri yerine getirdiler. Eğer onlar yapılmasaydı daha ağır bedeller ödenirdi."

General seviyesinde 4 kişiyle muhatap olduğunu dile getiren Yıldırım, kim olduklarını söylemenin doğru olmayacağını ifade etti.

Söz konusu kişilerin gözaltına alınıp alınmadıkları yönündeki soruya ise Başbakan Yıldırım, gözaltında olanların da olmayanların da bulunduğunu ancak bunlar hakkında yargının gereğini yapacağını söyledi. Yıldırım, "Sonunda yaptılar, yani hakikaten zorlukları mı vardı yoksa bir art niyet mi vardı onu ben bilemem ama bir zaman kaybı oldu, sonunda yaptılar." dedi.

- Akın Öztürk'ün durumu

"Yüksek Askeri Şura üyesi Akın Öztürk'ün konumu darbe girişimi içerisinde netleşti mi?" sorusuna ise Yıldırım, bu konudaki kararı yargının vereceğini söyledi.

"Birçok çelişkiler var, birçok soru işaretleri var olayla ilgili, bunlar enine boyuna soruşturulacak, oradaki rolü ne, pozisyonu ne, sorumluluğu ne, dahli nereye kadar, dahli var ama nereye kadar? Bunlar yargılama, soruşturma sürecinde ortaya çıkacak" diyen Yıldırım, kuvvet komutanlarının durumları ile ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının bazılarıyla orada yaşananları ben dinledim ama bunları takdir edersiniz ki çok burada anlatmanın bir gereği yok. Yanlış anlaşılabilir. Olay yargıdadır, yargı bütün meseleyi ortaya çıkaracaktır. Bilinen bir şey var, komutanlar, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Jandarma Komutanı Akıncılar'a götürülmüştür, derdest edilerek ve orada sabaha kadar tutulmuşlardır. Deniz Kuvvetleri Komutanı daha sonra İstanbul'daydı, dışarıdaydı. Hava Kuvvetleri Komutanı da İstanbul'dan Akıncı'ya kendisi gelmiş veya götürülmüştür bilmiyorum. Gece yarısı İstanbul'da bir düğündeydi, o düğünden alındı veya kendisi geldi, Akıncı'ya geldi, geceyi orada geçirdi."

- Genelkurmay Başkanı Akar'ın Çankaya Köşkü'ne getirilmesi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Akıncı Hava Üssü'nden alınması ile ilgili soruya ise Yıldırım, gece boyunca Akar ile temas kuramadıklarını ifade etti. Darbe girişiminin başında olanların Akar'ın sürekli yanında bulunduklarını aktaran Yıldırım, "Ona, 'yurtta sulh konseyi' mi ne öyle bir şey, onun şeyini imzalatmak için zorlamışlar, Genelkurmay Başkanı da reddetmiş." ifadesini kullandı.

Saat 06.00 sıralarında Genelkurmay Başkanı Akar ile telefonda görüştüğünü ve kendilerinin serbest bırakıldığını aktardığını dile getiren Yıldırım, kendisinin oradan aldırılmasını istediğini kaydetti. Yıldırım, bu sırada Akar'ın oradaki bir helikopterle Çankaya Köşkü'ne gönderildiğini söyledi.

Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da olaya İstanbul'dan müdahale ettiğini kaydetti.

Tümgeneral Mehmet Dişli'nin de Genelkurmay Başkanı Akar ile Çankaya Köşkü'ne gelmesinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Ben burada değildim, Çankırı'dan Ankara'ya geliyordum o sırada. Doğru, açıkçası ben geldim, bir arkadaş var orada, 'Bu kim?' dediler, işte 'Bunun ne işi var burada?' dedik. Hem işin içindesiniz hem burada serbestçe dolanıyorsunuz. 'Burada bir gariplik var' dedik, gereği yapıldı ondan sonra."

(Sürecek)

Yorumlar