Başbakan Yıldırım: (7)

- "15 Temmuz, olağanüstü hal birçok şeyin önüne geçti. O kadar çok, o kadar fazla reform niteliğinde düzenleme yaptık ki bunları bir türlü anlatma, uygulamaya koyma fırsatı bulamadık" - "Zehirleme, insan aklını formatlama konu olunca eğitimin önemi kalmıyor. Maalesef bu FETÖ de böyle bir şey. Maalesef temiz duygularımızı, kutsallarımızı kullanarak bir nesli zehirlediler ve bugünleri yaşadık. Allah'tan tehlike alenileşti, 15 Temmuz'da ortaya çıktı"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım: (7)

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz, olağanüstü hal birçok şeyin önüne geçti. O kadar çok, o kadar fazla reform niteliğinde düzenleme yaptık ki bunları bir türlü anlatma, uygulamaya koyma fırsatı bulamadık." dedi.

Yıldırım, TRT 1 ve TRT Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Taşeron yasasıyla ilgili soru üzerine Yıldırım, bu konudaki çalışmalarda sona yaklaşıldığını, yakın zamanda tamamlanarak Bakanlar Kurulunda son kez değerlendirip karar vereceklerini kaydetti.

Emeklilere verilecek promosyon konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun pası kendisine attığını belirten Yıldırım, "Beklentiyi çok yükselttiler. Yani böyle bir ekonomik karşılık yok ama şu anda olabilecek mevcut şartlarda en fazla üç yıl mevduat tutma süresini esas alarak bir formülde sona, neticeye yaklaşmış durumdalar. Onu da yıl sonuna kadar bir esasa bağlayacağız." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.

Asgari ücretin yılbaşından itibaren net bin 300 lira olmasıyla artan işveren yükünü üstlendiklerini ve benzer bir yasal düzenlemeyi yine yaparak 2017'de devam ettireceklerini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz, olağanüstü hal birçok şeyin önüne geçti. O kadar çok, o kadar fazla reform niteliğinde düzenleme yaptık ki bunları bir türlü anlatma, uygulamaya koyma fırsatı bulamadık. Şöyle bir baktım, 100 tane madde var. Zorunlu emekliliğe otomatik katılımdan tutun kısmi zamanla çalışma, taşınırların teminat gösterilmesi, KOBİ'lerin Kredi Garanti Fonunda kredi genişlemesi, Damga Vergisinin basitleştirilmesi, Türkiye'deki ikametlerin kolaylaştırılması, iş adamlarına yeşil pasaport verilmesi, Varlık Barışı, Türkiye Varlık Fonunun kurulması, Doğu ve Güneydoğu cazibe merkezleri, özel teşvikler, ısmarlama projeye göre teşvikler, daha niceleri..."

Borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin sürenin gün sonunda dolacağını anımsatan Yıldırım, bu tarihi uzatmalarının yasal olarak söz konusu olmadığına dikkati çekti.

Yapılandırma başvurularında, 22 Kasım 2016 itibarıyla 64 milyar liraya ulaşıldığını söyleyen Yıldırım, bu kadar yüksek miktarda bir müracaatın, "ekonomide sıkıntı olduğu" algısını boşa çıkardığını vurguladı.

- "Yaşadığımız dalgalanma, türbülans geçicidir"

Başbakan Yıldırım, ekonomiyle ilgili hedefleri hakkında şunları kaydetti:

"Bir kere belirsizlikler ortadan kalkacak. Öngörülebilir, uzun vadeli, doğrudan üretime, istihdama yönelik, ihracatın artırılması ve çeşitlendirilmesine yönelik, bölgesel olarak çeşitlendirme, ürün olarak çeşitlendirme bir de ihracatın kalitesini artırmak. Kaliteden artırma maksadımız kilo başına bedelin yükselmesi yani teknoloji yoğun, katma değeri yüksek ihracat ürünlerinin daha fazla pay alması sistem içerisinde. Bunlar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

Referandum süreciyle beraber artık önümüzde 2019'a kadar siyasi bir belirsizlik yok. Hesabını millet buna göre yapsın. Bu yaşadığımız dalgalanma, türbülans geçicidir. Bu ve benzeri şoklara Türkiye geçmiş dönemlerden, Türk ekonomisinin bağışıklığı vardır, dayanaklığı vardır. Döviz ihtiyacıyla ilgili bir sıkıntımız yok, Merkez Bankası rezervleriyle ilgili hiçbir sorunumuz yok.

Kaldı ki dövize olan iç ihtiyacı azaltacak, milli paramıza, Türk paramıza yönelmeyi cazip hale getirecek tedbirleri de birer birer alıyoruz. Kısa vadeli tedbirleri 10 milyar doları bulan bir tedbirden bahsediyoruz. Dolayısıyla gelecek aylarımız, günlerimiz bugünlerden daha güzel olacak. Bu türbülansta, bu oynaklıkta acele karar vermenin bir maliyetinin olacağını da gerek iş adamlarımız gerek vatandaşlarımızın bilmesinde yarar var. Bu gibi durumlarda beklemek, durumu net olarak görmek en doğru yoldur. Hükümetimiz olaylara hakimdir, gelişmeleri anı anına takip ediyoruz."

Kamuoyunda zaman zaman "Ekonomiyle ilgili çok seslilik var, çok başlılık var." iddialarının gündeme geldiğini, bunları kabul etmediğini anlatan Yıldırım, Ekonomi Koordinasyon Kuruluna başkanlık ettiğini, kendisinden sonra da ekonomiyle ilgili konularda sorumluluğun Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'te olduğunu belirtti.

- Öğretmen alımları

Yıldırım, öğretmen istihdamıyla ilgili soruyu şöyle yanıtladı:

"Şu anda 1 milyona yakın, 960 bin civarında öğretmenimiz var. AK Parti iktidarından önce öğretmen sayısı 400 bin civarındaydı. Yani yüzde 100'den fazla artma olmuş. Öğrenci sayısı yüzde 100 artmadı. Şu anda norm kadrolarla kıyasladığımız zaman en az 50 bin öğretmen fazlamız var. Öğretmen açığımız olan yerler de var. Niye? Belirli yerlerde yığılma var, ondan kaynaklanıyor ama buna rağmen biz FETÖ operasyonundan sonra 15 bin acil öğretmen aldık sözleşmeli olarak ve görev yerlerine gönderdik. Şu anda çok ciddi bir öğretmen açığı söz konusu değil. Zamanla emekli olanlar, ayrılanların yerini dolduracak 2017'de de öğretmen atamaları yapılacak."

- "Bir nesli zehirlediler"

Okul öncesi eğitimle ilgili yeni bir reformun planlandığı belirtilerek ayrıntıların sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, 2019'a kadar bütün okullarda sabahçı-öğlenci uygulamasının biteceğini ve tam güne geçeceğini aktardı.

Bunu hükümetin en önemli kararlarından biri olarak nitelendiren Yıldırım, okul öncesi eğitim öğretimi mecburi hale getireceklerini de vurguladı. Bunun eğitimde en büyük reformlardan, dönüşümlerden biri olacağını dile getiren Başbakan Yıldırım, çocukların 2-3 yaşlarından itibaren eğitime başlayacağını, okul ortamıyla tanışacağını söyledi. Yıldırım, çalışmaların sürdüğüne işaret ederek, bu uygulamalara ilişkin "Bu kadar okul var mı" eleştirilerini de hesaba dayanmayan, afaki söylemler olarak değerlendirdi.

Öğretmenler Gününü kutlayan Yıldırım, öğretmenliğin sevmeden yapılamayacağını ifade etti. Herkesin ilkokul öğretmenini mutlaka hatırladığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bizi hayata hazırlayan, bizim gelecek yıllardaki kimliğimizin teşekkül etmesine katkı sağlayan en önemli insandır. Ailemizden bile fazla. Eğitim hayatımız boyunca ortaokulda, lisede, üniversitede bizi etkileyen mutlaka bir veya birden fazla öğretmenimiz olmuştur. Onun için öğretmenler aslında sadece eğitim vermiyor, gelecek nesillerin de nasıl şekilleneceğine karar veriyor.

Peki, 'Bu canlı bombalar, insanların hayatına gözünü kırpmadan son verenler, uçakları, helikopterleri çalıp milletin üzerine bomba yağdıranlar, bunlar da o öğretmenlerin öğrencileri değil miydi?' diyeceksiniz. Nazi Almanya'sında insanları en kaliteli şekilde o fırınlarda yakmak için en iyi mühendisler kullanıldı, acı vermeden öldürecek en iyi doktorlar kullanıldı. Zehirleme, insan aklını formatlama konu olunca eğitimin önemi kalmıyor. Maalesef bu FETÖ de böyle bir şey. Maalesef temiz duygularımızı, kutsallarımızı kullanarak bir nesli zehirlediler ve bugünleri yaşadık. Allah'tan tehlike alenileşti, 15 Temmuz'da ortaya çıktı."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile ilgili mücadeleyi 2010'dan beri verdiğini vurgulayan Yıldırım, "Bu mücadeleyi neredeyse tek başına verdi. Birçok kendi partimizden de arkadaşlarımız anlamakta zorlandılar ama tehlikenin ne boyutta olduğunu, ne ağır sonuçlar meydana getireceğini, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da bu süreçte şahit olduk. İnşallah öyle bir belayla daha bu ülke imtihan olmaz." ifadelerini kullandı.

(Bitti)

Yorumlar