Başbakan Yıldırım: (6)

- "(OHAL süresinin uzatılıp uzatılmayacağı) Şu anda böyle bir düşüncemiz yok. Ümit ederim ihtiyaç da olmaz, olabilirse daha erken de kaldırabilmeyi hedefliyoruz" - (Suikast iddiaları) Bunların hepsi olabilir. Bunlar ihtimal dışı değil ama yani bu tip ihbarlarla bizi hedeflerimizden, hizmetlerimizden alıkoymaya, bizi bir kenara çekilmeye zorlamaya güçleri yetmez. Biz, tedbirimizi alacağız alabildiğimiz kadar. Halkımızla beraber olmaya devam edeceğiz" - "Bizim hükümet olarak 30 Ağustos törenleri konusunda aldığımız bir karar henüz yok. Bunu tabii ki oturacağız, konuşacağız, en uygun gereken neyse yani bir olay yaşadık diye 30 Ağustos'u yok sayamayız. Gerekli tedbirleri alırız, riskleri hesap ederiz, ondan sonra da gereken neyse yapılır. Bu konuda 'Törenin şu kısmı yapılacak, bu kısmı yapılmayacak' Bugüne kadar yapılanın yapıldığı şeklin dışında bir uygulama henüz kararlaştırılmış değil"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım: (6)

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, OHAL süresinin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin, "Şu anda böyle bir düşüncemiz yok. Ümit ederim ihtiyaç da olmaz, olabilirse daha erken de kaldırabilmeyi hedefliyoruz." dedi.

Yıldırım, CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından kapanacak askeri binalar ve arazilerine ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, verilen kararın yeni olduğunu, bu kararı verirken, binalarının ne olacağı hesabını yapmadıklarını söyledi.

Harp Okullarının kapatılmadığını, kullanılacağını dile getiren Yıldırım, "Bundan sonra Harp Okulları, üniversite sınavına girenler arasından öğrencilerini alıp eğitmeye devam edecekler. Nerede eğitecekler? Deniz, Hava, Kara Harp Okulu. Ama bunlar, Milli Savunma Üniversitesi adı altında birleştiriliyor. Onun bir rektörü, dekanları, öğretim üyeleri olacak. Bunların hepsini diğer üniversitelerdeki görevlendirmeler nasıl yapılıyorsa, aynı şekilde yapılmış olacak. O yüzden de böyle bir hak kaybı söz konusu değil." diye konuştu.

- "30 Ağustos törenleri konusunda aldığımız bir karar henüz yok"

"Balyoz ve Ergenekon mağdurları için iadeiitibardan yana mısınız?" sorusu üzerine Yıldırım, konuya dair bir hükmün bulunduğunu belirterek, "Şöyle ki, geçmiş dönemde haksız yere bu düzmece raporlarla ordudan atılanlar tekrar haklarını aramak için müracaat edebilecekler. Ama bu tabi incelenecek." yanıtını verdi. "Bu süreç herkes için geçerli mi" sözleri üzerine de Yıldırım, "Tabii. Durumları buna uyanlar için." dedi.

30 Ağustos törenlerine ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, "Açıkçası bizim hükümet olarak 30 Ağustos törenleri konusunda, aldığımız bir karar henüz yok. Bunu tabii ki oturacağız, konuşacağız, en uygun gereken neyse, yani bir olay yaşadık diye 30 Ağustos'u yok sayamayız. Gerekli tedbirleri alırız, riskleri hesap ederiz, ondan sonra da gereken neyse yapılır. Bu konuda, 'Törenin şu kısmı yapılacak, bu kısmı yapılmayacak.' Bugüne kadar yapılanın, yapıldığı şeklin dışında bir uygulama henüz kararlaştırılmış değil."

Yıldırım, "Bir tehdit hala devam ediyor mu. Şu anki tehdit nedir?" sorusuna karşılık, darbe teşebbüsünün arkasında işleri tekrar yoluna koymaya, Silahlı Kuvvetler'de dibe vuran moral değerleri tekrar düzeltmeye çalıştıklarını anlattı. Yıldırım, "Tabii ki bu geçiş döneminde her ihtimali göz önünde bulundurmamız lazım. 'Darbeyi bastırdık bundan sonra bir şey olmaz' gibi bir rehavet asla söz konusu olmaz." dedi. Vatandaşın durmadığına, Kızılay'da, Taksim'de, İzmir'de yurdun her köşesinde insanların meydanlarda demokrasi nöbetleri tuttuklarına işaret eden Yıldırım, tüm vatandaşlara selam ve saygılarını iletti.

"Aziz Türk milleti, dünya demokrasi tarihine 15 Temmuz gecesi adını yazdırmıştır." diyen Yıldırım, 79 milyon vatandaşın her birinin alnından öptüğünü dile getirdi.

Bu darbeyi bastıran gerçek kahramanın aziz Türk milleti olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Onların inancı, onların gücü, tankın gücünü yenmiştir. Bu açık bir tartışmasız bir zaferdir. Darbe lafını duyup şapkasını alıp kaçanlar dönemi geride kalmış, yerine darbe yapanların şapka çıkardığı bir büyük millet gelmiştir. Bu darbenin özeti budur. Tabii millet başkomutana güvendi, cumhurbaşkanımıza güvendi. Cumhurbaşkanımız ve halkın iradesiyle seçilmiş hükümet, başbakan ve kabine üyelerimiz, biz kararlı bir şekilde dedik ki; 'bizim üzerimizden geçersiniz, ölümüzü çiğnersiniz ancak başarılı olabilirsiniz.' Bu kararlılık ve milletimizle kenetlenmek suretiyle bu büyük belayı defettik." değerlendirmesini yaptı.

Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Hande Fırat'a) Burada hakkınızı teslim edelim. Siz, şahsınız büyük iş gördünüz. Biz o zaman telefonla konuştuk, bu iltifat değil. Darbenin seyrini değiştirecek olayları beraber yaşadık. Hatırlayın, burayı da bastılar, bina titriyor, İstanbul da aynı şekilde. Oraya polis gönderdik, buraya 'direnin merak etmeyin' dedik. Gece boyunca büyük bir mücadele verdik ama bütün medya kuruluşları hakikaten asil bir duruş sergilediler. Bir telkin ihtiyacı duymadan, durumdan vazife çıkararak, Türkiye'nin geleceği için ülkenin bekası için nerede durmaları gerektiğine kendileri karar verdiler ve bu darbeyi önlemede çok büyük katkı sağladı. Bu vesileyle teşekkür ediyorum."

Aynı şekilde savcıların darbe teşebbüsünün ardında hemen harekete geçtiğini ve hemen tutuklamalara başladıklarını ifade eden Yıldırım, "Elde kalan bir avuç polis teşkilatıyla aslanlar gibi bu darbecilerin karşısına o polislerimiz, özel harekatçılarımız, özel kuvvetlerden büyük bir kitle çelik gibi durdular ve bu darbeyi önlediler. Valilerimiz, bu işe bulaşmayan yurtsever komutanlar, subaylar, askerler de tabii ki burada takdirle anacağımız kesimler. Ülkemizin itibarını zedeleyen, milletimizin moralini bozan, şehitlerimizin olmasına sebep olan bu alçakça darbe girişimine karşı dimdik duran başta milletimiz olmak üzere herkese şükranlarımı bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Aziz Türk milletinin bir ferdi olmaktan bir kez daha gurur duydum." diye konuştu.

- "Tedbirimizi alacağız, alabildiğimiz kadar, halkımızla beraber olmaya devam edeceğiz"

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik bir suikast ihbarının bulunduğunu, tehlikenin hala geçmediğini, bu şekilde değil ama başka bazı tehlikeler olabileceğini ifade etmişti. Size yönelik de böyle ihbar mı var?" sözleri üzerine Yıldırım, "Bunların hepsi olabilir. Bunlar ihtimal dışı değil, ama yani bu tip ihbarlarla bizi hedeflerimizden, hizmetlerimizden alıkoymaya, bizi bir kenara çekilmeye zorlamaya güçleri yetmez. Biz tedbirimizi alacağız, alabildiğimiz kadar, halkımızla beraber olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'in tehditlerinin devam ettiğinin haberlerde yer aldığının belirtilmesi ve "'Yarına çıkacağına garanti yok' gibi bir takım ifadeler var. 20 günlük bir zamandan bahsediliyor. Bunun 14 Ağustos ve AK Parti'nin kuruluş yıldönümü olduğu gibi. Böyle bir somut istihbarat mı var?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Kimin yarına çıkacağı, çıkmayacağı onun kararıyla olmuyor. Yani bu bir tehdittir. Bu bir suçtur. Bu hedef göstermektir. Dolayısıyla zaten işlediği suçların haddi hesabı yok. Bir de bu üzerine ilave olmuş oldu. İstediği kadar tarih versin. O tarih verirse bizim de verecek cevabımız var. 15 Temmuz'da da çok kendilerine güvendiler, çok ümitlendiler. Onların sırtını sıvazlayanlar da çok gaz verdi. Ama onların hesap edemediği bir şey oldu. Bu büyük millet, bütün hesapları altüst etti. Herkesin bir hesabı var ama Hakk'ın da bir hesabı var. Bütün hesapların üzerindedir. Dolayısıyla bu ve buna benzer tehditlerin hiçbirini 'bu önemsizdir' demeyeceğiz, demiyoruz. Bunları dikkate alıyoruz, tedbirlerimizi alıyoruz. Zaten tehdit, tehlike devam ediyor derken kastettiğim de budur. Bu illa tekrar silahlı darbe girişimi şeklinde olması gerekmiyor. Başka türlü. Ülkede karışıklık çıkarmak, bu karışıklıktan yararlanmak suretiyle yarım kalan emellerini gerçekleştirmek isteyebilirler.

Bu konudaki uyarımız şu; bir kere vatandaşlarımızdan özellikle şunu istirham ediyorum. Özellikle hiçbir şeklide birbirinizin farklılıklarını görmeyin, farklılıklarımızı zenginlik kabul edelim. Bugün ayrışma değil, bugün buluşma, bugün kucaklaşma günüdür ve bu demokrasi nöbetlerine, aman gevşeklik göstermeyelim. Devam edelim."

"Bitiyor değil mi 7'sinde?" sorusu üzerine de Yıldırım, "Tamam 7'sinde İstanbul'da bu artık zirveye çıkmış olacak." dedi.

"Bu işin siyasi boyutu var mı? Herhangi bir partiden olabilir, her partiden de olabilir. Bu işin siyasi boyutu var mı? Bir numara sizce siyasette mi?" sorusuna karşılık Yıldırım, "Bir numara değil, bir çok numara var bu işte. Baştan sona numara. Doğrusu yani bu çok sıkça dile getiriliyor, dedikodular yapılıyor ama biz dedikodulara göre amel edemeyiz. Somut gerçekleri tespit etmek gibi bir yükümlülüğümüz var. Bu sorumluluğu taşıyoruz, o yüzden tabii soruşturma ve kovuşturma süreci şüphesiz böyle bir bağlantı da varsa onu da ortaya çıkaracaktır." yanıtını verdi.

Yıldırım, AK Parti de dahil olmak üzere siyasi partilerin konuya ilişkin kendi içinde bir inceleme başlatıp başlatmamaları konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine, bütün partilerin ortak kararıyla Meclis Araştırması Kararı'nın kabul gördüğünü belirterek, "Oluşturulacak araştırma komisyonu 15 Temmuz'u bütün yönleriyle araştıracak ve gerçekleri ortaya çıkaracak." dedi.

"Özellikle CHP ve muhalefet tarafından, Kanun Hükmündeki Kararnamelerle ilgili olarak bazı maddelerin Olağanüstü Hal sonrasını da kapsaması nedeniyle Anayasa'ya aykırılıktan söz ediliyor." denilmesi üzerine Yıldırım, konu üzerinde hukukçuların çalıştığını belirterek, "Bundan sonraki tek net olan bir şey, bir olağanüstü hal kararına dayalı olarak çıkarılacak kanun hükmündeki kararnameler, çıktıktan hemen sonra Meclis'e gönderilir. Biz çıktıktan sonra Meclis'e bunları gönderdik. Bundan sonrası Meclis'in işi." diye konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar