Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sosyal medya canlı yayınında

- Kurtulmuş: - "Nereden geldiğimiz unutmayacağız. Türkiye gibi bir yerde biz 200 yıldır derin bir mücadele yapıyoruz. Bu mücadelenin hiçbir gününü unutmayacağız. Ama bizim de gideceğimiz bir yer var. Gideceğimiz yer, yeniden güçlü bir Türkiye kurmaktır. Medeniyetiyle barışmış bir Türkiye’dir. Bölgesine hakkın, adaletin, hukukun inşa edilmesine katkı sağlayan bir Türkiye’dir. Dünyada söyleceği insani, vicdani bir sözü olan bir Türkiye’dir"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sosyal medya canlı yayınında

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, nereden geldiklerini unutmayacaklarını belirterek, "Türkiye gibi bir yerde biz 200 yıldır derin bir mücadele yapıyoruz. Bu mücadelenin hiçbir gününü unutmayacağız. Ama bizim de gideceğimiz bir yer var. Gideceğimiz yer, yeniden güçlü bir Türkiye kurmaktır. Medeniyetiyle barışmış bir Türkiye’dir. Bölgesine hakkın, adaletin, hukukun inşa edilmesine katkı sağlayan bir Türkiye’dir." dedi.

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'le birlikte, Fatih Belediyesi tarafından Four Seasons Otel'de düzenlenen ve bazı sosyal medya siteleri tarafından canlı yayınlanan, "Tarihi ve Kültürel Yapısıyla Tarihi Yarımada" konulu "Sosyal Medya Sohbetleri"ne katılan Kurtulmuş, sunucu Betül Soysal Bozdoğan'ın sorularını yanıtladı.

Kurtulmuş, sosyal medyanın önemine değindi.

Son dönemdeki ramazan etkinliklerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, “Çok güzel bir şey oluyor. Eskiden 5 yıldızlı otellerde, daha dar alanlarda iftar yapılırdı. Şimdi binlerce kişi katılıyor. Çok güzel bir şey. 81 ilde büyük sofralar kuruluyor. O sofraların zengin olması değil, paylaşılması önemli. Biz bu sofraları paylaştıkça, kim ne yaparsa yapsın, bu memlekete bir şey olmaz. O sofralardaki birliğin, paylaşmanın gerçekleştiği bir ülkeye bir şey olmaz.” diye konuştu.

Kurtulmuş, vatandaşa hizmet konusunda yeni bir aşamaya geçilip geçilmemesi gerektiğinin sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Gerekiyor. Buna gayret ediyoruz. Milli Görüş geleneği önemli bir potansiyele sahip ve milli bir siyaset tarzı. AK Parti’de büyük oranda bu tarzın devamı görülüyor. Rahmetli Menderes, Özal ve Erbakan’ın devam ettirdiği bir çizgi. Halka yakın olan bir tarz. Eski Türkiye’de belli bir elit kesimin elinde olan dönemde, halktan uzak bir yönetim vardı. Devlet milletten uzak durmaya özen gösteriyor. Devletin milletle olan tek ilgisi, milleti hizaya getirmeye çalışıyor. Millet de devletten korkuyor, çekiniyordu. Çok şükür Türkiye bu milli siyaset geleneğiyle bunu kırdı. Bugün çok şükür artık ağır ceza reislerimiz, bakanlar, vekiller, valiler hakın içinde. Kimse kendi fanusunda, fil dişi kulesinde oturamıyor. Millet bu yöneticileri kendi içine çekmiş durumda. Böyle davranan birisi olursa da hemen sırıtıyor. Seçilmişse bir daha seçmiyor. Son yıllardaki en büyük kazanımlarımızdan biridir."

- "Zihniyet inşasına mecburuz"

Türkiye’de devlet millet kaynaşması olduğunu aktaran Kurtulmuş, ancak bunun yetmediğini ifade etti.

Numan Kurtulmuş, milletin devlete, kurumlarına sahip çıktığını, devletin de çok hizmetler yaptığına dikkati çekerek, "Yollar, köprüler yaptık ama bunun bir adım ötesine geçmemiz lazım. Nasıl ekonomide makro istikrarı sağladık, bu yetmez. Şimdi mikro başarıları sağlamamız gerekiyor. Yani daha fazla üretmemiz, daha fazla markalarımız ihraç etmemiz gerekiyor. Şimdi kültüre, sanata, edebiyata, medeniyet değerlerimize, köklerimize, bunları üreten bir politikaya dönmemiz lazım. Kadim kültürümüzle şehirlerimizi buluşturma mecburiyetindeyiz. Fiziki olarak değil, zihniyetin de ihyasına, inşasına mecburuz. Çok sağlam kültür, eğitim politikalarına ihtiyacımız var. Fiziki başarılar önemlidir ama kültür, sanat medeniyet, köklerimizi yeniden tanıyarak, onun üzerinden bir yükselişe geçmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'gençlik, kültür ve eğitim konusunda arzu ettiğimiz noktada değiliz.' dedi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, bunun bir özeleştiri olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu en tepeden dillendirmesinin, her türlü takdirin üstünde olduğunu aktardı.

AK Parti’nin 14 yıldır fiziki, beşeri kalkınmada önemli başarılar elde ettiğini dile getiren Kurtulmuş, “Biz Türkiye’de 150 yıldır ödünç fikirlerle düşünüyoruz. Kendi değerlerimizden korkardık. Bundan uzaklaşmamız, Osmanlı’ya ait şeyler, gerici, yanlış, bu milletin önünü tıkayan şeylerdi. Öyle algılanırdı. Elitler tarafından öyle anlatılırdı. Türkiye’nin tahayyül dünyasını onarması en önemli meselesidir.” ifadesini kullandı.

- "Nereden geldiğimizi unutmayacağız"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Neden bugün bu eleştiriyi yapıyoruz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"İnşallah yeni bir başlangıçtır. İnsanlar özeleştiri yapmalı. Nereden geldiğimiz unutmayacağız. Unutanlara nereye gideceğini bulamazlar. Türkiye gibi bir yerde biz 200 yıldır derin bir mücadele yapıyoruz. Bu mücadelenin hiçbir gününü unutmayacağız. Ama bizim de gideceğimiz bir yer var. Gideceğimiz yer, yeniden güçlü bir Türkiye kurmaktır. Medeniyetiyle barışmış bir Türkiye’dir. Bölgesine hakkın, adaletin, hukukun inşa edilmesine katkı sağlayan bir Türkiye’dir. Dünyada söyleceği insani, vicdani bir sözü olan bir Türkiye’dir. Bunun yolu sadece köprü, otoyol yapmaktan geçmiyor. Bunun yolu, edebiyatta da sanatta da bilimde de felsefede de tarihte de çok güçlü nesiller yetiştirmekten geçiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız cesaretle bunu ifade etmiştir."

"Son dönemde camiler insanları çağırmıyor. Bunun nedeni nedir?" sorusuna Kurtulmuş, şu karşılığı verdi:

"Eskiden merkezde cami vardı. Ancak Osmanlı’dan sonra, Türkiye’de maalesef bir zulüm tarihi oldu. Bunun adını açık koymak lazım. Öyle oldu ki camilerimiz ahır oldu, yıkıldı, tahrip oldu. Camilerde namaz kıldıracak adam olmadı. Doğru dürüst cemaat yok, imam yok. Çok şükür o zamana göre değişim oldu. Ancak hala manevi oranda camilerimizin içinin boş olduğunu özeleştiri olarak söylüyorum. 120 bin çalışanı olan, her mahallede imamları olan büyük teşkilat. Çok mesafeler alındı ama hala büyük eksiklikler var. Bırakın insanlar camilerde evlensin, düğünlerini camilerde yapsın. Tabii çalgılı, türkülü o manada demiyorum. İkramda bulunsun, dualar yapılsın. Bu anlamda şehirlerin merkezi camiler olsun. inşallah bu 200 yıllık açığı kapatırız."

Yorumlar