Avrupa'nın "basın özgürlüğü" karnesi zayıf

- BYEGM tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Avrupa, basın ve ifade özgürlüğü konusunda sınıfta kaldı - BYEGM: - "Batılı demokrasiler Türkiye’yi kendi kurdukları fakat kurallarına uymadıkları gösteri toplumunun parçası kılmaya çalışmaktadır" - "2014'teki Ferguson olaylarında aralarında Anadolu Ajansı, Die Welt ve Bild muhabirlerinin de bulunduğu 14 gazeteci tutuklandı, polis şiddetine maruz kaldı. Baltimore olaylarında, City Paper’ın fotoğraf editörü J. M. Giardano polisler tarafından darbedildi" - "Reuters adına çalışan freelance fotoğrafçı Sait Serkan Gürbüz gözaltına alındı. Wall Street Journal gazetesinin Ortadoğu muhabiri Maria Abi-Habib, ABD İç Güvenlik Bakanlığı yetkililerince 'tehlikeli yerlere seyahat eden' bir gazeteci olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı"

Google Haberlere Abone ol
Avrupa'nın "basın özgürlüğü" karnesi zayıf

ANKARA (AA) - Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce (BYEGM) yapılan araştırmaya göre, Avrupa basın ve ifade özgürlüğü konusunda sınıfta kaldı.

Basın ve ifade özgürlüğü konusunda araştırma yapan BYEGM, çalışmanın sonuçlarını yaptığı yazılı açıklama ile duyurdu.

Özellikle son yıllarda basın ve ifade özgürlüğü alanının, Türkiye’nin uluslararası platformda eleştiri oklarının hedefi haline geldiği konuların başında yer aldığı belirtilen açıklamada, söz konusu eleştirilerin temel dayanak noktasını ise çeşitli uluslararası basın meslek örgütlerinin rapor ve açıklamalarından beslenen başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin Türkiye’ye yönelik iddialarının oluşturduğuna işaret edildi.

Türkiye'ye sıklıkla eleştiri yapan ülkeler arasında Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, İspanya, Hollanda, ABD gibi batılı demokrasiler bulunduğu hatırlatılan açıklamada, "Peki, bu ülkelerde sınırsız basın özgürlüğü mü savunuluyor? Gazeteciler, medya çalışanları, muhabirler bu ülkelerde sorunlarla karşılaşmıyorlar mı?" soruları yönetildi ve söz konusu ülkelerdeki baskı ve sansür örneklerine yer verildi.

İngiltere'de yürürlüğe giren Investigatory Powers Act ile telefon ve hizmet sağlayıcılarına, kullanıcıların kişisel bilgilerinin yanı sıra hareketlerini izleme ve paylaşma yetkisinin verildiği aktarılan açıklamada, İngiliz hükümetine bağlı 48 kuruluşun kullanıcıların sildikleri bilgileri görebileceğine işaret edildi. Açıklamada, "Yasanın siber suçlar ve terörizmle mücadele kapsamında hazırlandığı biliniyor. Bu yasa Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında internet kullanıcılarının bilgilerinin geçici süreyle depolanmasına izin veren yasaya benzerliği ile dikkat çekiyor." değerlendirmesi yapıldı.

CIA çalışanı Edward Snowden'ın Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansına ait belgeleri sızdırdığı Guardian gazetesinin polislerce basıldığı hatırlatılan açıklamada, bilgisayar disklerinin zor kullanılarak imha edildiği anımsatıldı.

OHAL uygulamasının devam ettiği Fransa'da, çalışma yasa tasarısını protesto eden göstericilerin fotoğraflarını çeken gazetecilerden birine, eylemler sırasında çektiği fotoğraflardan dolayı gösteri yapılan alanlara girme yasağı getirildiği belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi:

"Rennes şehrinde yaşanan protestoları görüntüleyen bir gazetecinin kaydettiği fotoğraflar polislerce silindi, yine polisler aynı gösteride, France 3 kameramanını tartakladı. 2014'te kabul edilen terörle mücadele yasası, internet üzerinden yapılan yorumlarda terör övgüsü suçuna yönelik 5 yıla kadar hapis ve 75 bin euro para cezası öngörmektedir."

Irak savaşında Alman gizli servisi BND'nin faaliyetlerine ilişkin haber yapan haftalık Focus gazetesinin muhabirleri Josef Hufelschulte ve Erich Schmidt-Eenbom hakkında "devletin gizli belgelerini ifşa etme" gerekçesiyle dava açıldığı, Cicero dergisinin de aynı gerekçeyle polis tarafından basıldığı aktarıldı.

2014'te gazeteci Marie Delhaes'in bir terör şüphelisinin aleyhine tanıklık yapmaya zorlandığı, tanıklık yapmaması durumunda ise para cezasına çarptırılmakla tehdit edildiği vurgulanan açıklamada, İsveç'te, "15 Temmuz-Kanlı Darbenin Perde Arkası" panelinin iptal edilerek Türk gazetecilerin konuşturulmadığı hatırlatıldı.

ABD'nin Dakota eyaletine yapılması planlanan boru hattının Kızılderililerce protesto edilmesini görüntülemek isteyen Kanadalı gazeteci Edward Ou'nun ABD'ye girişine izin verilmediğine dikkat çekilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Edward Ou, sınırda 6 saat tutuldu ve bu süre içinde telefonları ve fotoğraf makineleri elinden alındı. 2014'te meydana gelen Ferguson olaylarında, aralarında Anadolu Ajansı, Die Welt ve Bild muhabirlerinin de bulunduğu 14 gazeteci tutuklandı, polis şiddetine maruz kaldı. Baltimore olaylarında, City Paper'ın fotoğraf editörü J. M. Giardano polisler tarafından darp edildi. Reuters adına çalışan fotoğrafçı Sait Serkan Gürbüz ise gözaltına alındı. Wall Street Journal gazetesinin Ortadoğu muhabiri Maria Abi-Habib, ABD İç Güvenlik Bakanlığı yetkililerince 'tehlikeli yerlere seyahat eden' bir gazeteci olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Örnekleri çoğaltmak mümkün fakat bu kadarı bile tablonun bütününü görmek açısından yeterli.

Guy Debord, başyapıtı Gösteri Toplumu’nda, 'Gösteri toplumu, mevcut düzenin kendisi hakkında verdiği kesintisiz söylev, onun övgü dolu monoloğudur.' der. Batılı demokrasiler de Türkiye’yi kendi kurdukları fakat kurallarına uymadıkları gösteri toplumunun parçası kılmaya çalışmaktadır."

Açıklamada, araştırma sonuçlarının, Avrupa'nın basın ve ifade özgürlüğü konusunda sınıfta kaldığını ortaya koyduğu kaydedildi.


Yorumlar