"Asıl nefret kalplerindeymiş"

- Darbeci askerler tarafından Çengelköy Karakolu'nda 6 saat rehin tutulan Hasan Dede: - "Komutan bir kişinin kafasını arabanın camına onlarca kez vurdu. Yüreğim paramparça oldu. Böyle bir vahşet olamazdı. O an anladım ki dillerindeki nefret bir şey değil, asıl nefret kalplerindeymiş" - "Komutan bize 'Devlet size 60'ta yaptığını, 71'de yaptığını, 80'de yaptığını bu sefer yapmayacak. Bu sefer hiçbirinize acımayacak' dedi"

Google Haberlere Abone ol
"Asıl nefret kalplerindeymiş"

İSTANBUL (AA) - HASAN HÜSEYİN KULAOĞLU - Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerlerin darbe girişimi sırasında Çengelköy Karakolu'nda 6 saat rehin alınan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Tarih Bölümü'nden yeni mezun olan Hasan Dede, "Komutan bir kişinin kafasını arabanın camına onlarca kez vurdu. Yüreğim paramparça oldu. Böyle bir vahşet olamazdı. O an anladım ki dillerindeki nefret bir şey değil, asıl nefret kalplerindeymiş." dedi.

Dede, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ümraniye'de ikamet ettiğini, 15 Temmuz akşamı gerçekleştirilen darbe girişimini haber aldıktan sonra babasıyla Çengelköy'e gittiğini söyledi.

Darbe girişimini Çengelköy'de protesto ettiklerini kaydeden Dede, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Aracımızla Çengelköy'e geldiğimizde askerler bir anda önümüze çıktı ve silahlarını bizlere doğrultarak, ellerimiz ensede araçtan inmemizi istedi. Babamın, 'Biz vatan haini miyiz, bize neden böyle davranıyorsunuz, neden esir alıyorsunuz?' demesi üzerine askerler, yönetime el koyduklarını söyledi. Babam arabayı kilitlemek istedi ama askerler engel olurken, babam, 'Beni mi vuracaksınız?' dedi. Asker ise silahı doğrultarak, 'Komutanım emrinizi bekliyorum, 'vur' derseniz vuracağım' dedi. Komutan, sopasıyla bizlere vurmaya başladı. Değneğin ucuyla babamın gırtlağına bastırmaya çalıştı ama babam eliyle engelledi. Babama vura vura elindeki sopayı yamulttu. Hızını alamadı postalıyla kafasına tekme attı."

Askerler tarafından daha sonra ellerine plastik kelepçe takıldığını ve yolun ortasına oturtulduklarını kaydeden Dede, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O sırada bir kişiyi yoldan çevirdiler. Bu kişi, çocuğunda kas erimesi hastalığı olduğunu ve acil ilaç alması gerektiğini yoksa çocuğunun öleceğini söyledi ama asker 'Yapacak bir şey yok, vatan sağolsun' dedi. Yoldan geçen bir kişinin üzerinde ise Türk bayrağı vardı. Asker, 'Sana bu bayrak yakışmıyor. Siz Allah, kitap diyenlerin peşinden gidersiniz ama sizin Allahınız bizim elimizde, bakalım şimdi kime inanacaksınız. Herkesi yakaladık, bir iki kişi kaldı, onları da yakaladık mı tamamdır.' dedi."

- "Menzilde kim varsa hepsini vuracaksınız, acımayacaksınız"

Çengelköy'deki askerlerden sorumlu komutanın, Boğaziçi Köprüsü'ndeki darbe girişimcileriyle sürekli telefonla iletişim halinde olduğunu belirten Hasan Dede, şöyle konuştu:

"Komutan, 'Mezilde kim varsa hepsini vuracaksınız, acımayacaksınız. Dostmuş, düşmanmış demeyeceksiniz, ivedi bir şekilde menzile girmişse vuracaksınız hatta tankla üzerlerinden geçin. Nepal bombalarını iki köprüye dökün, gerekirse köprüleri yıkın, artık yönetim askerde.' diye konuştu. O sırada üstü başı kan içerisinde bir adam yolda göründü. Bu kişi askerlerin saldırısı sırasında yaralanan sivil bir vatandaşın hastaneye kaldırılmasına yardımcı olmuş. Asker bunu duyunca, 'Sen askeriyenin öldürdüğü leşi kurtarmaya utanmıyor musun.' dedi ve şahsı darbetmeye başladı. Bir insan, bir insana böyle vurmazdı. Adamın kafasını arabanın camına onlarca kez vurdu. Yüreğim paramparça oldu. Böyle bir vahşet olamazdı. O an anladım ki dillerindeki nefret bir şey değil, asıl nefret kalplerindeymiş."

- "Bazı polisler askerlerle beraber hareket etti"

Darbe girişiminde bulunan komutanın kendilerine döndüğünü ve "Siz devletinizi sattınız, hepiniz aptallarsınız ama devlet size 60'ta yaptığını, 71'de yaptığını, 80'de yaptığını bu sefer yapmayacak. Bu sefer hiçbirinize acımayacak." dediğini anlatan Dede, bazı polislerin darbeci askerlerle beraber hareket ettiğini söyledi.

Çengelköy Karakolu'nda iki polisin kendisini elektrikli kapının arkasına kapattığını anlatan Dede, askerlere teslim olmayı reddettiğine kaydetti.

Dede, "Direnen polisleri askerler bir türlü ikna edemedi ve kendileriyle hareket eden polisleri bu kişilere yönlendirdi. FETÖ üyesi polisler, içeride direnen polislere artık direnmemeleri gerektiğini ve her şeyin bittiğini söyledi ama polisler bunları muhatap bile almadı. Komutan ise bu duruma çok kızdı ve telefonla 'Buraya 3 tank getirin' emrini verdi. Polislere dönerek, 'Sizi böyle öldürmeyeceğim, tankla burayı başınıza yıkacağım ve sizi öyle öldüreceğim' dedi." diye konuştu.

Çengelköy'de bir askerin pastanenin cam kapısını kırdığını anlatan Dede, şunları kaydetti:

"Askerler, pastaneye girdi ve içeriden yiyecek, içecek aldı, kasasından da bir tomar para aldı. Daha sonra pastane çalışanına 'Hakkınızı helal edin ama zaten asker yönetime el koydu, artık hak, hukuk kalmadı, her şey askerin hakkıdır.' dedi. Bu sırada Boğaziçi Köprüsü'ndeki askerler aradı ve 'Tankların topunun sesini duymak istiyorum' dedi. Daha sonra Boğaziçi Köprüsü'nden top sesi geldi. Bunun üzerine komutan, 'Bakın köprüyü Nepal bombaları yakıyor, orada bir adam kalmadı.' dedi. Oysaki yalan söylüyormuş."

Hasan Dede, 6 saat boyunca askerler tarafından esir alındıklarını ve sabah vakti polisin yaptığı operasyonla kurtulduklarını söyledi.

Yorumlar