ANALİZ - Mısır dış politikasının Esed-Körfez açmazı

- Mısır cumhurbaşkanı Sisi'nin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyareti, son dönemde gerilen Kahire-Körfez ilişkilerinin onarılması açısından kritik bir önem taşıyor - Özellikle Suriye konusunda, Riyad başta olmak üzere Körfez ülkelerinden farklı bir tavır alarak tepki çeken Mısır yönetimi, BAE'nin arabuluculuğuyla krizi aşmayı hedefliyor

Google Haberlere Abone ol
ANALİZ - Mısır dış politikasının Esed-Körfez açmazı

KAHİRE (AA) -AYDOĞAN KALABALIK- Mısır cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin dün başlayan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyareti, askeri yönetime başından beri güçlü şekilde destek veren, ancak son dönemde Kahire yönetiminin farklı dış politika tercihleri nedeniyle bozulan Mısır-Körfez ilişkilerinin onarılması açısından kritik önem taşıyor.

Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri ilişkileri, üçüncü eksen olarak bilinen Suudi Arabistan ile her zaman bağlantılı oldu. Mısır ve Suudi Arabistan arasında yaşanan iniş ve çıkışlar, BAE-Mısır ilişkilerini de doğrudan etkiliyor. Sisi’nin BAE ulusal bayramı vesilesiyle Abu Dabi’ye yapmış olduğu resmi ziyaret, özellikle Suriye konusundaki farklı siyasi tercihler nedeniyle gerilen Riyad-Kahire ilişkilerinin onarılmasında, BAE'nin arabuluculuk rolü üstlenebileceği ihtimalini de akıllara getirdi.

- Buzları eritme çabası

Nitekim Mısır basını ve siyaset kulislerinde yer alan yorumlarda, Sisi’nin BAE temasları, Kahire ve petrol zengini Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak nitelendiriliyor.

Ziyaretle ilgili yapılan resmi açıklamalarda ifade edilen “Kardeş ülke ile ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi, ekonomik işbirliği ve BAE’nin Mısır’a zor günlerinde yaptığı maddi destek” gibi rutin diplomatik cümleler, Sisi’nin BAE temaslarının arkasındaki asıl hedefi gizleyemiyor.

Mısır cumhurbaşkanlığı resmi sözcüsü Ala Yusuf “Ziyaret iki ülke arasında devam etmekte olan koordinasyon ve istişare konuları çerçevesinde yapılmaktadır” demiş olsa da, Mısır parlamento kulislerinde, ziyaretin asıl hedefinin “Suudi Arabistan ile Mısır yönetimleri arasındaki buzların BAE aracılığı ile eritilme girişimi” olduğu konuşuluyor.

- ”Arabuluculuk için en uygun başkent Abu Dabi”

Mısır parlamentosu Arap işleri komisyonu başkanı Ahmed İmbabi’ye göre ziyaret, Kahire ile Riyad arasında bölgesel konulardaki görüş ayrılıklarını gidermeye yönelik önemli bir adım niteliğinde.

Mısırlı bazı entelektüeller, Sisi ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz arasında, Abu Dabi’de bir görüşme yapılacağını dahi öngörüyor, daha doğrusu temenni ediyor. Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Ahmed el-Müselmani, BAE ulusal bayramı kutlamalarına Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in de katılacağını hatırlatarak, Sisi ve Selman’ın Abu Dabi’de ikili bir zirve düzenleyeceğini söyledi.

BAE’de yönetimine yakın çevreler de benzer beklentileri dile getiriyor. Ülkedeki karar mercilerine yakınlığıyla bilinen BAE’li siyaset bilimci Abdulhalik Abdullah, AA'ya yaptığı değerlendirmede, Mısır ve Suudi Arabistan gibi bölgenin iki büyük ülkesi arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi konusunda, Abu Dabi’den daha etkili başka bir başkent olmadığını söyledi.

- Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerindeki gerginliğin arka planı

Geçen nisan ayında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in Mısır’a düzenlediği 3 günlük resmi ziyaret çerçevesinde imzalanan protokoller gereği, Kızıldeniz'deki Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan’a bırakılması, Mısır'ın Riyad başta olmak üzere Körfez ülkeleriyle ilişkilerindeki zirve aşamasını temsil ediyordu. Ancak Rusya ve rejim güçlerinin Ekim ayında Halep'e düzenlediği şiddetli saldırılarla beraber, Riyad-Kahire hattında da ipler gerilmeye başladı. Halep'teki bombardımanla ilgili olarak Mısır'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Rusya'nın Suriye ile ilgili karar tasarısına lehte oy kullanmasıyla, ilişkiler kopma noktasına geldi. Mısır'ın Rus tasarısı lehinde oy kullanması, Suudi Arabistan’ın BM daimi üyesi tarafından "Acı verici" olarak nitelendirildi.

Mısır’ın bu tutumu karşısında Suudi Arabistan yönetiminden resmi düzeyde tepkiler gelmese de, Cemal Kaşıkçı gibi yönetime yakın isimler, Kahire'nin tercihinden duydukları hayal kırıklığın ifade ettiler. İlişkilerin ne ölçüde bozulduğunun somut bir tezahürü olarak Suudi Arabistan, devlet petrol şirketi ARAMCO tarafından Mısır’a yapılan petrol sevkiyatını durdurduğunu açıkladı.

Her ne kadar Mısır ve Suudi Arabistan arasındaki krizin kamuoyuna yansıyan tarafı Halep tasarısı ve petrol tedariki olarak görünse bile, ortaya çıkanların buzdağının görünen kısmı olduğu yorumları da yapılıyor.

Geçen hafta Sisi’nin Portekiz’de “Suriye ulusal ordusunu desteklediği” şeklindeki açıklaması, kamuoyunda Esed’i desteklediği şeklinde anlaşıldı. Açıklamadan bir gün sonra ise Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen, Lübnan’da yayın yapan Es-Sefir Gazetesi “Mısır’ın kasım ayında Halep askeri üssüne 18 askeri pilot gönderdiğini” yazdı.

Her ne kadar Mısır askeri ve resmi kaynakları Es-Sefir’in iddiasını yalanlasa da, Suriye konusunda Mısır ve Körfez ülkeleri arasında kamuoyuna yansımayan daha başka ihtilaf konularının bulunduğunu da gösteriyor.

Sisi yönetiminin, ülkedeki ekonomik kriz koşullarında çok daha önemli hale gelen dış yardımların devamını sağlamak için Suriye, Yemen ve İran gibi ihtilaflı konularda, siyasi yönelimlerini Körfez’in eğilimleriyle uyumlu hale getirip getirmeyeceği ise henüz bilinmiyor.

Yorumlar