AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, AA Editör Masası'a konuk oldu

- Bakan Çelik: (1) - "Hükümetin Kürtlere karşı olması diye bir şey söz konusu değil. Kürtler, Suriye Kürtleri de kardeşlerimizdir" - "Kimsenin aklında yokken, HDP ve diğerleri rüyasında göremezken, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan daha Başbakanlığı döneminde Esed ile ilk görüşmeleri yaptığı zaman ve kapalı kapılar ardında, yani politika yapmak için değil, bunu dışarıya duyurmak için değil, Esed'e diyordu ki; 'Serbest siyasi seçimlere izin ver. Siyasi tutukluları serbest bırak. Biraz kamu yönetimi reformu yap ve sende herkesin bir statüsü var fakat bir tek Kürtlerin yok. Bunlara bir statü ver'. Tabii Türkmenlerle ilgili konu her zaman konuşuluyordu. Nitekim oradaki Arap kardeşlerimizle ilgili de çeşitli konular konuşuluyordu."

Google Haberlere Abone ol
AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, AA Editör Masası'a konuk oldu

ANKARA (AA) - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, hükümetin Kürtlere karşı olmadığını belirterek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde Suriye'deki Kürtlerin statü sahibi olması için görüşmeler yaptığını belirtti.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Çelik, konuşmasına öncelikle bir hakkı teslim ederek başlamak istediğini belirterek yaptığı yayınlardan dolayı AA'yı tebrik etti.

Konumu gereği dünyada neler olup bittiğiyle yakından ilgilendiğini, aslında uluslararası siyasetin de büyük oranda artık enformasyon üzerinden yürütüldüğü bir dönemde olunduğunu söyleyen Çelik, AA'yı üç sebepten dolayı kutladığını kaydetti.

Çelik, günümüzde enformasyonun sayısının arttığını ancak hakikati iletme kapasitesinin zayıfladığını vurgulayarak bu bakımdan AA'nın özellikle bölgedeki gelişmelerle ilgili fazla sayıda enformasyonun arasından hakikatin bulunabilmesi açısından yol gösterici bir yayın yaptığını belirtti.

"Ben AA için, hakikatın enformasyonunu yapıyor diyorum." ifadesini kullanan Çelik, enformasyonun aslında küreselleşmeyle sivil bir alan haline geldiğine dikkati çekti.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enformasyon maalesef bizim bölgemizdeki olaylar söz konusu olduğu zaman devletlerin tekelinde, bir devletler enformasyonu var. Mesela adı bağımsızlıkla ilgili bir gazete, Independent gazetesi. Bakıyorsunuz, Esed'in yaptığı bir katliamı Türk ordusu yapmış gibi gösteriyor, sonra özür dilemek zorunda kalıyor ama bakıyorsunuz ki bu bazı siyasetlere uygun bir yönlendirme şeklinde. Bu bakımdan devletlerin enformasyonuna karşı, halkların enformasyonunu yapma bakımından da AA'yı kutluyorum. Bu ikinci husus. Üçüncüsü şu; darbe girişimi döneminde bütün dünyayı çok etkili bir şekilde bilgilendirdiniz. En son dün veya önceki gün bir derleme gördüm. Yine bu konuyu unutturmamak, bu konunun hafızasını taze tutmak bakımından da bizim AB yetkililerine bunu anlatmamız bakımından çok iyi bir zemin oluşturuyor. Bu üç açıdan tebrik ediyorum sizleri." diye konuştu.

- "ABD'nin, PYD/PKK'nın Fırat'ın doğusuna çekileceği yönündeki sözü"

"Münbiç operasyonunun ardından ABD yönetiminin, PYD/PKK'nın Fırat'ın doğusuna çekileceği yönündeki sözüne rağmen örgüt, bölgedeki varlığını sürdürüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Çelik, bu mevzunun, uzun zamandır terörle mücadele konusunda yürütülen tartışmanın aslında merkezini oluşturduğunu dile getirdi.

Bakan Çelik, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasını, çeşitli etnik grupların ve mezhep gruplarının bir gün Suriye'nin geleceğine ortak karar vermelerini istediğini ifade ederek şunları kaydetti:

"Olayın başından beri şöyle oldu; biz 'orada bir tampon bölge kurulsun' dediğimizde buna sıcak yaklaşılmadı. Eğer tampon bölge kurulsaydı bugün ne bu katliamlar olacaktı, ne göç krizi olacaktı, bizim ve Avrupa'nın karşı karşıya olduğumuz, ne Akdeniz'in sularında bu kadar insan ölecekti, ne de bugün ortaya çıkan bütün bu tartışmaları yapıyor olacaktık. Yani ortaya bu kadar maliyet çıkmamış olacaktı. Ve o günlerde hatırlayalım Esed rejimi, muhalifler orayı ele geçirmesin diye aslında bilinçli olarak PYD'yi oraya yerleştirdi. PYD'nin orada alan kazanması aslında Esed rejiminin bir kanton faaliyetini yürütmesi bakımından da hatta ordunun birtakım silahlarını PYD'ye devrettiler o zaman. Ve fiilen Esed rejiminin verdiği bir motivasyonla açtığı alanla PYD orada alan kazandı."

Çelik, bu konudan bahsedildiğinde "Türk hükümetinin, Kürtlere karşı olduğu" yönünde iddiaların ortaya atıldığını belirterek şöyle devam etti:

"Burada şuna dikkat çekmek gerekir; bundan bahsettiğimiz zaman şunu söylüyorlar; 'hükümet Kürtlere karşı'... Şimdi bunu Batı medyası kullanıyor, Türkiye'nin içinde varlıklar kullanıyor ve bakıyorum bazı devlet başkanları da bu dili kullanıyor. Hükümetin Kürtlere karşı olması diye bir şey söz konusu değil. Kürtler, Suriye Kürtleri de kardeşlerimizdir. Kimsenin aklında yokken, HDP ve diğerleri rüyasında göremezken, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan daha Başbakanlığı döneminde Esed ile ilk görüşmeleri yaptığı zaman ve kapalı kapılar ardında, yani politika yapmak için değil, bunu dışarıya duyurmak için değil, Esed'e diyordu ki; 'Serbest siyasi seçimlere izin ver. Siyasi tutukluları serbest bırak. Biraz kamu yönetimi reformu yap ve sende herkesin bir statüsü var fakat bir tek Kürtlerin yok. Bunlara bir statü ver'. Tabii Türkmenlerle ilgili konu her zaman konuşuluyordu. Nitekim oradaki Arap kardeşlerimizle ilgili de çeşitli konular konuşuluyordu. Hamas'ın seçimleri kazanmasından sonra Arap devrimlerinin geldiğini biz gördük. Bölgede büyük bir değişim dalgasının olacağını gördük. Cumhurbaşkanımız bölgedeki rejimleri bu değişim dalgasına hazırlanmaları bakımından reforma teşvik etmeye çalıştı."

DAEŞ meselesi patlak verince PYD'nin "DAEŞ ile mücadele ediyorum" diye Batılıları yanına çekmeye, birtakım güçlerin oradaki hesapları doğrultusunda, kendisini dünyadaki laik güçlerin temsilci gibi gösterip alan kazanmaya çalıştığını belirten Çelik, "PYD, Esed rejimiyle iş tutuyor, ABD'nin korumasını zaman zaman alıyor, Fırat'ın doğusunda da Rusya ile işbirlikleri oluyor. Bizim söylediğimiz şudur açık ve net. PYD bir terör örgütü olduğu için biz karşıyız PYD'ye. Fakat biz bunu söylediğimiz zaman şöyle söyleniyor. Biz orada Kürtlerin kazanımlarına karşıyız. Biz tabii ki bölgede daha fazla etnik temelde ve mezhep temelinde devletin ortaya çıkmasının bölge halklarının faydasına olmayacağını düşünüyoruz. Bölgede demokrasi ve ekonomik entegrasyon artmalıdır diyoruz." dedi.

(sürecek)

Yorumlar