AB Bakanı Çelik, İngiliz Büyükelçiyi kabul etti
- Bakan Çelik: "Siyasi olarak Suriye’deki istikrarsızlık devam ettiği müddetçe, terör daha da güçlenecek, daha da küreselleşecek. Oradaki rejim kaldığı müddetçe bir terör kaynağı olarak terör örgütlerinin daha da güçlendiği bir merkez olarak güçlenmeye devam edecek" - "Terör hiçbir şekilde kabul edilemez. Terörün aması olmaz, meselası olmaz, terörde herhangi bir şekilde tenzilat yapılamaz. Dolayısıyla buralara karşı ilkesel bir yaklaşım geliştirilmesi gerekir" - İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Moore: - "Bizim PKK konusunda çok net bir yaklaşımımız var. PKK ile DAEŞ arasında bir fark yoktur"
ANKARA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, siyasi olarak Suriye’deki istikrarsızlık devam ettiği müddetçe terörün daha da güçlenip küreselleşeceği uyarısında bulunarak, "Oradaki rejim kaldığı müddetçe bir terör kaynağı olarak terör örgütlerinin daha da güçlendiği bir merkez olarak güçlenmeye devam edecek." dedi.
Çelik, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore'u
Bakanlıktaki makamında kabul etti. Bakan Çelik, burada yaptığı
konuşmada, AB konusunda yoğun bir gündemin olduğunu
belirtti.
AB ile Türkiye arasında göç kriziyle başlayan yakınlaşmanın arkasından terör konularında da daha yoğun bir iş birliği gerektiğini ifade eden Çelik, göç kriziyle birlikte karşılıklı gerçekleşen "birebir anlaşması"nın büyük bir göç dalgası ve insani krizi engellediğine dikkati çekti.
Çelik, Ekim 2015’te yaklaşık 7 bin kişi Akdeniz’den geçiş
yaparken bugün bu sayının 40’lı ve 50’li rakamlara indiğine işaret
ederek, "Bu Türkiye ile AB’nin ortak akıl ve ortak eylem planı
ortaya koyduğunda ne büyük başarılara imza atacağını gösteren
önemli bir örnek." değerlendirmesinde bulundu.
Göç krizinin, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'nin
bölgesinde ve Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı en büyük krizlerden
biri olduğunu söyleyen Çelik, "En sevindirici olanı, mayısta hiç
kimsenin ölmemiş olması." dedi.
Göç krizine bağlı ortaya çıkan terör konusuna da değinen Çelik,
“Terörün belki de en küresel bir şekilde hissettirdiği bir aşamadan
geçiyoruz. İstanbul’da, Ankara’da, Londra’da, başka başkentlerde
ciddi şekilde insanlığı tehdit eden terör olayları ortaya çıktı. Bu
konuda dayanışmamızı net bir şekilde ortaya koyuyoruz." diye
konuştu.
Bakan Çelik, Türkiye'nin bin 295 kilometrelik Suriye ve Irak
sınırı dikkate alındığında, sınırın diğer tarafında güvenliği
sağlayacak bir ordu ve polis gücünden bahsetmenin mümkün olmadığına
dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İç savaş söz konusu, başka istikrarsızlıklar söz konusu.
Dolayısıyla, Türkiye bütün bu kaosla tek başına mücadele ediyor. 55
tane ülkenin koalisyon oluşturarak mücadele etmeye çalıştığı DAEŞ
ile bu terör örgütüyle biz sınırımızda top atışlarıyla ve başka
fiziki unsurlarımızla biz kendimiz mücadele ediyoruz.
Özgürlük ve güvenlik dengesini sağlama konusunda Türkiye kendi
dengeleri açısından da çok iyi bir performans sergiliyor.
Dolayısıyla bundan sonrasında terörle mücadele konusunda daha ciddi
bir iş birliği bekliyoruz. Esas mesele şudur; terörün sosyal
köklerini ve bunun ayrıca siyasi köklerini ve ideolojik köklerini
yok edebilmek. Siyasi olarak Suriye’deki istikrarsızlık devam
ettiği müddetçe, terör daha da güçlenecek, daha da küreselleşecek.
Dolayısıyla Suriye meselesine siyasi bir çözüm bulunmaksızın
terörle fiziki olarak mücadele etmek sadece sonuçlarıyla mücadele
etmektir ve bu etkili bir mücadele olmayacaktır. Çünkü, oradaki
rejim kaldığı müddetçe bir terör kaynağı olarak terör örgütlerinin
daha da güçlendiği bir merkez olarak güçlenmeye devam
edecek."
Çelik, yıllar önce Afganistan’da yapılan hataların Suriye'de yapılmaması gerektiği uyarısında bulunarak, "Herkesin bir terör örgütünü tuttuğu bir başka terör örgütüne karşı desteklediği bir tablonun ortaya çıkmaması gerekir. Geçmişte bu hatalar yapıldı ve çok tehlikeli bir Afganistan tablosu ortaya çıktı. Hala bu tablo tamamen giderilmiş değil. O sebeple oradaki terör örgütleri karşısında DAEŞ terör örgütüne karşı gösterilen şiddetin karşı duruşun ki doğrudur bunun böyle yapılması, aynı şekilde, PKK, PYD ve diğer terör örgütlerine karşı da gösterilmesi lazım. Sırf DAEŞ’le mücadele ediyor diye bazı ülkelerin kara gücü olarak kullanması sebebiyle PKK ya da PYD terör örgütünün maruz görülmesi asla doğru bir tavır olarak kabul edilemez." değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Parlamentosunda, terör örgütü PKK'nın propagandası
anlamına gelen bir serginin açılmasının, temel Avrupa değerlerine
karşı olduğunu tekrarlayan Çelik, "Terör hiçbir şekilde kabul
edilemez. Terörün aması olmaz, meselası olmaz, terörde herhangi bir
şekilde tenzilat yapılamaz. Dolayısıyla buralara karşı ilkesel bir
yaklaşım geliştirilmesi gerekir. Bu da terörün ideolojik
kökenleriyle uğraşmak için fevkalade önemlidir." ifadelerini
kullandı.
- "İngiltere bizim özel bir müttefikimiz"
Bakan Çelik, konuşmasında Türkiye ile İngiltere arasındaki
ilişkilere de değinerek, şunları kaydetti:
"Tarihsel olarak İngiltere bizim özel bir müttefikimiz.
Özellikle AB bağlamında, terörle mücadele bağlamında, ve diğer
konularda İngiltere her zaman bize destek olmuştur. Türkiye’nin
AB’ye yaklaşması konusunda da İngiltere’nin çok önemli desteklerini
gördük. Terörle mücadele konularında da bizim şartlarımızı anlayan
ve bizimle gerek istihbarat konularında, gerekse diğer konularda,
yakın iş birliği içerisinde bulunan yakın bir müttefikimizdir. Pek
çok konuda ortak ajandamız var, bunları giderek güçlendiriyoruz,
üst düzey karşılıklı devlet görüşmeleri her zaman en verimli
şekilde geçiyor."
Çelik, Brexit referandumu sırasında Türkiye’ye karşı kendilerini
üzen birtakım açıklamaların olduğunu hatırlatarak, "Bu referandum
içerisinde maalesef birtakım ideolojik ve duygusal unsurlar araya
girerek, bu referandumla hiç alakası olmamasına rağmen Türkiye
karşıtlığı belli oranda bu referandumun bir parçası haline geldi.
Biz bunun doğru olmadığını ifade ettik. İngiltere’deki dostlarımız
da çeşitli platformlarda bu durumdan üzüntü duyduklarını ifade
ettiler. Bunun bir paranteze alınıp, İngiltere ile bundan
sonrasında önceki gibi yakın dayanışma içerisinde birbirini
destekleyen iki ülke olarak, ilişkilerimizin ve siyasi
söylemlerimizin aynı şekilde devam etmesini arzu ediyoruz, ki öyle
devam edeceğine inanıyoruz." diye konuştu.
İngiltere'de yeni kurulan hükümete başarı dileyen Bakan Çelik,
Brexit referandumunun sonucunun Avrupa’dan ayrılmak anlamına
gelmediğini, bir şekilde Avrupa ile İngiltere’nin ilişkilerinin
süreceğini kaydetti. Brexit sonrası İngiltere ve Avrupa'nın ne tür
bir yol haritası izleyeceğinin Türkiye için de çeşitli deneyimler
barındıracağını anlatan Çelik, eylül veya ekim ayları içerisinde
İngiltere’yi ziyaret ederek muhataplarıyla görüşeceğini
kaydetti.
- PKK ile DAEŞ arasında bir fark yok"
Büyükelçi Moore da Bakan Çelik'e yaptığı nezaket ziyaretinden
dolayı memnuniyetini dile getirerek, "Sayın Bakanın söylediği gibi
Birleşik Krallık yeni bir geleceğe gidiyor. Biz AB’nin dışında
olacağız, iki üç sene sonra. Şu aşamada tam bilmiyoruz ama
gideceğimiz kesin. Fakat biz Avrupa’nın parçasıyız, Avrupa’dan
ayrılmıyoruz." dedi.
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki iş birliğinin terör ve
göç krizi alanlarında devam edeceğini belirten Moore, "Sayın
Bakanın da söylediği gibi biz terör alanında çok yakın iş birliği
yapıyoruz. Bizim PKK konusunda çok net bir yaklaşımımız var. PKK
ile DAEŞ arasında bir fark yoktur. Bunu tanıyoruz, hem İngiltere
hem de Türkiye’deki dostlarımızla çok yakın işbirliği yapıyoruz."
ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından görüşme basına kapalı devam etti.
Yorumlar