"4. Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi"

- TYB Başkanı Prof. Dr. Arıcan: - "Anadolu şehirlerimiz artık kültüründen, mimarisinden ve vicdanından bahsedilen şehirler olmaktan çıktı. Şehirlerden kaçıyoruz çünkü bizi sıkıyor. Şehirler canavarlaştı, bizi yutuyor. Buna kim 'dur' diyecek"

Google Haberlere Abone ol
"4. Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, "Anadolu şehirlerimiz artık kültüründen, mimarisinden ve vicdanından bahsedilen şehirler olmaktan çıktı. Şehirlerden kaçıyoruz çünkü bizi sıkıyor. Şehirler canavarlaştı, bizi yutuyor. Buna kim 'dur' diyecek." dedi.

Türkiye Yazarlar Birliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Belediyeler Birliği ve Esenler Belediyesi işbirliğinde düzenlenen ve Turgut Cansever'e adanan 4. Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi başladı.

Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezindeki kongrede konuşan Arıcan, kongreyle şehirleri kültürel, tarihi ve mimari açıdan, şiir, edebiyat açısından değerlendirmeyi, anlamayı ve bu konuda yazan tarihçi, edebiyatçı, şair ve mimarları bir araya getirmeyi amaçladıklarını belirtti.

Şehirlerin insanlar gibi gözleri, ruhları ve vicdanları olduğunu ifade eden Arıcan, şöyle konuştu:

''Şehir bir medeniyettir, medinedir. Medine, din kökünden birbirine borç verilen, muhtaç olunan kök anlamından gelerek, ismi mekan olarak dinin mekanlaştığı bir kavramdır. Medineyi bu anlamıyla inancın kültüre, sanata, mimariye dönüştüğü yer olarak görüyoruz. Bu anlamda medeniyetler de şehirlerden doğmaktadır. Medeniyetler kültürle, sanatla, fikirle, düşünceyle var olmaktadır. Ancak bugün itibariyle şehirlerimiz gerçekten bu özelliğini acaba sürdürebiliyor mu? Bugün gerçekten şehirlerin bir bakışı var mı? Bırakalım şehirlerin ruhunu, kalbini, vicdanını şehirler kalmıyor. Medeniyetimizin Türk İslam kültürünün kadim şehirleri bir bir yok oluyor. Şam, Halep, Bağdat, Kudüs bugün mahzun, can çekişiyor. Ayakta kalma mücadelesi veriyor. Şehirlerimize sahip çıkamıyoruz artık. Küresel güçler sadece kültürümüzü, tarihimizi, inancımızı yok etmiyor, şehirlerimizi de topyekün ortadan kaldırıyor. Anadolu şehirlerimiz artık kültüründen, mimarisinden ve vicdanından bahsedilen şehirler olmaktan çıktı. Şehirlerden kaçıyoruz çünkü bizi sıkıyor. Şehirler canavarlaştı, bizi yutuyor. Buna kim 'dur' diyecek. Bu anlamda yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Şehirlerin geldiği bu noktaya çağın insanları olarak biz 'dur' demezsek, gelecek nesillere en büyük ihaneti yapmış olacağız.''

Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da özellikle Anadolu'dan göçle şekillenen büyükşehirlerin mimarisinin tanımlanmasında zorluk çekildiğini söyleyerek, "Bugün şehirlerimiz kendi toplumsal değişim dinamikleri arasından baktığımızda özellikle modernitenin de getirdiği anlayışla insanları bir topluluk olarak yaşamaktan öte, kendi dört duvarının arasına hapseden ve sadece kendi dünyası içerisinde yaşayan mekanlar haline getirdi. Bunu ortadan kaldırabilmek için başta mimari tasavvurumuzu yeniden gözden geçirip bir şehir olmanın ve bir şehirde birlikte yaşamanın, komşu ve akraba olmanın hazzını kuracağımız bir tasavvurla ortaya çıkmamız gerekiyor. Bu açıdan şehir üzerine yapılan her türlü bilimsel ve entelektüel çalışmanın farkındalık oluşturduğunu düşünüyorum.'' diye konuştu.

Kongre Tertip Heyeti adına konuşan Prof. Dr. Mustafa Orçan ise dünyada ve Türkiye'de şehircilik konusunun gittikçe derinleşen ve soruna dönüşen en önemli sosyal meselelerden biri olmaya devam ettiğini vurguladı.

Büyükşehirlerin ülkede uygulanan politikaların ve ekonominin aynası olduğunu ve şehir yöneticilerinin neyi önemsediklerinin yönettikleri şehirlerle meydana çıktığını belirten Orçan, ''Şehirler bizim yaşam alanımız olduğu kadar kültür ve medeniyetinizin de temsilcileridirler. İddiası olan milletlerin, yöneticilerin, kültür ve medeniyetlerin iddialı şehirleri olur. İstanbul, birçok medeniyet ve devlet yöneticileri için dünyada en fazla iddiası olan şehirlerin ilk sıralarında yer almıştır. Tarihi eserleriyle, doğal güzelliğiyle, ticaret ve ulaşım gibi birçok özelliği içinde barındıran bu şehrin kıymetini Doğu Bizans yapıtlarıyla, Osmanlı da eserleriyle ve kurduğu şehir sistemiyle göstermiştir.'' ifadelerini kullandı.

TYB Onursal Başkanı Mehmet Doğan da kültürel kirlenmenin özünün teknolojiyi yaratıcı güç addetmek gibi temel bir yanılgı taşıdığını belirterek, şehre, toprağa, dünyaya ait meselelere bürokratların gözlükleriyle bakılarak, bürokrasinin işleyiş ve kurallarına asli güç payesi verildiğini ifade etti.

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin ise şehrin silüeti, yapısı, mimarisi ve çevresinin toplumu ruh halini yansıttığını ve yapılan eserlerle toplumun karakterinin tahlil edilebileceğini belirterek, ''Biz hangi eserlere baktığımız zaman ruhumuz haz alıyorsa biz o yoldayız demektir. Ben özgün eserlerden haz alıyorum. Osmanlı'ya ve Selçuklu'ya baktığımız zaman doğayla, çevreyle uyum içinde olduğunu görüyoruz. Her şey düşünülmüş. Rastgele binalar yapılmamış. Bize miras kalan bu dokuyu korumalıyız. Bugün İstanbul'un tarihi dokusu özgün olmayan, çarpık bir kentleşmeye hapsoldu. Ülkemizin şehircilik konusunun tekrar gözden geçirilmesi lazım.'' değerlendirmesinde bulundu.

Kongrenin şeref konuğu Prof. Dr. Korkut Tuna açılış oturumunda yaptığı konuşmada şehir, toplum ve modernlik anlayışında Batı düşünce sisteminin etkisinin büyük olduğunu söyledi.

Kongrenin açılış sunumunu yapan Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Düzenli, hocası bilge mimar Turgut Cansever'in şehir ve şehircilik tasavvurunu anlatan bir sunum yaptı.

Şehir ve şehircilik üzerine çalışan 64 akademisyenin katılacağı ve aynı anda iki farklı salonda yapılacak oturumlarla gerçekleştirilecek kongre, 15 Ekim Pazar günü sona erecek. Üç gün sürecek kongre sonunda sunulan metinler kitap haline getirilecek.
TYB Başkanı Arıcan, Esenler Belediye Başkanı Göksu'ya, TYB Onursal Başkanı Doğan ise şeref konuğu Prof. Dr. Tuna ve Yrd. Doç. Dr. Düzenli'ye berat takdim etti.

Yorumlar