“33. Bağımlılık Dayanışma Günü”

- Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bağımlılıktan ayıklığa geçen hastalara diploma verildi - Hastanenin Başhekimi Doç. Dr. Kurt: - "Bağımlılığın tedavisi, bağımlının kullandığı maddeye, kullanım süresine, kişilik özelliklerine ve oluşan komplikasyonlara göre değişiklik göstermektedir. Her bireyin tedaviye ihtiyacı ayrıdır ve tedavi bireye özel planlanmak durumundadır. Öncelikle kişinin tedavi olma isteğinden ve kendi rızasından yola çıkmaktadır. Sadece hastaneye yatarak ya da ilaç vererek bağımlılık tedavisi yapmak mümkün değildir."

Google Haberlere Abone ol
“33. Bağımlılık Dayanışma Günü”

İSTANBUL (AA) - Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde (BRSHH), bu yıl 33'üncüsü düzenlenen "Bağımlılık Dayanışma Günü” etkinliğinde bağımlılıktan ayıklığa geçen hastalara diploma verildi.

BRSHH Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, hastanenin eğitim salonunda, alkol ve madde bağımlığına dikkat çekmek için düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, bağımlılığın zarar verici sonuçlar doğuran bir beyin hastalığı olduğunu söyledi.

Bağımlılığın sadece madde kullanan kişileri değil, aileleri, çevreyi ve toplumu da etkilediğini, bunun önemli kayıplara neden olduğunu vurgulayan Kurt, bağımlılığı engellemenin en önemli ayağının bilinçlenme ve eğitim olduğunu dile getirdi.

Doç. Dr. Kurt, şöyle konuştu:

"Böyle bir vazife öncelikle devlete, kamu kurumlarına, ebeveynlere ve öğretmenlere düşmektedir. Bağımlılığın tedavisi ise bağımlının kullandığı maddeye, kullanım süresine, kişilik özelliklerine ve oluşan komplikasyonlara göre değişiklik göstermektedir. Her bireyin tedaviye ihtiyacı ayrıdır ve tedavi bireye özel planlanmak durumundadır. Öncelikle kişinin tedavi olma isteğinden ve kendi rızasından yola çıkmaktadır. Sadece hastaneye yatarak ya da ilaç vererek bağımlılık tedavisi yapmak mümkün değildir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, rehber öğretmenler, aileler, yakın arkadaşlar ve bağımlı kişiler iş birliği içinde olmalı, bir ekip çalışması halinde sorunun üzerine gitmelidir."

AMATEM Eğitim Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Cüneyt Evren, AMATEM İstanbul’un Türkiye’nin en eski ve halen en büyük bağımlılık tedavi merkezi olduğunu söyledi.

Kurumun kuruluşundan bu yana her sene bağımlılık sorunu olanlara, onların yakınlarına destek olmak amacıyla "Bağımlılık Dayanışma Günü" düzenlediğini ifade eden Evren, bağımlılığın, diğer birçok hastalıkta olduğu gibi yaşam boyu süren ve depreşmelerle giden bir beyin hastalığı olduğunu anlattı.

İyileşmek için de genellikle yardım ve tedavinin gerektiğini vurgulayan Evren, şu görüşleri paylaştı:

"Bununla beraber toplumda, hatta sağlık sisteminde hastaların bu durumlarının bir hastalık olduğu tamamıyla reddedilerek, kendi isteğiyle yapılan bir hata olduğu, ahlaki bir yetersizlikten, kişilik zayıflığından, zayıf iradeden kaynaklandığını düşünenler ne yazık ki halen vardır. Bu şekilde etkilemenin hastalar ve onların yakınları üzerinde olumsuz sonuçları çok fazladır, sonuçların hemen hepsi yıkıcı niteliktedir.

Olumsuz etkileme bağımlı hastaların hastalıklarını kabulünü geciktirmekte, tedaviye ve topluma uyumlarını zorlaştırmaktadır. Yalnızca hastalar değil hasta yakınları da bu yargıdan payını almakta ve bağımlılık mümkün olduğunca uzun süreler inkar edilmekte, saklanmakta ve göz ardı edilmektedir."

Bağımlılık tedavisi sonucunda bir yıldır ayık olan 45 yaşındaki kadın, bir yıl önce ölümü kendisi için kurtuluş olarak gördüğünü ifade ederek, tedaviyle birlikte tekrar anne olmayı öğrendiğini kaydetti.

Bağımlılık tedavisinin ardından yaşadığı değişimleri anlatan kadın, şöyle devam etti: "Hastanedeyken 15 yaşında olduğunu sandığım kızımın 20 yaşında olduğunu fark ettim. Okuduğu üniversitenin okul çıkışına gittim, spor antrenmanını seyrettim gururla. Erkek arkadaşıyla tanıştım, her anne gibi oldum. Hiç bakmadığım iki kedim vardı barınağa verecektim. Şimdi uyuşturucusuz o kadar çok boş vaktim var ki hem evde hem de sokağımdaki kedilere baktım. Sayıları artınca belediyeye başvurup bir kedi evi yapılmasını sağladım. Barınaklara gidip hayvan dernekleriyle tanıştım. Bunları tek başıma başaramazdım. AMATEM'in desteği olmadan yapamazdım."

AMATEM'de gördüğü tedavinin ardından 11 yıldır ayık olan 48 yaşındaki hasta da şişelerin içerisinden kafasını çıkardığında, sosyal hayatla, toplumda yerinin olmadığını fark ettiğini ifade etti.

Konuştuğunda kimsenin kendisini dinlemediğini anlatan hasta, "Oysa şimdi toplumda yerim, kişiliğim ve konuşunca herkesin dinlediği birisi oldum. Bu 11 sene içinde yürümeyi, konuşmayı öğrendim. Bir ailemin olduğunun farkına vardım. Bu geçen 11 sene sürecinde emekli oldum. Her şeyden önemlisi de dede oldum." diye konuştu.

AMATEM'de gördüğü tedavinin ardından 5 yıldır bağımlılıktan kurtulduğunu ifade eden 35 yaşındaki katılımcı, geçliğinin en güzel 10 senesini uyuşturucuya harcadığını söyledi.

Geniş bir ailede büyüdüğünü, erken yaşta evlendiğini, hayatının boşluğunu yanlış arkadaşlarla ve hayatının en büyük hatası olarak gördüğü madde ile doldurmaya çalıştığını anlatan katılımcı, şöyle konuştu:

"Bundan 5 yıl önce AMATEM'e yatmam ile tedavi ekibi beni kendimden dahi koruyarak, yeni bir hayata başlamamı sağladı. Terapi grubuna devam ettikçe öğrendim, öğrendikçe de hayatın içine girdim. Tekrar insanlarla diyalog kurmaya başladım ama bu sefer farklı sorunlarım su üstüne çıkmaya başladı. Güven, saygınlık, işsizlik, parasızlık gibi bunların hepsini kaybettim ve geri istiyordum. Aylarca iş aradım ama görüşmeye gidecek yol param yoktu. Eniştem inşaat işleri yapıyordu, onun yanında çalıştım. Hayatımda ilk defa moloz taşıdım, sıva yapmayı öğrendim, kum çektim, fayans kırdım. Eve geldiğimde her yerim ağrıyordu yine de içimde bir huzur hissediyordum. Allah'a şükür şu anda kendime ait turizm seyahat acentem ve yanımda istihdam ettiğim personelim var."

AMATEM'de tedavi gördükten sonra 5 yıldır ayık olan kızının hikayesini anlatan baba, kızının şu anda 28 yaşında olduğunu ve 3 yıllık madde kullanım geçmişinin bulunduğunu kaydetti.

Kızının madde kullanımına lise döneminde, çevre ve arkadaşlarının etkisiyle başladığını dile getiren baba, "AMATEM'e götürdük 6 ay kadar tedavi gördü. Kendi isteğiyle bırakmadığı için tekrar başladı. Daha sonra kendisi bunun sonunun olmadığını, sağlığının bozulduğunu, ölebileceğini söylüyordu. AMATEM'e gitmek istedi, kararlıydı. Ailesi olarak destek olduk. Bundan 5 yıl önce bu sefer kendi isteğiyle tedaviye tekrar başladı. Bizler desteğimizi hiç eksik etmedik." diye konuştu.

Gördüğü tedavilerin ve bilinçlenmenin ardından kızının yaklaşık 5 yıldır madde kullanmadığını söyleyen baba, kızının bağımlılık için kullandığı ilaçları doktor kontrolünde bıraktığını, ehliyet aldığını, iş hayatında kariyer yaptığını sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından AMATEM İstanbul'da yapılan çalışmalarının anlatıldığı sinevizyon gösterisi sunuldu. Tedavi görenlerin oluşturduğu koro türküler seslendirdi, halk oyunları gösterileri sundu.

Daha sonra bağımlılıktan ayıklığa geçenlere diploma verildi, hastalar ve tedavi ekibi ayıklık pastasını birlikte kesti.

Yorumlar