2. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi

- UN Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Gisladottir: - "Türkiye'de 697 bin hassas Suriyeli kadın olduğu tahmin ediliyor. Bu kadınların acil desteğe ihtiyaçları var. Türkiye'de bu kadınlara, başta tıbbi olmak üzere her konuda ücretsiz yardımlar yapılıyor" - KADEM Başkanı Yılmaz: - "(Erken yaşta evliliklere yönelik düzenleme) Sayın Cumhurbaşkanımızın mutabakat çağrısını ve hükümetimizin kamuoyundan yükselen talebi dikkate almasını son derece önemli buluyor, kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz"

Google Haberlere Abone ol
2. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi

İSTANBUL (AA) - UN Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, "Türkiye'de 697 bin hassas Suriyeli kadın olduğu tahmin ediliyor. Bu kadınların acil desteğe ihtiyaçları var. Türkiye kendilerine örnek teşkil eden bir ev sahipliği yapıyor. Türkiye bu kadınlara, başta tıbbi olmak üzere her konuda ücretsiz yardımlar yapılıyor." dedi.

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından WOW Convention Center'da düzenlenen, "2. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi"ne katılan Gisladottir, dünya çapında kadınların özellikle son yıllarda türlü sorunlarla karşılaştıklarını söyledi.

Çok sayıda kadının bu nedenle hayatını kaybettiğini anlatan Gisladottir, "Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminde de 11 kadın öldürüldü. Biz, toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı çalışıyoruz ancak böyle sorunlar maalesef yaşanmaya devam ediyor. Bunların önüne geçmeliyiz. Kadına şiddeti ortadan kaldırmak için 10 Aralık'a kadar devam edecek bir çalışma başlattık. Bu çalışmanın bu çabalarımıza katkı sunmasını umuyoruz." diye konuştu.

Gisladottir, kadına şiddetin, dünyadaki en yaygın insan hakları ihlallerinden olduğunu vurgulayarak, "Irkları, dinleri, kültürleri ne olursa olsun, dünyanın her yerinde her zaman karşımıza çıkıyor. Cinsel ticarete, tecavüze, zorla evlendirilmeye kadar kadınlara türlü haksızlıklar yapılıyor. Töre cinayetleri de yapılıyor. Toplumsal normlar açısından da kadın ve erkek arasında eşit ilişki olması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Kadının ekonomiye de katkısı olduğunu dile getiren Gisladottir, şunları kaydetti:

"Kalkınma hedefleri içinde kadının ciddi rolü var. Adaletsizlik özellikle savaş zamanlarında ciddi bir sorun oluyor. Son dönemde Suriye ve Irak'taki kadınlar oldukça zor şartlarda yaşamak zorunda. Savaş nedeniyle kadınların yaşadığı yerler değişiyor. Türkiye'de 697 bin hassas Suriyeli kadın olduğu tahmin ediliyor. Bu kadınların acil desteğe ihtiyaçları var. Türkiye kendilerine örnek teşkil eden bir ev sahipliği yapıyor. Türkiye bu kadınlara, başta tıbbi olmak üzere her konuda ücretsiz yardımlar yapılıyor. Ancak kadınların çoğu fakir. Kendilerine insan hakları ve başka alanlarda da yardım edilmesi gerekiyor. Dünya kamuoyu, bu insanlara destek vermek için bir araya gelmeli. Mülteci kadınlar gittikleri yerlerde zor şartlar altında kalıyor. Temel ihtiyaçlarını bile gidermekte zorlanıyorlar. Bu da onları zayıf ve sömürüye açık hale getiriyor. Dil bilmiyorlar. Ülke şartlarına aşina değiller. AB'de sığınma umuduyla gidiyorlar. Onlara karşı çok suç işleniyor. Şiddetle karşılaşıyorlar."

- "Kadına şiddet karşı durmalıyız"

KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz da kadının insan hakları meselesinin, cinsiyet üzerine kurulmuş bir mücadeleye indirgenemeyeceğini söyledi.

Kadın meselesinin, dünyanın en önemli meselelerinden olduğunu belirten Yılmaz, "Yoksulluk, savaş, istismar, şiddet her dönemde canımızı daha çok acıtan olgular olarak karşımıza çıkar. Savaş ve çocuk mesela, yan yana gelmemesi gereken, vicdanlarımızı avucumuzun içine bırakan iki kelime. Oysaki, medeniyetler denizi Akdeniz’de, Aylan bebeğin vicdanları sızlatan o resmi kazındı hafızalarımıza. Ümran bebeğin kan, toz içindeki görüntüsünü de unutmuş değiliz." diye konuştu.

Yılmaz, savaşların vicdanlarda açtığı yaraların kapanmaz hale geldiğini anlatarak, "21. yüzyıl modernlik iddiasında bulunan birçok ülke bu insanlık imtihanında kaybedenlerden olmuştur. Bu noktada, 3,5 milyon mülteciyi misafir eden ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. İnsanoğlu önce insana yapılanı, çocukların masumiyetini, kadınların içlerine akıttıkları göz yaşlarını görür. Çünkü bu coğrafyanın ahlak ve medeniyet anlayışı bunu gerektirir. Barış ve huzurun hakim olduğu dünya için bir kişiye yapılan haksızlığı tüm insanlığa yapılmış addeden ve bu haksızlığın karşısında duran iz'an, idrak ve hareket gücüne sahip olmalıyız." şeklinde konuştu.

FETÖ'nün darbe girişimine de değinen Yılmaz, şöyle devam etti:

"5 Temmuz’da Türkiye karanlık bir gece yaşadı. 15 Temmuz sadece hafızalarımıza değil, kalplerimize, duygularımıza ve inancımıza vurulmuş bir mühürdür. Bizler, Cumhurbaşkanımızı, devletimizi, milletimizi hedef alan terör yapılarına karşı milletçe mücadelemizin merkezine demokrasi ve adaleti koyduk. Zira, bir milleti ayakta tutan devletine ve milletine olan inancın gücüdür. Bu vesileyle, 15 Temmuz’da şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyoruz."

Kadının yanı sıra çocuğa, ebeveyne, güçsüze yönelik şiddete de karşı olduklarını aktaran Yılmaz, şiddetin, sıfatlardan, kimliklerden bağımsız bir insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı.

KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz, erken yaşta evliliklerden doğan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik hazırlanan tasarıya ilişkin de, "Sayın Cumhurbaşkanımızın mutabakat çağrısını ve hükümetimizin kamuoyundan yükselen talebi dikkate almasını son derece önemli buluyor, kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Kadın ve kız çocukları için yapılan kazanımlar ancak ortak uzlaşı ile korunabilir. Zira, kadına ve kız çocuklarına yönelik adalet, her koşul ve şart altında amasız, istisnasız gerçekleştiğinde vicdanlarımız ancak nefes alacaktır." ifadelerini kullandı.

Yorumlar