17 Aralık soruşturmasındaki savcılar hakkında iddianame (5)

- İddianameden: - "Şüphelilerin terör örgütü mensupları ile doğrudan irtibat kurduğu ya da 1. derece irtibat kurdukları kuryelerin FETÖ/PDY mensubu şahıslar ile yoğun irtibatlı oldukları, yapılan HTS analiz çalışmasında açıkça görülmektedir" - "Şüpheliler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir kısım polis amir ve memurlarıyla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, ayrıca bu yapının kontrolündeki basın ve yayın kuruluşlarının da desteğini alarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettikleri' anlaşılmıştır"

Google Haberlere Abone ol
17 Aralık soruşturmasındaki savcılar hakkında iddianame (5)

İSTANBUL (AA) - Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 17 Aralık soruşturması kapsamında usulsüzlükler yapmasına ilişkin, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında hazırlanan iddianamede, "Şüphelilerin terör örgütü mensupları ile doğrudan irtibat kurduğu ya da 1. derece irtibat kurdukları kuryelerin FETÖ/PDY mensubu şahıslar ile yoğun irtibatlı oldukları, yapılan HTS analiz çalışmasında açıkça görülmektedir." denildi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan 557 sayfalık iddianamede, şüpheli eski savcılar Öz, Kara ve Yüzgeç'in örgüt elemanı olduğu tespit edilen bazı kişilerle bağlantılarına yer verildi.

Kara, Öz ve Yüzgeç’in FETÖ’nün talimatları doğrultusunda hareket ettikleri ve örgüt içinde aktif faaliyetlerde bulunan bazı kişilerle irtibatlı oldukları kaydedilen iddianamede, şüpheli Kara’nın FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden olduğu belirtilen şahıslarla çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı, yapılan teknik takip sonucunda bu kişilerden bazıları hakkında, "belediyeler imamı", "hava kuvvetlerinden sorumlu imam", "yargı imamı" denildiğine dikkat çekildi.

İddianamede, Kara’nın terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in operasyon ekibinden olduğu belirtilen eski Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan ile 7 kez telefon görüşmesi yaptığı anlatıldı.

Emniyet raporuna göre şüpheli Kara ile telefonla görüşen Metin İşeri'nin de şu ifadelerine de iddianamede yer verildi:

"Yargı, emniyet ve askeriye, bu üçü ile ilgili ulaşmanız gereken tek adam budur. Şerif Ali Bey’in izni olmadan, ne HSYK’da bir yapılanma mümkündür, ne daha aşağısında bir yapılanma mümkündür, ne emniyette genel müdürden… Müdür ve diğerlerine kadar hiçbir taşın yerinden oynamasına imkan yoktur. Buradaki derin yapılanmayı, az sayıda insan bilir. Üst düzey Emniyet Genel Müdürü, Daire Başkanları yapılanmasından Şerif Ali sorumludur, çok aktiftir, örgütün kara kutusudur."

İddianamede, şüpheli Yüzgeç'in de örgüt içinde "askeriye imamı" olarak tanınan ilahiyatçı Derviş Soydan'la ile 221 kez görüştüğü ve Soydan’ın FETÖ’nün talimatları doğrultusunda konferanslar ve sohbetler düzenlediği aktarıldı.

Şüpheli Öz’ün ise FETÖ’nün kuruluşlarından Kaynak Holding’in yöneticileriyle irtibatı bulunduğuna işaret edilen iddianamede, aynı zamanda örgütün medya sorumluları olduğu öne sürülen Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı ile sürekli iletişim halinde olduğu ifade edildi.

- Şüphelilerin yurtdışı bağlantıları

Kara, Öz ve Yüzgeç’in, ABD, İspanya, İngiltere, Güney Kore, Bosna Hersek, Birleşik Krallık, Ukrayna ve Avusturya'dan bazı kişilerle görüştüğü ve aynı telefon numaralarından ortak irtibatları bulunduğu belirtilen iddianamede, şu bilgiler yer aldı:

"Şüpheli şahıs ve irtibatlarının haberleşme trafiğinin, gerek açık kaynaklarda gerekse yürütülen soruşturmalar kapsamında alınan ifadelerde, örgütün 'yargı imamı', 'yargı imam yardımcısı', 'tayin heyeti üyesi', 'ana kadro', 'üst düzey sorumlu' olarak nitelendirilen şahıslarla yoğunlaşmıştır. Örgüt içerisindeki hiyerarşik yapılanmanın gereği olarak talimatların yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya doğru silsile yoluyla iletildiği, örgüt jargonunda 'mahrem hizmetler' olarak adlandırılan Mülkiye, Adliye, Askeriye ve Emniyet birimlerinde bulunan örgüt üyeleriyle haberleşmede 'kurye' yönteminin kullanıldığı, FETÖ/PDY kapsamında örgütlü şekilde hareket ettiklerine ve örgütle bağlantılı olduklarına dair iz ve emareler görülmüştür. Şüphelilerin terör örgütü mensupları ile doğrudan irtibat kurduğu ya da 1. derece irtibat kurdukları kuryelerin FETÖ/PDY mensubu şahıslar ile yoğun irtibatlı oldukları, yapılan HTS analiz çalışmasında açıkça görülmektedir."

- "Suçla mücadeleden ziyade gizli bir amaç doğrultusunda yapıldı"

Şüpheliler Kara, Öz ve Yüzgeç’in, ortak birtakım soruşturmalarda yer aldığı ifade edilen iddianamede, "Cumhuriyet savcılarının, kolluk görevlileriyle birlikte örgütsel bir yapı içinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin 61. Hükümetini yıkmak, hükümeti gerek ulusal gerekse de uluslararası platformda zor durumda bırakmak için 17 Aralık soruşturmaları ile eşzamanlı olarak bir dizi tahkikat yürüttükleri / yer aldıkları belirlenmiştir.” denildi.

Şüphelilerin kamuoyunu yanıltmak ve algı oluşturmak için bir dizi operasyon yaptığı vurgulanan iddianamede, "17 Aralık soruşturmasından hemen sonra 25 Aralık ve Selam Tevhid adlı soruşturmalarıyla da ikinci ve üçüncü dalga şeklinde operasyonlar yaparak, kamuoyunda oluşan algının devamının sağlanması amaçlandığı, zira halen telefon dinlemelerinin devam ettiği, delillerin tam olarak toplanmadığı bir aşamada 25 Aralık olarak adlandırılan tahkikata konu kolluk fezlekesinin 17 Aralık soruşturması ile yakın tarihlerde hazırlanmış, Selam ve Tevhid soruşturmasının da henüz fezlekesi tamamlanmadan yapılacak bir operasyon için apar topar cumhuriyet savcılığına teslim edildiği görülmüştür." ifadeleri yer aldı.

Hakim ve savcıların görev ve yetkilerinin detaylı olarak anlatıldığı iddianamede, şüphelilerin görevlerini kötüye kullanmak maksadıyla anayasaya aykırı olarak hareket ettikleri aktarılarak, şunlar kaydedildi:

"Zekeriya Öz ile Celal Kara’nın aynı büroda yani Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu'nda görev yapmalarına karşın Mehmet Yüzgeç’in ise Memur Suçları Bürosu'nda görev yaptığı, dolayısıyla farklı bürolarda görev yapan cumhuriyet savcılarının aynı anda operasyon talimatı vermelerinin suç ve suçlularla mücadeleden ziyade gizli bir amaç doğrultusunda yapıldığı anlaşılırken… Cumhuriyet savcıları Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Zekeriya Öz’ün; Fetullah Gülen’in liderliğini yaptığı Paralel Devlet Yapılanması’na yönelik hükümet politikasından duyulan rahatsızlık nedeniyle (dershanelerin kapatılması, MİT’in ele geçirilmesi ve devlet hiyerarşisi içinde tek güç olma çabası) İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir kısım polis amir ve memurlarıyla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, ayrıca bu yapının kontrolündeki basın ve yayın kuruluşlarının da desteğini alarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettikleri' anlaşılmıştır."

(Sürecek)

Yorumlar