15 Temmuz'un Türk Dış Politikasına Etkileri

- Al Sharq Forum Araştırma Direktörü Dalay: - "İlk defa Türkiye'de bir toplumsal konsensüs oluştu, siyasal konsensüs oluştu. Birincisi bu meselenin bir darbe olduğu, ikincisi de bunun arkasında kim olduğu, hangi grup olduğuna dair bir toplumsal ve siyasal konsensüs var. Bu toplumsal ve siyasal konsensüs dışarıda algının şekillenmesinde ciddi manada bir pozitif katkı sunuyor"

Google Haberlere Abone ol
15 Temmuz'un Türk Dış Politikasına Etkileri

İSTANBUL (AA) - Al Sharq Forum Araştırma Direktörü Galip Dalay, "İlk defa Türkiye'de bir toplumsal konsensüs oluştu, siyasal konsensüs oluştu. Birincisi bu meselenin bir darbe olduğu, ikincisi de bunun arkasında kim olduğu, hangi grup olduğuna dair bir toplumsal ve siyasal konsensüs var. Bu toplumsal ve siyasal konsensüs dışarıda algının şekillenmesinde ciddi manada bir pozitif katkı sunuyor." dedi.

Dalay, Küresel Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "15 Temmuz'un Türk Dış Politikasına Etkileri" konulu yuvarlak masa toplantısında konuştu.

FETÖ ile mücadelede Batı'ya veya herhangi başka bir yere hukuksal kanıt sunulamadığını belirten Dalay, şunları söyledi:

"Çünkü bu da örgütün mahiyetiyle alakalı. Sizin sunabileceğiniz hukuksal kanıtın belli bir sınırlılığı var. En nihayetinde darbeyi dahi tedbirle yapmış bir yapıdan bahsediyorsun ama buna karşın siyasal kanıt sunuyorsun. Siyasal kanıt nedir? İlk defa Türkiye'de bir toplumsal konsensüs oluştu, siyasal konsensüs oluştu. Birincisi bu meselenin bir darbe olduğu, ikincisi de bunun arkasında kim olduğu, hangi grup olduğuna dair bir toplumsal ve siyasal konsensüs var. Bu toplumsal ve siyasal konsensüs dışarıda algının şekillenmesinde ciddi manada bir pozitif katkı sunuyor. Özellikle bunu Avrupa'da daha fazla görebiliyoruz. İşte buradaki daha seküler, liberal, eski kemalist bu insanların ilişki ağlarının sonucunda bu Fetullahçı yapının mahiyetiyle alakalı biraz daha fazla bir bilinçlenme oluşmuş durumda fakat bu siyasal kanıt veya siyasal konsensüsün yavaş yavaş sınırlarına geliyoruz. Zaten bu sınırlarına geldiğimiz andan itibaren de işin mahiyeti de tekrardan farklılık kazanmaya başlıyor."

Dalay, FETÖ'nün dışarıda neye tekabül ettiğiyle ilgili ciddi bir çalışmanın bulunmadığını belirterek, "Bu adamlar dışarıda ilişki ağlarını nasıl kuruyorlar, neye tekabül ediyorlar, dışarıda bunlar tam ne yapıyorlar?' sorusunun açıkçası elimizde ciddi bir cevabı yok. Birincisi; bunların çok güçlü bir diasporası olduğunu hepimiz konuşuyoruz ama bu diaspora nereye ulaşıyor ve kimlerle iş tutuyor ile alakalı elimizde bir şey yok." diye konuştu.

Böyle bir bilgi varsa bile bunun henüz istihbarat bilgisi olarak kaldığını anlatan Dalay, şöyle devam etti:

"Siyasal süreçleri etkileyebilecek kadar işlevselleştirilmedi. İkincisi; buradaki diaspora bence Yahudi diasporası kadar olmasa da Ermeni ve Rum diasporasından çok daha fazla Türkiye ile alakalı algıyı şekillendirebiliyor. Çünkü devletin bağırsaklarının DNA'sını biliyorlar. Bu sadece elitlere ulaşmayı değil, ama aynı zamanda elitlere giderken çok ciddi manada cephane götürebilecek bir yapıya sahip. Dolayısıyla Türkiye'de işte uzun süredir bir Ermeni, bir Yahudi bir de Rum diasporasından bahsederlerdi, bence şu anda Fetullahçı diasporayı da buna katarsanız herhalde en etkili Yahudi diasporası olur, ikincisi Fetullahçı diaspora, sonra işte Rum veya Ermeni diasporası hangisinden daha etkili olacağını bilmiyorum, sonrasında bunların geleceğini düşünüyorum."

Dalay, Türkiye'nin hala 15 Temmuz'u anlattığını belirterek, "Bu artık dünyanın her kesimi için geçmişe ait bir hikaye. Yani kimsenin artık 15 Temmuz'da ne olduğuyla alakalı umurunda değil. Dünyadaki en önemli mesele dahi olsa global medya veyahut kitle için bu bir hafta, iki hafta önemli bir olaydır." değerlendirmesini yaptı.

Her gün dünyada büyük olaylar yaşandığına işaret eden Dalay, şunları kaydetti:

"Olaylar açısından hiç de sıkıntı çekmeyen bir bölgede yaşıyoruz. Buna rağmen 3 ay oldu, Türkiye'nin dışarıya giden her grubu 15 Temmuz'u anlatıyor. Özellikle siyasetçilerden gidiyorsa 15 Temmuz'da ne olduğunu anlatmaya çalışıyor. Şimdi sıkıntı şu: Şu anda herkesin Türkiye'yle alakalı okuduğu da 15 Temmuz'dan sonra ne oluyor? İMC televizyonu niye kapatıldı? Artık 15 Temmuz'u anlatmanızdan daha öncelikli bir şey. 15 Temmuz'u anlattınız bir taraftan da Zarok TV'yi neden kapattığınızı açıklamadığınız sürece hiçbir anlamı yok. Hiçbir şey ifade etmiyor ve sadece karşı tarafın sizin bu süreçleri siyasallaştırıp, siyasal mücadelenin bir aracı haline getirdiğinizle alakalı inancı, duyguyu pekiştirmekten başka hiçbir şey yapmıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin artık daha anlamlı bir şekilde 15 Temmuz sonrasının bir hikayesini üretmesi gerekiyor ama bu hikayenin de anlamlı olması lazım. Anlamlı olabilmesi için de bu hikayedeki sıkıntıları bertaraf etmeye yönelik bir politikasının da olması gerekiyor."

Dalay, bir katılımcının Amerika'nın 15 Temmuz darbe girişimine etkisiyle ilgili sorusunu şöyle cevapladı:

"En azından şuna yüzde 100 hepimiz inanıyoruz. ABD'nin en azından bilgisi var ama diğer kısmı ne ölçüde var, nasıl bu operasyona dahil oldu bu istihbarati bilgi ve açıkçası bu konuda ben bir bilgiye sahip değilim."


Yorumlar