Kılıçdaroğlu'ndan Bomba İddia: 77 Milyon Kişi Fişlendi

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameden bölümler okudu. Kılıçdaroğlu, 77 milyon vatandaşın fişlendiğini iddia etti.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu'ndan Bomba İddia: 77 Milyon Kişi Fişlendi

CHP Genel Başkanı CHP umumi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin küme toplantısında konuştu. Kürsüde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nedeni ile hazırlanmakta bulunan bir iddianameden bölümler okuyan Kılıçdaroğlu 77 milyon vatandaşın fişlendiğini iddia etti.

CHP umumi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Açık ve net sordum, 77 milyon insan senin iktidarın çağında fişlendi mi fişlenmedi mi? Cevap yok. E bugün açıklayalım artık. Fişlenmek, bir kimseyi izlenmesi gerekenler listesine almak, kayıtlara geçirmek. Peki fişlemek güzel bir şey mi? Kötü olduğunu biz de biliyoruz.' dedi.

'HEPSİ SUÇ DİYOR'

Kılıçdaroğlu, 'Hüseyin Çelik, 5 aralık 2013 'Eğer kendi insanınıza yönelik fişleme yapıyorsanız bu alçaklığın en büyüğüdür' Aynen kabul ediyorum. Yine ertesi gün 6 Aralık 2013 'insanları mağdur etmek yahut kategorizasyona doğal yakalamak için fişleme yapılması alçaklıktır' Evet alçaklıktır. Bülent Arınç ağlamadan söylemiş lakin bunu 'insanların takip edilmesi, hususi hayatlarına girilmesi fevkalade çirkindir, suçtur, ahlaki noktadan bakarsak ahlaksızlığın ta kendisidir' diyor. Evet doğru.' ifadelerini kullandı.

'BİZ FİŞLENDİĞİMİZİ BİLİYORDUK DA...'

Kılıçdaroğlu, 'Elimde bir iddianame var. İddianame şu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nedeni ile bir savcının düzenlediği iddianame. Mağduru Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi. Savcı ne diyor, 'emniyet umumi müdürlüğü istihbarat daire başkanlığının, memleket genelinde yani Türkiye'de herkese ilişkin istihbarat bilgilerini sanal ortamda detaylı veri analizi (deva1 ve 2) programı ile topladığı, program içinde ülkedeki herkese ilişkin istihbari şahsi bilgilerin bulunduğu' Yani bunu bir tanesi bana anlatsa böyle saçma şey olur mu deriz. Biz fişlendiğimizi biliyorduk da 77 milyon sebep fişleniyor. Hadi biz siyasetçiyiz, yahu taksi şoförünü niye fişliyorsun sen? 77 milyon insanı fişliyorlar.' diye konuştu.

'ÖZEL HAYATI FİŞLİYORLAR'

CHP lideri, 'Polis görev ve selahiyetleri kanunun ek 7'nci maddesi, polis devletin bölünmez bütünlüğüne, giderici ve koruyucu tedbirleri almak üzere memleket seviyesinde istihbarat faaliyetinde bulunur. Bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir.İddianameden okuyorum 'Detaylı veri analizi programında şahıslara ilişkin hususi her çeşitli bilginin yer aldığı, herhangi bir devlete ilişkin (gizli) giz niteliğinde herhangi bir bilgi bulunmadığı…' Diyor bu fişlemelerde. Yani hususi hayatı fişliyorlar.' diye konuştu.

'SEN BUNUN HESABINI 7 HAZİRAN'DA SORMAK ZORUNDASIN'

CHP umumi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Ülke iyi yönetilmiyor diyordum. Her vatandaşın hususi hayatı mercek altına alınıyor. Sen bunun hesabını 7 Haziran'da sormak zorundasın sevgili yurttaşım. Suç neymiş, şahsi verileri hukuka marjinal şekilde geçirmek. Bazı polisler Erdoğan ve ailesiyle ilgili bilgi toplamış ne vakit oluyor? 17-25 Aralık'tan sonra. Ondan evvela her şey iyiydi. Devlet arşivindeki verileri de aşırı iyi kullandıklarını biliyoruz. Oradan birtakım dosyaların AKP umumi merkezine gittiğini de biliyoruz. CHP iktidarında bu çeşit pespayelikler asla ve asla olmayacaktır. Üstelik 1994'te bir yasa çıktı. Bu çeşit fişlemelerin % kaldırılmasıyla ilgili. Siz kalkar vatandaşların hususi hayatıyla ilgili ayrıntıları toplarsanız anayasayı ihlal etmiş olursunuz. Sevgili savcı, senin yeni mi aklın başına geldi? Erdoğan olunca mı davayı açıyorsun? 77 milyonun hakkını kim koruyacak? Neden dosyaları saklı gizli görüşmeye çalışıyorsun? Çık milletin önüne, iddianamede az yazmışsın. Daha aşırı şey yazman gerekirdi. hususi yaşamın gizliliği diye emredici hüküm var, sebep onun üstünde durmuyorsun? 77 milyon insan, herkes fişlendi diyor. Benim hususi hayatımla ilgili bilgileri, sebep AKP fişliyor, depoluyor? Bunlar bir de demokrat diyorlardı kendilerine değil mi?' halinde konuştu.

'77 MİLYON YURTTAŞIN BİLGİLERİNİ NE YAPACAKSIN SEN?'

Kılıçdaroğlu, 'Bizi tüm dünyaya rezil ettiniz siz. Davutoğlu'na söylüyorum. Şimdi konuş bakalım. Gazeteciler sormadılar sana, fırsat bulamadılar bilemiyoruz. Ben söylüyorum, sende dinliyorsun, arkadaşların yandaşların dinliyor. Şimdi çık şu sorunun cevabını ver. 77 milyon yurttaşın bilgilerini ne yapacaksın sen? Benim hususi hayatımı merak ediyorsan, gel ben sana anlatayım. Ama sen vatandaşın hususi hayatından ne istiyorsun? O bilgiler, deva1 ve deva2 programı hangi gerekçeyle tutuluyor orada? Hukukta böyle bir şey yoktur.' ifadelerini kullandı.

İşte CHP umumi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

'SEÇMEN KÜTÜKLERİNİZE BAKIN'

'İlk çağrım şu olacak. Seçmen kütükleri yayınlandı. Bir vatandaş şekilde seçmen kütüklerine bakalım adımız olmadan hemen kaydımızı yapalım. Çünkü efendim vakit geçti bakamadık diye bir gerekçe üretmeyelim. Bütün yurtseverlere, demokrasi sevenleri sesleniyorum. Seçmen kütüklerimize bakalım.

'BAKALIM SANDIĞA SAYGILARI NE OLACAK'

Seçimler şu an üniversitelerde de yapılıyor. İstanbul Üniversitesi'nde rektör seçimi yapıldı. Hep sandık diyorlar ya bakalım sandık iradesine ne kadar saygı gösterecekler.

RAKAMLAR ÜZERİNDEN VURDU

Türkiye iyi yönetilmiyor. TÜİK yeni işsizlik rakamlarını açıkladı. Son açıklanan rakamlar işsizlik oranı yüzde 10,9'a çıktı. 2001'de ekonomik kriz yaşamıştık işsizlik oranı yüzde 8,3'tü. Her şeyin iyi gittiğini anlatan bu iktidar çağında işsizlik oranı 10,9. Son dört senenin en yüksek rakamı.

Gençler işsiz lakin onların gençleri işsiz değil. Gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 20,2. Her 5 gençten biri işsiz. hanımlarda bu nispet aşırı daha yüksek. Bir de Davutoğlu çıkmış yabancılara iş vereceğiz diyor. evvel kendi ülkendeki işsizlere iş bul.

'GENÇLER BU İKTİDAR SİZİN İKTİDARINIZ DEĞİL'

Gençlere sesleniyorum. bu iktidar senin iktidarın değildir. Bu iktidar kendi çocuklarına iş verici bir iktidardır. Bir toplumun en iri serveti gençlerdir. Bu hükümet ümit vadeden bir hükümet değildir. Yalanla bu yana kadar gelindi. Artık cilaları parça parça dökülüyor.

'EN AZINDAN ATATÜRK'E BİR RAHMET OKUTUR İNSAN'

Çanakkale savaşlarının yüzüncü yılı. Mustafa Kemal Atatürk'ün çabalarını biliyoruz. O günün genç askerlerine 'size ölmeyi emrediyorum' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Diyanet Vakfı, camilerde hutbe indiriyor, güzel bir şey yapıyor. Ama bir şeyi yapmıyor, en azından Atatürk'e bir rahmet okutur insan. Canımı veririm diyor Türkiye için ve siz onu görmezden geliyorsunuz.

'SEN ACABA MAL VARLIĞINI BU MİLLETE ADADIN MI?'

Başındaki insana söylüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığının başında bulunan insana sesleniyorum. Bütün devlet büyüklerine rahmet okutmak zorundasınız, bilhassa Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına okutmak zorundasınız. Sen acaba mal varlığını bu millete adadın mı? Sen bu ulus için savaş ettin mi? Koltuğunda oturuyorsan o oturduğun koltuk da Mustafa Kemal'in sayesinde.

'SİZ NASIL BU KADAR NANKÖR OLABİLİRSİNİZ?'

Siz nasıl bu kadar nankör olabilirsiniz? Din adamısınız siz. Herkese sevgiyle yaklaşmak zorundasınız. Geçmişimizi yüceltmek zorundasınız. Şehitlerimize gazilerimize saygı hissetmek zorundasınız. Bir Mustafa Kemal'i düşünün. Avustralya'dan gelen askerler için annelerine sesleniyorum 'onlar bizim evlatlarımızdır' diyor. İşte büyüklük yücelik budur, din budur iman budur işte.

7 Haziran'da seçimler olacak. Kamudan da bürokrat istifa eder ve gider namzet olmak istiyorum der. Bunlardan bir tanesi de MİT Müsteşarı. İstifa etti, edebilir. Dilekçesini verdi namzet olmak istiyorum diye, verebilir. Ankara il başkanlığını ziyaret etti, edebilir istifa etmiş zaten. Gitti parasını yatırdı. Temayül yoklamasına girdi. Ama ben yine yönelmek istiyorum dedikten sonra ertesi gün görevinin başına geliyorsa orada dur deriz.

'O GÖREVE AHLAKEN DÖNEMEZSİN, DÖNMEMELİSİN'

Kanun sırf senin için değil. senin bir özelliğin daha mevcut MİT Müsteşarısın. Yani adında ulusal bulunan bir teşkilatın başındasın, ulusal olmak zorundasın. Siyasal kimliğin ortaya çıktıktan sonra, yoklamaya girdikten sonra, AKP il başkanlığını ziyaret etikten sonra o göreve ahlaken dönemezsin, dönmemelisin.

O kurumun üstüne herkesin titremesi gerekiyor, sen yıpratıyorsun. O kurumun hususi bir yasası var. Beş sene vakit dolmadan görevinden ayrılanlar, beş sene geçmeden görevlerine dönemiyorlar. Şimdi 17 Nisan 2010. Atandığı söyleniyor. Resmi Gazete'de yayınlanmadığı için kararnamesi bilmiyoruz. Ama atandığı söyleniyor, nedeniyse 18 Nisan'da izahat yapıyor görevimin başındayım diye. Beş yılı dolmadan. Geri dönmesi için en az beş yıla gereksinim var. Diğer devlet memurlarından niye farklı? Yasasında hususi hüküm var. MİT mensupları konusunda kendi kanunları uygulanır diyor.

Davutoğlu'na açık net davet yapıyorum. Hakan Fidan ne vakit MİT müsteşarlığına atandı, beş yılı doldu mu dolmadı mı bunu açıklasın.'

Kaynak: HABERLER.COM

Yorumlar