'Yargıtay'daki 167 bin dosyanın yüzde 43’ü iş davalarıyla ilgili'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Lütfi İnciroğlu, Yargıtay'da görülen 167 bin dava dosyasından yüzde 43’ünün iş davalarıyla ilgili olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol
'Yargıtay'daki 167 bin dosyanın yüzde 43’ü iş davalarıyla ilgili'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Lütfi İnciroğlu, Yargıtay'da görülen 167 bin dava dosyasından yüzde 43’ünün iş davalarıyla ilgili olduğunu söyledi.

İnciroğlu, Kahramanmaraş İşkur Müdürlüğü'nce düzenlenen kurum içi eğitim programına katıldı. İşkur binasında, kurum çalışanlarına yeni mevzuatla ilgili bilgi veren İnciroğlu, “2012 yıl sonu itibariyle Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerimiz Türkiye genelinde 64 bin 500 tane işçi şikayetini incelemişlerdir. İncelen şikayetlerin yüzde 78’inde çözüm noktasında başarı sağlandı. İş mahkemelerimizin de iş uyuşmazlığını çözme gibi bir görevleri var. Şu anda Yargıtay'da 167 bin tane dosya var, bu dosyaların yüzde 43’ü iş davalarıyla ilgilidir.” dedi.

Çalışanların hak ve menfaatleri konusunda bilinçlendiğini belirten İnciroğlu, “Bakın ne kadar çok iş davası var. İşçimiz eski işçi değil, bilinçlendi artık. İş hukukunda, ‘İşçi lehine yorum’ ilkesi var. İşveren güçlü, işçi zayıf olarak görülüyor. Dolayısıyla işverenlerde yaptıkları işlemlerde çoğu zaman ispat hükümlülüğünü yerine getiremiyor, kayıtlı belge sunamıyor. Bu nedenle de mahkemeler işçi lehine karar veriyorlar. Onun için hep şunu söylüyoruz, ‘Her şeyimizin kayıtlı olması lazım, kayıt dışılıktan vazgeçilmelidir.’ diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın en önemli görevlerinden birinde de kayıt dışılıkla mücadele olduğunu hatırlatan İnciroğlu: “Ülkemizde 2002 yılında kayıt dışılık oranı yüzde 52 iken, bugün kayıt dışılık oranı yüzde 37’ye düştü. Çalışanlarımız hak ve menfaatleri konusunda bilinçlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın amacı iş barışını, huzurunu sağlamaktır. İşçi ve işveren arasındaki iş ilişkilerini düzenleme gibi bir görevi vardır.” şeklinde konuştu.

İki yıl önce çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın merkez birimlerinin mevzuattan kaynaklanan görevlerinin, taşradaki İşkur İl Müdürlükleri'ne devrettiğini söyleyen İnciroğlu, İş barışını sağlamanın yolunun doğru bilgilendirmeden geçtiğini bu nedenle işçi ve işverenlerin hak ve menfaatlerini iyi bilmeleri gerektiğini kaydetti.

İşçi-işveren uyuşmazlığında, işverenin haksız duruma düşmemesi için aralarında yazılı bir iş sözleşmesi yapması gerektiğini belirten İnciroğlu şöyle konuştu: “Mevzuatta İş sözleşmeleri yazılı bir şekle tabi değildir deniyor, ama mevzuatın sonraki bölüm ancak diye başlıyor. Kanun bir yılı aşan sözleşmelerin yazılı yapılması gerektiği, eğer sözleşme yazılı yapılmamışsa işverenin işçisine 2 ay içerisinde yazılı bir belge vermesini ön görüyor. Verilen bu belgede bir nevi iş sözleşmesidir. Sözleşme hukukunda bir kural vardır, iş sözleşmesinin yazılı yapılması bir geçerlilik şartı değildir, bir ispat şartıdır, bu çok önemli bir detay.”

Ülkemizdeki işsizlik oranın Avrupa ülkelerine göre daha düşük olduğunu da ifade eden İnciroğlu, Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkenin işsizlik ortalamasının 10,9, Türkiye’nin ise 2013 yılı rakamlarına göre işsizlik ortalamasının 9,3 olduğunu sözlerine ekledi.

CİHAN

Yorumlar