'Üçüncü havalimanı zemini inşaat tekniği bakımından laboratuar niteliğinde'
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal, üçüncü havalimanı alanının inşaatçılık tekniği, özellikle de alt yapı inşaatı tekniği bakımından dünyada laboratuar niteliğinde çalışabilecek bir saha olduğunu ifade etti.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan
Birdal, üçüncü havalimanı alanının inşaatçılık tekniği, özellikle
de alt yapı inşaatı tekniği bakımından dünyada laboratuar
niteliğinde çalışabilecek bir saha olduğunu ifade etti. Zeminin
yapımcı firmayı zorlayacağını kaydeden Birdal, “İnşaat bakımından
kolay bir inşaat değil. Kolay bir inşaat olsaydı maliyeti de bu
kadar olmazdı.” dedi.
DHMİ'nin Florya’daki Sosyal Tesisleri’nde gazetecilerle bir araya
gelen Genel Müdür Orhan Birdal, üçüncü havalimanı süreci, Atatürk
Havalimanı’nın geleceği hakkında bilgiler verdi.
Yeni havalimanının yapılmasıyla birlikte Atatürk Havalimanı’nın
yıkılmayacağını aktaran Birdal, sadece tarifeli seferlerin
yapılmayacağına değindi. Atatürk Havalimanı’nda genel havacılık
hizmetleri, bakım onarım hizmetleri, kargo hizmetlerinin devam
edeceği ifade eden Orhan Birdal, yıkılma gibi bir şeyin söz konusu
olmadığını vurguladı.
“Atatürk Havalimanı’nı genişleterek yeni bir havalimanı ihtiyacı
ortadan kaldırılabilir miydi?” sorusuna Birdal, “Atatürk
Havalimanı’nda her şeyi yapabilirsiniz. İstediğiniz kadar
büyütebilirsiniz. Eğer Bakırköy’ü, Florya’yı, Sefaköy’ü,
Yenibosana’yı haritadan silerseniz Atatürk Havalimanı’nı
büyütebilirsiniz. Bu söylediklerimizin gerek topografya itibariyle
gerekse burada oluşmuş olan şehirleşmenin ortadan kaldırılmasının
zorluğu itibariyle ne kadar zor olduğunu herkes değerlendiriyordur.
Biz Atatürk Havalimanı’nın büyümesiyle ilgili çalışmalar yaptık.
Ama yapılan bütün çalışmaların hiçbirisinde de Atatürk
Havalimanı’nın uzun yıllar Türkiye hizmet verebilecek bir şekilde
büyütülebileceği sonucuna varamadık.” karşılığını verdi.
“Üçüncü havalimanının yer zemin ve hafriyat probleminin çok büyük
olduğu söyleniyor. Zemin ve yer yapımcı firmaları zorlayacak mı?”
sorusu üzerine Birdal şöyle konuştu: “Tabiî ki zorlayacak. İnşaat
bakımından kolay bir inşaat değil. Kolay bir inşaat olsaydı
maliyeti de bu kadar olmazdı. Her halde daha düşük olurdu. Yani
inşaatçılık tekniği bakımından, hele hele alt yapı inşaatı tekniği
bakımından gerçekten dünyada laboratuar niteliğinde çalışabilecek
bir saha orası. Yani o bahsedilen olumsuzluklar, çukurlar hepsi
var. Zamanında maden, taş, kum ocağı orası hoyratça kullanılmış.
Kazılmış öyle bırakılmış. Oradaki sular tatlı su kaynağı değil.
Oradaki sular ya yağmur su birikintisi ya da Karadeniz’in
dalgalarının basması neticesinde dolan çukurlar. Tabiî ki içinde
her şey var.”
ZEMİNİN DOLDURULMASI İÇİN BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILIYOR
Zeminin doldurulması için firmanın çalışma yaptığını aktaran Orhan
Birdal, “Yaptığı çalışma bilimsel bir inşaat tekniği açısından
bilimsel çalışma yaptığını biliyorum. O kadar dolgunun
olabildiğince kısa sürede tamamlanıp sertleşmesi lazım. Çamur,
balçık varsa senelerin 60-70 metrelik çukurluk oluşmuş. Aslında
maden kanununda maden işletenler orayı aldıkları gibi teslim
etmeleri gerekiyor. Bu işlemediği için bu işlem yapılacak. Hangi
malzemeler kullanılacak ona teknik adamlar karar verecek.” diye
konuştu.
Kanal İstanbul’un hafriyatının üçüncü havalimanı zemininde
kullanılıp, kullanılmayacağını konusuna da değinen Birdal, onun da
bir alternatif olduğunu, uygun bir malzemeyse kullanılabileceğini
söyledi. Üçüncü havalimanı zemininin gelişi güzel bir malzeme
getirilip doldurulacak hafriyat döküm alanı olmadığını kaydeden
Birdal, ciddi bir alt yapı, dolgu yapıldığını bunu belli
seviyelerde doldurulup sıkıştırılması gerektiğini ifade etti.
CİHAN
Yorumlar