TZOB: Yeraltı sularına sayaç takma zorunluluğu ertelenmeli
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sulama kuyularına sayaç takılmasına tepki gösterdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, sulama kuyularına sayaç takılmasına tepki gösterdi.
Bayraktar, zaten maliyet sorunuyla karşı karşıya olan, üretim
planlaması olmadığı için bir türlü istikrarlı gelir elde edemeyen
ve finansman sıkıntısındaki üreticilerin sulama kuyularına sayaç
takma maliyetini karşılamasının mümkün olmadığını bildirdi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Şubat 2013 tarihinde sonra
eren yeraltı sularına sayaç takma zorunluluğunun, girişimleri
sayesinde, 1 Mart 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanan kanunla
ertelendiğini belirtti. Söz konusu kanunla, kuyu, galeri ve
benzerlerine ölçüm sisteminin, bir yıl içinde belge sahibince
kurulmasının öngörüldüğünü bildiren Bayraktar, “Bu süre içinde
ölçüm sistemi kurmayanların talepleri halinde, bedeli yüzde 10
fazlası tahsil edilmek üzere, 1 Mart 2016 tarihine kadar Devlet Su
İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından kurulacak veya
kurdurulacak.” dedi.
“SAYAÇ SİSTEMİ EK YÜK GETİRECEK”
Zor şartlar altında bin bir güçlükle tarımsal üretimde
sürdürülebilirliği sağlayan üreticilere, otomatik sayaç okuma
sistemi kurmasının ek bir yük getireceğini vurgulayan Bayraktar,
şunları kaydetti:
“Türkiye genelini kapsayan sayaç takma zorunluluğu, ‘Ölçüm Sistemi
Kurulmasına Lüzumlu Kılınacak Yeraltı Suları Hakkında' Bakanlar
Kurulu kararıyla sadece Konya Kapalı havzasında
Konya-Çumra-Karapınar, Karaman-Ayrancı, Ereğli-Bor,
Aksaray-Sultanhanı-Obruk, Altınekin, Cihanbeyli-Yeniceoba-Kulu,
Meriç-Ergene havzasında Çorlu, Vize, Lüleburgaz ve Babaeski,
Sakarya Irmağı havzasında Yunak-Ilgın-Sarayönü alt havzalarına
getirildi.
Söz konusu havzalardan, Konya’da 21 bin 355 ve Edirne’de 732 olmak
üzere toplamda 22 bin 87 adet sulama amaçlı kuyu bulunuyor. Tarım
işletmelerimiz çok sayıda parselden oluşuyor. Bir kuyu birden fazla
komşu parseller tarafından ortaklaşa kullanılıyor. Bu da ayrı bir
sorun. Üreticilerimiz bu maliyetin altından kalkmakta güçlük
çekecektir. Mevcut su potansiyelimize olan talebin gün geçtikçe
artış gösterdiği günümüzde, sınırlı miktardaki ve stratejik bir
meta haline gelen su potansiyelinden, daha uzun yıllar
faydalanabilmek için bir dizi önlemin alınmasını TZOB olarak her
zaman destekliyoruz. Fakat alınan tedbirler üreticilerimizi zor
duruma düşürmemelidir.”
"TARIMSAL ÜRETİMİ AZALTMAYACAK ŞEKİLDE SAPTANMALI"
Kararın, DSİ’nin tarımsal üretimi azaltmayacak şekilde, belgede
belirtilen miktarda yer altı suyunun çekilmesini saptaması
gerektiğini de belirten Bayraktar, “Yeraltı sularını korumayı
amaçlayan tedbirler, altyapısı oluşturulmadan uygulanmaya
başlanınca üretimiz zor durumda kalır.” dedi.
Türkiye’nin su zengini olmadığı gerçeği göz önüne alındığında
mevcut su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımının öneminin
ortaya çıktığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde yıllık çekilebilir yeraltı su miktarı 14 milyar metreküp
kadar. Günümüzde su kaynaklarının kapasite ve kalitesinde yaşanan
sıkıntılar, su kaynaklarından optimum düzeyde yararlanmamız
gerektiğini ve bunun kaçınılmaz olduğunu bize gösteriyor. Sulu
tarımda aşırı su kullanımına yol açan sulama yöntemleri yerine
yağmurlama ve damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan basınçlı
sulama sistemlerine geçilmesi için üretici teşvik edilmelidir.”
Bayraktar, su sıkıntısı çeken, çölleşme riski olan bölgelerde,
yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün
bazlı desteklerin artırılması ve su ihtiyacı az kültür bitkilerinin
teşvik edilmesi gerektiğini de vurguladı.
CİHAN
Yorumlar