Türkiye Ziraatçılar Derneği'nden uyarı: Bakliyat mutfağı yakacak
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD), sofradaki en önemli ürünlerden olan bakliyatın fiyatlarında görülen büyük artış konusunda uyardı.
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD), sofradaki en önemli
ürünlerden olan bakliyatın fiyatlarında görülen büyük artış
konusunda uyardı. TZD Genel Başkanı İbrahim Yetkin, bakliyat
ürünlerinin sofralardaki enflasyon bombalarına dönüştüğünü
söyledi.
TZD Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Yetkin, son
dönemlerde iki önemli olguyla karşılaştıklarını, bunlardan
birincisinin döviz fiyatlarındaki yükseliş, ikincisininse bakliyat
fiyatlarındaki önemli artış olduğunu ifade etti. TÜİK’in son
açıklamasına göre 2013 yılında baklagillerin önemli ürünlerinden
olan nohut üretiminin yüzde 2,3 azalarak 518 bin tondan 506 bin
tona düştüğünü belirten Yetkin, kırmızı mercimeğin yüzde 3,7
azalarak 410 bin tondan 395 bin tona, kuru fasulyenin de yüzde 2,2
azalarak 200 bin tondan 195 bin tona düştüğünü kaydetti. Toplam
bakliyat üretiminin yüzde 3,6 oranında azaldığını söyledi.
Bakliyata ek olarak 2013 yılında patates üretiminin yüzde 17,7
azaldığını kaydeden TZD Genel Başkanı Yetkin, pirinç üretiminin de
iç tüketimin ancak yüzde 75’ini karşılayabildiği bilgisini verdi:
“Yıllık dalgalanmaların ötesine baktığımızda Türkiye’de bakliyat
üretiminin son 10 yılda yüzde 12 ile 76 arasında değişen oranlarda
düştüğünü ve ihracatçı olduğumuz bu ürünlerde ithalatçı konuma
geldiğimizi görüyoruz. Bu düşüş baklada yüzde 76, yeşil mercimekte
yüzde 49, bezelyede yüzde 23’e ulaşıyor.”
İbrahim Yetkin, bunun en büyük sebebinin, girdi fiyatlarındaki
artışlara karşılık temel gıda maddelerini oluşturan ürünlerin
üretici fiyatlarının çok az artması ya da kimi zaman gerilemesi
olduğunu dile getirdi. Ürününü değerlendiremeyen çiftçinin
üretimden vazgeçtiğini, bunun sonucunda da arzı azalan bu ürünlerin
stoklanarak spekülasyon konusu haline getirildiğini savundu: “Bu
tuzaktan çıkmak için ithalat yoluna gidildiğinde ise son dönemde
yaşandığı gibi uluslararası piyasalardaki arz yetersizliği ya da
döviz fiyatlarının yüksekliği nedeniyle fiyatlar, düşmek bir yana
artabiliyor. Her halükârda üreticiden esirgenen destek,
spekülatörün ya da yabancı ülkelerin cebine fazlasıyla
giriyor.”
TZD Genel Başkanı, sonuç olarak geçen ekim ayında kilosu 4 TL olan
kuru fasulyenin kasımda yüzde 60 zamlanarak 6,5 TL’ye, 2,90 olan
baldo pirincin yüzde 35 artarak 3,90 TL’ye ulaştığını vurguladı.
Yetkin, son olarak şu uyarıda bulundu: "Bu fiyat artışları, dövizde
son günlerde yaşanan anormal artışların öncesine aittir. Son
artışların etkisi, henüz piyasaya tam olarak yansımamıştır.
Özellikle şu günlerde pirinç ve kuru fasulye ithalatı yapılması,
piyasadaki mal kıtlığı ve stokçuluk nedeniyle zorunlu hale
gelmiştir ancak uluslararası piyasalarda da bu yılki iklim
koşulları nedeniyle sorunlar vardır. Bu ürünler, uluslararası
piyasalarda da stokçuluk nedeniyle yüksek fiyattan satılmaktadır.
Kısacası et üretiminin ve tüketiminin yetersiz olduğu ülkemizde, en
temel protein kaynağımız olan ve yıllarca beslenmemizin temel
unsurlarını oluşturan bakliyat ürünleri, belirttiğimiz nedenlerden
dolayı sofralarımızdaki enflasyon bombalarına dönüşmektedir."
Bunun için alınması gereken tedbirler olduğunu ancak şu anki
karışık ortamda bu tür meselelerin giderek geri plana itildiğini
vurgulayan Genel Başkan Yetkin, önerilerini şöyle sıraladı: “Kısa
vadede acil olarak alınması gereken önlem, ithalatın zorunlu olduğu
durumlarda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girerek ithalatı
bizzat gerçekleştirmesi ve ithal ürünü kendisinin pazarlamasıdır.
Orta vadede alınacak önlem ise bütçeden tarıma ayrılan desteğin,
yasanın öngördüğü yüzde 1 oranına çıkarılması ve bakliyat
ürünlerine verilen desteğin attırılmasıdır.” CİHAN
Yorumlar