Türkiye rüzgar ve güneşi enerjiye çeviremiyor

Gediz Üniversitesi Enerji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ümit Çalı, bir TÜBİTAK projesi kapsamında enerji raporu hazırladı.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye rüzgar ve güneşi enerjiye çeviremiyor

Gediz Üniversitesi Enerji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ümit Çalı, bir TÜBİTAK projesi kapsamında enerji raporu hazırladı. Almanya'nın, Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesinden daha fazlasını rüzgar ve güneşten elde ettiğini, ihtiyacının yüzde 25,8’ini bu çevreci kaynaklardan sağladığını belirten Çalı, daha avantajlı konumda olan Türkiye'de ise bu oranın yüzde 5 olduğunu kaydetti.

Ağır kış şartları sebebiyle doğalgaz sarfiyatındaki artışa bağlı elektrik kesintileri, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini bir kere daha ortaya koydu. Almanya’da enerji üzerine 12 yıl çalıştıktan sonra bilimsel faaliyetini İzmir’de sürdüren Yrd. Doç. Dr. Çalı, TÜBİTAK’ın desteğiyle hazırladığı projede yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliğini arttıran teknolojilerinin Türk enerji piyasası ve şebekesi üzerindeki rolünü, uluslararası örneklerle karşılaştırmalı olarak ele aldı. İki yıl sürecek projedeki incelemelerinin ilk sonuçlarını bir raporda toplayarak Türkiye’nin, enerjide dışa bağımlılıktan kaynaklanan risklerinin azaltılması için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından azami seviyede faydalanması gerektiğini ortaya koydu.

TÜRKİYE’NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK

Gediz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi akademisyeninin tespitlerine göre Türkiye’nin toplam elektrik üretim gücü 62,7 gigawatt. Bunun yüzde 45’i doğalgazdan karşılanıyor. Bu oran, yüzde 20 olan AB ortalamasının iki katından fazla. Türkiye'deki elektrik üretiminde rüzgar ve güneşin payı sadece yüzde 5. Bu alanda daha dezavantajlı konumda bulunan Almanya, Türkiye’nin toplam kurulu güç kapasitesinin de üzerinde 68 gigawatt elektriği, rüzgar ve güneşten elde ediyor. Topraklarının güneyini güneş tarlaları, kuzeyini ise rüzgar türbinleriyle dolduran Almanya, elektrik ihtiyacının yüzde 25,8’ini çevreci kaynaklardan sağlıyor. Yıllık güneşlenme süresinin Almanya’da ortalamada bin 600 saat, Türkiye’de ise 2 bin 700 saat olduğu bilgisini aktaran Ümit Çalı, Türkiye’nin bu konuda coğrafi olarak avantajlı olduğunu, çevreci kaynakların daha faal kullanılması halinde şu an yüzde 5 seviyesinde olan elektrik ihtiyacını karşılama oranının çok daha yukarılara çıkabileceğini vurguluyor. Çalı, yenilenebilir enerji sektörünün gelişememesini de mevcut yüksek potansiyelin, şebeke kısıtları gibi teknik altyapı handikapları sebebiyle kullanılamaması ve bu alandaki teknolojinin halen büyük oranda yurtdışından temin edilmesine bağlıyor.

‘LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ, DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTABİLİR’

Lisanssız elektrik üretimi için birden çok gerçek veya tüzel kişiliğin ortak kurabileceği enerji kooperatiflerine yönelik kanuni düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ümit Çalı, “Bu sayede elektrik tüketicileri, bir anlamda enerji üreticilerine dönüşerek, lokal olarak ihtiyaç duydukları elektriği kendileri üretebilecek, fazlasını da şebeke üzerinden piyasaya arz edebilecek. Bu sistemin yaygınlaşmasıyla enerji dağıtım ve iletim hatlarındaki yüklenme, bilişim ve haberleşmeleri de dahil gerekli altyapı yatırımlarıyla alt seviyelere inecek. 12 yıllık kümülatif cari açığın 55,9 milyar dolara ulaştığı ve bu rakamın yüzde 70’inin yurtdışından enerji ürünleri alımıyla gerçekleştiği gözönünde bulundurulursa enerjide dışa bağımlılığımızı düşürdüğümüz her adım, bize daha sürdürülebilir bir kalkınma imkanı sağlayacak.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar