TÜBİTAK'tan üniversitelere 1 milyon TL'lik 'teknolojik' destek

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), üniversiteler bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisleri’nin desteklenmesi amacıyla 10 üniversiteye yıllık 1 milyon TL’ye kadar hibe desteği verdi. Üniversite ve sanayi arasında koordinasyon ve iletişimini sağlayacak Teknoloji Transfer Ofisleri, akademik çalışmaların ürün ve hizmetlere dönüşmesinde ve patentlenmesinde önemli rol oynuyor. Ulusal ve uluslararası kamu desteklerinden etkin yararlanılması için proje ofisi görevini yürütüyor. Bu kapsamda Anadolu Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi TÜBİTAK tarafından hibe kredisi almaya hak kazanan üniversiteler oldu.

TÜBİTAK Merkez Binası’nda düzenlenen törenle üniversite rektörleri protokole imza attı. Törene, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altınbaşak katıldı. Törende, Üniversite Rektörlerine konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, TÜBİTAK’ın bir üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi’ni destekliyor olması bir prestij anlamına geldiğini söyledi. 10 yıl boyunca bu programın devam edeceğini söyleyen Bakan Işık, Teknoloji Transfer Ofisleri’ni desteklemeye devam edeceklerini ifade etti. Türkiye’nin teknoloji seviyesinin yükselmesi gerektiğini söyleyen Işık, “Şu anda yaptığımız üretim düşük orta teknoloji seviyesinde. Bundan dolayı da pazardaki ciddi rekabet şirketlerimizin karlılığında azalmaya meydan veriyor." dedi. Bakan Işık, bu durumun Türkiye’nin üretim potansiyelinin azlığından değil, teknoloji seviyesinin düşüklüğünden kaynaklandığını belirtti.

Üniversitelerin bir yarış içerisinde olması gerektiğini ve her üniversitenin kendi alanında yoğunlaşması gerektiğine de değinen Işık, şöyle konuştu:

"Artık üniversitelerimizin tematik alanlarda yoğunlaşmalarını sağlamak durumdayız. Özellikle Ar-Ge ve inovasyonda. Bazen sorarlar bir gence, ‘Ne iş yaparsın?', 'Abi, ben her işi yaparım'. Üniversitelerimizde böyle her alanla çok ilgileniyor. Artık üniversitelerimiz tematik yönünü ön plana çıkarması ve güçlü alanını belirleyip o alanda biraz daha yoğunlaşması ve kaynak israfını en aza indirerek almak istediğimiz mesafeyi daha kısa zamanda almamız bizim için önemli. Bu noktalarda Türkiye’de önemli bir farkındalığın oluşması çok sevindirici. Bilim ve teknolojiye yapılan yatırımlara eskisi gibi fazla laf etmiyor. Herkes mutabakat noktasına gelmiş. Bunlar bizim için çok önemli avantajlar.”
CİHAN