TÜBA'nın 49. Genel Kurulu

- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü: - "(1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları) O dönemi çok iyi bilen, belgelere hakim, bir kaç dil bilen bilim insanı sayımız daha fazla olsaydı biz şu anda bu safsata iddialar karşısında çok daha güçlü bir durumda olurduk. Bu örnek, nitelikli bilim insanlarına her alanda ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir" - "Bir akademisyen sosyal medyadan İstanbul'un fethiyle ilgili gerçekten de utanç verici bir paylaşımda bulundu. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, objektiflikten uzak ve tamamen subjektif bir yorumda bulundu. Normal bir insana bile yakışmayan bu tavır, bir bilim insanına doğrusu hiç ama hiç yakışmıyor" - "(Aziz Sancar'ın Nobel Ödülü'nü alması) İnşallah bu başarı, tekil ve münferit bir başarı olarak kalmayacak. İnşallah akademik hayatlarını Türkiye'de sürdüren bilim insanlarımız da ilerleyen yıllarda bu tür prestijli ödülleri kazanacaklar"

Google Haberlere Abone ol
TÜBA'nın 49. Genel Kurulu

ANKARA (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili, "O dönemi çok iyi bilen, belgelere hakim, bir kaç dil bilen bilim insanı sayımız daha fazla olsaydı biz şu anda bu safsata iddialar karşısında çok daha güçlü bir durumda olurduk. Bu örnek nitelikli bilim insanlarına her alanda ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir." dedi.

Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) 49. Akademi Genel Kurulu, The Green Park Hotel Ankara’da gerçekleştirildi.

Bakan Özlü, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 14 yılda atılan adımlarla iddia ve özgüven sahibi bir ülke haline geldiğini söyledi. Özlü, her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojide de çok önemli gelişmelerin yaşandığını, çok sayıda yeni üniversitenin kurulduğunu anlattı.

Üniversitelerdeki öğretim üyesi sayısının artırıldığına ve imkanlarının iyileştirildiğine işaret eden Özlü, kamu, üniversite ve reel sektörün Ar-Ge harcamalarının da artırıldığını söyledi.

Bu dönemde milli gelirin 3 kattan fazla arttığını belirten Özlü, Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payının iki katına çıkarıldığını, 2014'te Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının Türkiye tarihinde ilk kez yüzde 1 seviyesini geçtiğini anımsattı Özlü, şunları kaydetti:

"Ancak burada durmayacağız. Ekonomimizi, demokrasimizi, hukuk sistemimizi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak için çalışmaya devam edeceğiz. Ülke olarak ekonomik ve sosyal hedeflerimize ulaşmak için bilgi temelli ve teknoloji odaklı bir dönüşüm sağlamalıyız. Daha fazla katma değer oluşturmak için de buna mecburuz. 2023 yılında ihracatımızın yüzde 15'ini yüksek teknolojili ürünlerin oluşturmasını hedefliyoruz. Eğer bunu başarırsak ihracatımız, ithalatımızı yakalayacaktır, belki de geçecektir. Bu yüksek hedeflere ulaşabilmemiz için hayatın her alanıyla ilgili kapsamlı, doğru, rafine bilgilere ihtiyacımız olacak."

Ülke olarak bilginin ticarileşmesine çok yoğun şekilde eğilinmesi gerektiğini vurgulayan Özlü, üniversitelerin teori üretmesinin yanı sıra teorinin pratiğine dönüşmesine de katkı sağlamaları gerektiğine işaret etti.

Bakan Özlü, 2011 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ihdas edilmesinin Türkiye için çok önemli bir gelişme olduğunu ifade ederek, böylece üniversite-sanayi işbirliğini artıran, Ar-Ge ve inovasyon alanında uzmanlaşan bir bakanlık yapısı oluştuğunu söyledi. Özlü, siyasi hayatından önceki çalışmaları nedeniyle Bakanlığın çalışmalarını yakından takip ettiğini, Bakanlık görevine geldikten sonra da bu çalışmaların ne kadar değerli olduğunu yakından görme fırsatı bulduğunu dile getirdi.

Bu yıl başında hayata geçen Ar-Ge reform paketinin önemine dikkati çeken Özlü, TBMM görüşmelerine milletvekili olarak katkıda bulunduğu bu paketin içeriğine ilişkin hatırlatmalarda bulundu.

- "Kendini araştırmaya adayan insanların sayısını artırmalıyız"

Bakan Özlü, bilimsel düşüncenin sadece bilim insanlarına gereken bir özellik olmadığını, herkese lazım olduğunu belirterek, her türlü sorunun çözümü için bilime ve bilimsel yöntemlere başvurulması gerektiğini söyledi.

Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararını değerlendiren Özlü, şunları kaydetti:

"Son günlerde yine gündeme gelen Ermeni iddialarını düşünelim. Bu konu, taraflı siyasi pozisyonlar üzerinden değil, bilim insanlarının objektif araştırmaları üzerinden tartışılsa, eminim ki çok daha sağlıklı sonuçlar çıkacaktır. O dönemi çok iyi bilen, belgelere hakim, bir kaç dil bilen bilim insanı sayımız daha fazla olsaydı biz şu anda bu safsata iddialar karşısında çok daha güçlü bir durumda olurduk. Bu örnek, nitelikli bilim insanlarına her alanda ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu nedenle çocukluk döneminden itibaren düşünen, merak eden, araştıran, sorgulayan bireyler yetiştirmeliyiz. Bilimi toplumun tamamına sevdirmeliyiz. Bilime ilgi duyan, değer veren, kendini araştırmaya adayan insanların sayısını artırmalıyız."

Bakanlık olarak gençlere bilim ve teknoloji sevgisi kazandırmak için çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Özlü, TÜBA aracılığıyla hayata geçirilecek Türk İslam Bilim ve Kültür Projesi ile bilim ve kültür mirasına ait 100 eserin düşünce hayatına kazandırılacağını bildirdi.

- "Gerçekten de utanç verici bir paylaşımda bulundu"

Bakan Özlü, bir akademisyenin İstanbul'un fethine yönelik sosyal medyadaki paylaşımına ilişkin olarak da şu değerlendirmede bulundu:

"Bir akademisyen sosyal medyadan İstanbul'un fethiyle ilgili gerçekten de utanç verici bir paylaşımda bulundu. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, objektiflikten uzak ve tamamen subjektif bir yorumda bulundu. Normal bir insana bile yakışmayan bu tavır, bir bilim insanına doğrusu hiç ama hiç yakışmıyor. Biliyorsunuz, daha önce de bazı akademisyenler teröre destek veren bir bildiriye imza atmışlardı. Ne yazık ki, bu tür davranışlar diğer tüm zararların ötesinde bilim ve bilim insanlarının itibarını da yaralıyor. Bu olumsuz örneklerin akademik camiamız içinde çok küçük bir azınlığı teşkil ettiklerine inanıyorum. Hatırlatmak istiyorum; bilimin, akademinin ve üniversitelerin, bilim insanlarının itibarını korumak, hepimizin, öncelikle de akademisyenlerin vazifesidir."

Faruk Özlü, Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel Ödülü'ne layık görülmesinin Türk bilim tarihi için çok önemli bir gelişme olduğunu ifade ederek, "İnşallah bu başarı, tekil ve münferit bir başarı olarak kalmayacak. İnşallah akademik hayatlarını Türkiye'de sürdüren bilim insanlarımız da ilerleyen yıllarda bu tür prestijli ödülleri kazanacaklar. Bunu başarmak için çok çalışacağız. Sizlerle birlikte Türkiye'nin bilim ve teknoloji ekosistemini her geçen gün biraz daha güçlendireceğiz." dedi.

Yorumlar