Telefonla yapılan dolandırıcılık 14 milyon lirayı buldu
Son dönemde özellikle telefonlar üzerinden yoğunlaşan dolandırıcılık hadiselerinden insanlar oldukça muzdarip.
Son dönemde özellikle telefonlar üzerinden yoğunlaşan
dolandırıcılık hadiselerinden insanlar oldukça muzdarip.
Yankesicilerin çelmesine takılan arasında; profesöründen ev
hanımına, öğrencisinden iş adamına kadar toplumun herkesiminden
insana rastlamak mümkün. Kendilerini savcı ve polis gibi tanıtarak
yüzlerce kişiyi dolandıranların bir yılda 14 milyon liraya yakın
haksız kazanç elde ettiği ifade ediliyor. Polis kayıtlarına göre
tele-dolandırıcılar 2013’te sadece İstanbul’da 815 kişiyi
dolandırdı.
İnsanların basit yöntemlerle hala nasıl dolandırıldığını mercek
altına alan İnsan ve Hayat Aktüel Kültür Dergisi, Ocak sayısında
toplumun her kesimini rahatsız eden dolandırıcılık meselesini
kapağına taşıdı. Kemal Aydın’ın uzmanlarla görüşerek hazırladığı
'Nasıl Hâlâ Dolandırıyorlar?' başlığıyla verilen analizde, yaşanmış
hadiseler üzerinden yola çıkılarak önemli tespitler yapılıyor.
Dolandırılma hikâyesi, uzman sosyoloğun gözlemleri, psikoloğun
yorumu ve emniyette dolandırıcılık masasında yıllarını geçirmiş
emekli polis komiserinin çok önemli tavsiyelerine yer veriliyor.
Analizde, dolandırıcılığın toplum yönünü ele alan Yrd. Doç. Dr.
Vehbi Bayhan, şu izahatı yapıyor:
"Toplumda değerlerin yozlaşması sonucu bu tür olaylar yaşanmaya
başladı ve neticesinde ‘güven’ duygusu erozyona uğradı. Bütün
bunların Türkiye’nin arafta bir ülke olmasıyla alakalı olduğunu
düşünüyorum. Şöyle ki; Türkiye ne tarım, ne sanayi, ne de bilişim
toplumu. Tarım toplumunun kültür modeli geleneksel yöntemler,
sanayi toplumunun kültür modeli modernleşme, bilişim toplumunun
kültür modeli de postmodernitedir. Ülkemizde bu saydıklarımızın
hepsi var. Yani köydeki biri gelip şehirde sütün içerisine su katıp
bunu organik diye satarken şehirdeki insanın bu yapılandan nasıl ki
haberi olmuyor, bunu anlamıyorsa; tam tersinde şehirli de sulu süt
satan taşralıyı henüz yeni tanıştığı teknolojiyle kandırabiliyor.
"
"TOPLUMUN GENEL ZAAFI KULLANILIYOR"
Psikolog Ali Yücel'e göre dolandırıcılıkların temelinde
şartlanmanın ve hayat boyu edinilen yanlış sosyal öğrenmenin tesiri
büyük. Başından kötü hadise geçenlerin, "Sanki hipnoz olmuştum."
şeklindeki ortak ifadesi bunun göstergesi. Dolayısıyla olayın
temelinde 'koşullanma ve sosyal öğrenme' yatıyor. Özellikle telsiz,
üniforma gibi sözel ve görsel çağrıştırıcıların polis
zannedilmesine; korku, endişe, hüzün gibi bir süreç eşlik ediyor.
Korku gelince mantık devre dışı kalıyor. Bununla birlikte günlük
hayatta sıradan görülen ya da hayatın herhangi bir alanında
gösterilen akıl yürütme süreçleri de buna paralel olarak devre dışı
oluyor.
Dolandırıcılık vakaları mercek altına alındığında ortaya çıkan
durumun oldukça manidar olduğunu söyleyen Psikolog Yücel, şöyle
devam ediyor:
"Çünkü dolandırıcıların kullandığı tuzak, aslında toplum olarak
bizim zaafımız. Bu zaaf da, kollektif alt şuurumuzdaki polis
algısından kaynaklanıyor. İnsanlar da buna paralel olarak inanmaya
daha meyilli oluyorlar. Toplum olarak polis otoritesine ya da savcı
otoritesine bu kadar boyun eğilmesi, polis denilince korkulmasının
sebebi; yıllardır süren sınırsız ve olumsuz kullanılan yetkilerin
insanlarda oluşturduğu çaresizlikten başka bir şey değil aslında.
Bu korkuları pekiştirmek için telsiz sesi, güvenilir ve ikna edici
bir konuşma da eklendiği anda, ikna için bütün argümanlar
hazırlanmış oluyor."
EMEKLİ KOMİSERDEN ÖNEMLİ UYARI: 155'TEN ARAMA YAPILMAZ
Dergide, dolandırıcılara karşı alınması gereken tedbirler konunun
uzmanları tarafından anlatılıyor. Bu hususta dolandırıcılık
masasından emekli olan Komiser Ahmet Durmaz, şu uyarılarda
bulunuyor:
"Polis hiçbir zaman bir insanı arayarak telefonda bilgi almaz ve
para istemez. Polislerin telefonda arayanlara söyledikleri en fazla
‘Beyefendi şu karakolda görevliyim, şu hususla alakalı olarak
emniyete gelmeniz gerekiyor.’ diyebilir. Dolandırıcıların
bilgisayar programlarını kullanarak hazırladıkları tuzaklara da
dikkat etmek gerekiyor. O programlar sayesinde ‘155’ arıyormuş gibi
gösterilebiliyor. Şunu unutmamakta fayda var: ‘155’ aranıp ihbar
edilir; fakat ‘155’den geri arama yapılmaz, eğer yapılıyorsa bilin
ki arayan polis değil. Bir de dolandırıcılar kişinin haberi olmadan
onun adına açılan açık hatları kullanabiliyorlar. İnsanların bu
konuda dikkatli olmaları gerekiyor. Haberiniz olmadan üzerinize
açık hat açılmış olabilir, 'hat-sorgulama.btk.gov.tr' adresinden
adınıza çıkartılmış açık hat var mı, diye sorgulatabilir varsa
hemen iptal ettirebilirsiniz."
CİHAN
Yorumlar