Taahhüdü ihlale hapis değil, para cezası uygulansın talebi
İcra sırasında alacaklı tarafa vaat edilen borcu ödemeyenlerin (taahhüdü ihlal) sayısı gün geçtikçe artıyor.
İcra sırasında alacaklı tarafa vaat edilen borcu ödemeyenlerin
(taahhüdü ihlal) sayısı gün geçtikçe artıyor. Resmi verilere göre
2012 yılında bu konuda açılan 221 bin 238 davadan 140 bin 524'ünde
hapis kararı çıktı. Bunlardan ancak 21 bin 923'ü cezaevine girdi.
Söz konusu durumunu karşılıksız çek ile benzerlik taşıdığını ileri
süren davalı ve avukatları, hapiz cezasının paranın geriye
ödenmesini sağlamadığını belirterek, bu yüzden daha ekonomik bir
yaptırım uygulanmasının yerinde olacağını savunuyor. Bu teze bir
dönem Ankara Ticaret Odası Başkanlığı yapmış CHP Milletvekili Sinan
Aygün ile MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık da destek veriyor.
İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi alacaklının iştiraki ile icra
dairesinde belirlenen borcunu ödeme şartını makul bir sebep
olmaksızın ihlal edenlerin 3 aya kadar tazyik hapsi ile
cezalandırılmasını öngörüyor. İstanbullu girişimci Oktay Çakar, bu
yüzden mahkemenin yolunu tutanlardan. Büyük bir firmanın ana bayii
olan Çakar, 2010’da 4 çek alır ancak ödeyemez. İcra gelmemesi için
alacaklılara taahhütte bulunur. Taahhüdü yerine getiremeyince
hakkında ceza davası açılır. 3 davadan zaman aşımı ile kurtulur.
Bir davada da hâkim kararı ile denetimli serbestlikten yararlanır.
Ancak bu karar Yargıtay’da bozulur. Devamlı mahkemelere gidip gelen
Çakar’ın işleri bozulur, nihayetinde ödediği borçlar 4 milyon
liraya dayanır. "Kanun, ‘makul sebeplerle ödeyemeyenlere ceza
veriliyor’ diyor ancak bu uygulanmıyor." diyen Çakar, "Maalesef
benim borcu ödeyip ödeyememe durumuma bakılmadı, gelirim
araştırılmadı.” ifadesini kullandı. Çakar, taahhüdü ihlalde
denetimli serbestlik uygulanabileceğini de kaydetti.
Çorumlu Yücel Bolatçı da bu yüzden mahkemelerin yolunu
eskitenlerden. Bir tavukçuluk firmasında çalışan Bolatçı, 4 bin
lira tutarında kredi kullanır. İşten çıkarılınca da geri ödeyemez.
Faizlerle 6 bin lirayı bulan borç yeniden yapılandırılır.
Çalışmadığı için krediyi ödeyemeyen Bolatçı hakkında Çorum İcra
Ceza Mahkemesi’ne taahhüdü ihlal suçlaması ile dava açılır. Hâkim,
Bolat’ın işsiz olduğu için borucunu ödeyemediğine hükmeder ve
beraat kararı verir. Ancak alacaklının başvurusu ile Çorum Asliye
Ceza mahkemesi karara itiraz eder ve beraat hükmü kalkar. Aynı
hâkim, Yücel Bolatçı’nın Lenfoma hastalığı geçirmesi, çalışamayacak
durumda olmasını dayanak gösterir, tekrar beraat kararı verir.
İcra davaları ile ilgilenen Avukat Şeref Köksal, taahhüdü ihlal
yüzünden hapis yatılmasını eleştiriyor. Köksal, “Hırsızlık,
dolandırıcılık ve gasptan suçlu bulunanlar denetimli serbestlikten
yararlanıyor ama taahhüt ihlali yapanlar yararlanamıyor.” diyerek,
bu durumda da denetimli serbestlik uygulanabileceğini ifade ediyor.
Taahhüdü ihlale hapsin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve
Anayasa’nın 38. maddesine de aykırı olduğunu öne süren Köksal, “38.
maddede ‘bireyler, sözleşmeye dayalı yükümlülükleri yerine
getirememekten dolayı özgürlükten alıkonulamaz’ deniliyor.”
diyerek, taahhüdü ihlalde de karşılıksız çek suçunda olduğu gibi
hapis cezasının kaldırılmasını, yerine para cezası getirilmesini
teklif ediyor.
Eski Ankara Ticaret Odası Başkanı ve CHP Milletvekili Sinan Aygün
de taahhüdü ihlalden hapis yatılmasını doğru bulmuyor. Aygün, “Bin
lira, 2 bin lira için adamları hapse atıyorsun. Cezaevi bunlarla
doldu. Ekonomik suça ekonomik ceza uygulanmalı. Ya hapis cezası
kaldırılmalı, ya da bir kereliğine kaldırılmalı ve sicil
temizlenmeli." ifadelerini kullanıyor.
MHP Kütahya Milletvekili Âlim Işık da taahhüdü ihlal ile ilgili
suçlara uygulanan yaptırımların yeniden ele alınması gerektiğini
savunuyor. Işık'ın bu konudaki görüşleri de şöyle:
“İcra ve İflas Kanunu’nun yenilenerek, ‘mali suça mali ceza,
ekonomik suça ekonomik ceza’ anlayışından yola koyularak
mağduriyetler giderilebilir. MHP olarak taahhüdü ihlalde tazyik
hapsinin kaldırılması, suçlu bulunanlara idari para cezası
uygulanmasını esas alıyoruz. Burada borcun yüzde 10’u kadar para
cezası uygulanması yerinde olacaktır. İhlal nedeni ile cezaevine
girenlerin sayısı 100 bini buldu. 2012’de 84 bin idi. Kaçaklar da
var. Kaçakların sayısı 300 bini buldu. Bir patlama var. Bu
patlamayı aşmak için mağduriyet giderilmeli. İhlalden mağdur
olanlar için bir fon devreye alınabilir. Çünkü bunlar sicili
lekeleniyor ve kredi alamıyor. Ama bunlar fon ile kredilendirilecek
ki borçlarını ödesin."
Taahhüdü ihlal davalarından 2009-2012 döneminde yargılananların ve
cezaevine girenlerin sayısı şöyle:
Sene Dava Hapis kararı Cezaevine girenler
2009 231.997 26.599 17.959
2010 312.340 195.493 24.084
2011 254.977 162.704 20.891
2012 221.238 140.524 21.923
CİHAN
Yorumlar