Sürdürülebilir Finans Forumu

- Kalkınma Bakanı Yılmaz: - "Faizsiz finans konusunda Türkiye olarak daha hızlı gelişmeliyiz. Şu an toplam bankacılık sektöründen yüzde 5 pay alan katılım bankacılığının büyüklüğü 120 milyar liraya ulaştı" - "Şu anki aktif toplamı 2 trilyon dolara yaklaşan küresel faizsiz finans rakamının 2020'de 4 trilyon dolarlara ulaşacağı ifade ediliyor. Önümüzdeki dönem burada ciddi bir gelişim imkanı var" - "İstanbul Uluslararası Finans Projemizin ciddi bir unsurunu oluşturuyor. Türkiye'yi sermaye için bir cazibe haline getirmek istiyoruz. Farklı enstrümanlarla finansal sistemimizi genişletmek ve derinleştirmek istiyoruz. Bunun bileşenlerinden bir tanesi de katılımbankacılığı"

Google Haberlere Abone ol
Sürdürülebilir Finans Forumu

İSTANBUL (AA) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin faizsiz finans konusunda daha hızlı gelişmesi gerektiğini belirterek, "Şu anki aktif toplamı 2 trilyon dolara yaklaşan küresel faizsiz finans rakamının 2020'de 4 trilyon dolarlara ulaşacağı ifade ediliyor. Önümüzdeki dönem burada ciddi bir gelişim imkanı var. İstanbul Uluslararası Finans Projemizin ciddi bir unsurunu oluşturuyor. Türkiye'yi sermaye için bir cazibe haline getirmek istiyoruz" dedi.

Yılmaz, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD), Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP Finance Initiative-UNEP FI) ve Global Compact Türkiye tarafından Borsa İstanbul Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen 4. Sürdürülebilir Finans Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, sürdürülebilir kalkınma ile refahın toplumun bütün kesimine dağıtılmasını ve nesilden nesile aktarılmasından bahsettiklerini söyledi.

Kalkınma planından ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden bahseden Yılmaz, bu çerçevede altını en fazla çizdikleri kavramın "kapsayıcılık" olduğunu aktardı.

Yılmaz, "Kapsayıcılık derken yüksek, istikrarlı ve kapsayıcı ekonomik büyümenin yanı sıra hukukun üstünlüğü, insani gelişmişlik, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi unsurları Kalkınma Planımızda yer aldı" diye konuştu.

Bu çerçevede BM'nin ortaya koyduğu ve dünya liderlerinin de kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin (SDG) son derece önemli olduğunu dile getiren Yılmaz, burada söz konusu olan 17 genel hedefin çok kapsayıcı bir çerçeve oluşturduğunu bildirdi.

Yılmaz, hedefler arasında Türkiye için yoksullukla mücadele, eğitim ve sağlık politikaları, herkesin bu imkanlara erişimi, yönetişim konuları, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme, istihdam gibi konuların öne çıktığına değindi.
Bunların 193 ülke tarafından kabul edildiğini anımsatan Yılmaz, BM'nin 2000 yılında belirlediği ve 2015 yılında sona eren Binyıl Kalkınma Hedeflerinden bahsetti.

Dünyanın küresel ısınma ve iklim değişikliğine nazaran yoksullukla mücadelede daha başarılı olduğunu belirten Yılmaz, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin bu anlamda son derece önemli olduğunu, bu hedeflerin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 193 BM üyesi ülke tarafından kabul edildiğini anlattı.


- "Hedef kapsayıcı ekonomik kalkınma"

Yılmaz, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan 8'inci hedefin ön plana çıktığını kaydederek, bu hedefin, "Herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, tam ve üretken istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak" olduğunu bildirdi.

Bu çerçevede kalkınmanın kapsayıcı olması, bireyler ve şirketler için piyasalara ve kaynaklara erişim açısından fırsat eşitliği sunmasının önem taşıdığını dile getiren Yılmaz, bu bağlamda kapsayıcı finansın önemine değindi.

Yılmaz, "Kapsayıcı finans deyimiyle, toplumun her kesiminin mali hizmetler konusundaki haklara erişiminin olması; mevcut durumda finansal hizmetlerden daha düşük pay alan yeni girişimlerin, mikro işletmelerin ve KOBİ’lerin bu hizmetlere erişiminin artırılması ve bankacılık ile sigorta ve mali hizmetleri herkesi kapsayacak şekilde genişletmek için ulusal finansal kurumlarının kapasitelerinin artırılmasını anlıyoruz." ifadelerini kullandı.


- "Esnaf ve sanatkârlara sağlanan destek 16,2 milyar liraya ulaştı"


Bu çerçevede çeşitli başlıklar olduğunu belirten Yılmaz, bunun birincisinin "finansal eğitim" olduğunu, Türkiye'de finansal ürün ve hizmetlerin tüm kesimlere yayılması, bilgi ve bilincin artırılması yoluyla finansal sistem dışında kalan kişilerin sisteme dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Yılmaz, ikinci başlığın "Esnaf ve çiftçi kredi destekleri" olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kesimlerin özenle üzerinde durulması gerekiyor. Kalkınma hiç kimsenin geride kalmaması, hiç kimsenin kendisini kıyıda, köşede hissetmemesi, hiç bir kesimin unutulmaması gereken bir süreç. Burada küçük esnaf ve sanatkâr son derece önemli. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (ESKKK) ve Halk Bankası aracılığıyla esnaf ve sanatkarlara sübvansiyonlu destekler sunuyoruz. 2015 yılında 348 bin esnaf ve sanatkârımız bu destekten yararlanmış. Esnaf ve sanatkârlara kullandırılan Hazine faiz destekli toplam kredi tutarı, 2002 yılında 153 milyon TL gibi düşük rakamken, 2010 yılında 3,7 milyar liraya, 2015 yılı sonunda ise 16,2 milyar liraya ulaşmış."

Yılmaz, geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyet gösteren ve "Esnaf Vergi Muafiyet Belgesi" sahibi esnaf ve sanatkârların faizsiz kredi kullanabildiğini hatırlattı.


- "2015'te çiftçilere 16,4 milyar liralık kredi"


KOSGEB Girişimcilik Destek Programını bitirenlere yönelik desteklerden de bahseden Yılmaz, "Ziraat Bankası kanalıyla çiftçilere yıllık yüzde 0 ile yüzde 8,25 arasında değişen faiz oranları ile sübvansiyonlu kredi kullandırıyoruz. Bu kapsamda 2015 yılında tarım sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 302 bin üreticiye ve firmaya indirimli faiz oranları üzerinden 16,4 milyar TL kredi kullandırıldı." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, öğrencilerle ilgili bankacılık sisteminin fazla ürün ortaya koyamadığını belirterek, Kredi Yurtlar Kurumu aracılığıyla 2015'te 1 milyon lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisine toplam 3,7 milyar lira kredi sağlandığını aktardı.

KOBİ'lerin Türk ekonomisindeki önemini ve büyüklüğünü anlatan Yılmaz, KOBİ'lerin kullandığı nakit kredilerin son beş yılda 3 katına çıkarak 388,7 milyar liraya ulaştığını söyledi.

Yılmaz, "Ancak KOBİ'lere kullandırılan kredilerin toplam ticari krediler içindeki payı bu dönemde çok değişmedi. Söz konusu oran 2016 Şubat ayı itibarıyla yüzde 35,3 ile halen düşük seviyede." dedi.

Bakan Yılmaz, KOBİ'lerin finansa erişimini kolaylaştırmak adına yaptıkları yeniliklerden bahsederek, bu çakışmaların devam edeceğini vurguladı.

Yeni girişimciyi, KOBİ'leri destekleyecek enstrümanlar, girişim sermayesi, melek yatırımcı gibi konulara değinen Yılmaz, mart ayı itibarıyla 368 lisanslı melek yatırımcı bulunduğunu, melek yatırımcılığın gelecek dönemde daha da yaygınlaşması gerektiğini bildirdi.

Yılmaz, mikrofinans uygulamaları ile resmi finans kuruluşlarına erişim olanağı bulunmayan düşük gelirli kişilere, söz konusu kişilerin üretici faaliyetlerine, girişimlerine veya çok küçük işletmelerde büyümelerine yardımcı olmak amacıyla çok küçük meblağlarda kredi verilmesi sağlandığını anlattı.

Bakan Yılmaz, Halkbank ve Ziraat Bankasının düşük gelir gruplarına ve mikro girişimcilere sağladığı desteklerden örnekler verdi.


- "Faizsiz finans konusunda daha hızlı gelişmeliyiz" w


Faizsiz finans konusuna da değinen Yılmaz, faizsiz finansın üç hususta finansal sisteme önemli katkılar sağlama potansiyeli bulunduğunu söyledi.

Yılmaz, "İlk olarak başta faiz hassasiyeti olan kesim olmak üzere finansal tabana yayılmaya katkı sağlamakta, ikincisi varlığa dayalı finansman modeli ve risk paylaşımı esasları ile KOBİ finansmanına ve kamu yatırımlarına uygun finansman yöntemlerine destek oluyor. Üçüncüsü de risk paylaşımı esası ile spekülatif işlemlere izin vermemesi gibi özellikleri sayesinde geleneksel finans sistemine göre daha düşük sistemik risk taşıyor. Dolayısıyla bu konuda Türkiye olarak daha hızlı gelişmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Son yıllarda Türkiye'nin faizsiz finans konusunda belli bir mesafe aldığını ancak katılım bankacılığının toplam bankacılık sektöründeki payının yüzde 5 civarında olduğunu kaydeden Yılmaz, dünyada küresel faizsiz finans aktif toplamının 2 trilyon dolara yaklaştığını bildirdi.

Yılmaz, bu rakamın 2020 yılı itibarıyla 4 trilyon dolarlara ulaşacağının ifade edildiğini aktardı.

Bakan Yılmaz, "Türkiye'de aktif büyüklüğü şu anda 120 milyar liraya yükselmiş durumda. Önümüzdeki dönem burada ciddi bir gelişim imkânı var. İstanbul Uluslararası Finans Projemizin ciddi bir unsurunu oluşturuyor. Türkiye'yi sermaye için bir cazibe haline getirmek istiyoruz. Farklı enstrümanlarla finansal sistemimizi genişletmek ve derinleştirmek istiyoruz. Bunun bileşenlerinden bir tanesi de katılım bankacılığı. Kamuda bu anlamda son dönemde adımlar atıyoruz. Ziraat Katılım faaliyete başladı. Vakıf katılım faaliyet izni aldı. Bu çerçevede Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Bütün bunlar bu alanda Türkiye'nin önümüzdeki süreçte Türkiye'nin daha hızlı gelişmesini sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.


- "BES'e katılımcı sayısı 6,2 milyona ulaştı"

Yılmaz, Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) bireylerin finansal olarak kırılgan bir süreç olan emeklilik dönemine yönelik tasarruflarını artırdığını ve refah seviyelerinin artmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Bu alanda verilen yüzde 25'lik devlet desteğinin sisteme katkıda bulunduğunu dile getiren Yılmaz, sisteme otomatik katılım mekanizması konusunda gerekli düzenlemelerin yapılacağını aktardı.

Yılmaz, iç tasarrufların yeterli olmadığını belirterek, tasarruf yapmamanın yol açtığı cari açığın giderek azaldığını bildirdi.

Son yıllarda iç tasarrufun giderek arttığını, kamudaki tasarruf oranlarının ciddi şekilde yükseldiğini ifade eden Yılmaz, özel kesim ve hane halkının tasarrufunun artırılması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, "BES hızla gelişiyor. 22 Nisan itibarıyla 6,2 milyon katılımcı sayısına ulaşmış durumdayız. Devlet katkısı hariç 47,4 milyar liralık bir fon büyüklüğü oluşmuş durumda." dedi.

- "Yeşil finans sürdürülebilir kalkınmaya destek veriyor"

Yılmaz, "yeşil finans" kavramının son dönemde sıkça tartışıldığını belirterek, sürdürülebilir kalkınmaya destek vermenin bir diğer unsurunun da yeşil finansman olduğunu söyledi.

Yeşil finansın önemine ilişkin olarak Onuncu Kalkınma Planı kapsamında yer alan politikalarda yeşil büyüme kavramına yer verildiğini bildiren Yılmaz, enerji, sanayi, tarım, ulaştırma, inşaat, hizmetler ve şehirleşme gibi alanlarda yeşil büyüme fırsatlarının değerlendirileceğini anlattı.

Yılmaz, yeşil finans ile doğal kaynakların sürdürülebilirliğine destek olunduğunu kaydederek, daha az enerji kullananı yatırım yapmaya teşvik edecek desteklere ihtiyaçları olduğundan bahsetti.

Yorumlar