SPK'dan yatırımcıya hisse iadesi müjdesi

- SPK Başkanı Ertaş: - "Kaydı yapılmadığı için Yatırımcı Tazmin Merkezine (YTM) devredilen hisseler ile ilgili hazırlanan yönetmelik yakın bir tarihte Resmi Gazete'de yayımlanacak. Hak sahiplerinin YTM'ye başvuru yapmaları halinde senetleri iade edilecek. Senetler satıldı ise bedelleri kendilerine ödenecek" - "Özel sektör tahvillerinde korku senaryosu oluşturmaya gerek yok. Korkarak bu fırsattan uzak durmak yerine, iyi analiz yapıp fırsatları kara dönüştürmek daha rasyonel bir tercih olur. Tahvil tebliği değişikliğini yakın zamanda yürürlüğe koyacağız" - "Faizsiz fonlarda biriken tasarruf tutarı 2,6 milyar liraya, katılımcı sayısı ise 525 bine ulaştı" - "İflasın ertelenmesi kararı, kötü niyetli borçlu şirketler tarafından ödemelerin geciktirilmesi amacıyla kullanılabilir. Uygulamada karşılaşılan sorunların yeni kanunun Meclis’ten geçmesi ile azalacağına inanıyoruz"

Google Haberlere Abone ol
SPK'dan yatırımcıya hisse iadesi müjdesi

İSTANBUL (AA) - EDA TOPCU - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, kaydı yapılmadığı için Yatırımcı Tazmin Merkezine (YTM) devredilen hisseler ile ilgili hazırlanan yönetmeliğin yakın bir tarihte Resmi Gazete'de yayımlanacağını belirterek, "Hak sahiplerinin YTM'ye başvuru yapmaları halinde senetleri iade edilecek. Senetler satıldı ise bedelleri kendilerine ödenecek." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ertaş, Anayasa Mahkemesinin kaydı yapılmadığı için YTM'ye devredilen hisseler ile ilgili verdiği kararı değerlendirirken, bazı pay sahiplerinin SPK'ya veya YTM’ye karşı iptal ve tam yargı davaları açtığını, bu davaların bir kısmının devam ettiğini hatırlattı.

Ertaş, bir yatırımcının başvurusu üzerine kanun maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiası ile açılan davada Anayasa Mahkemesinin, 20 Ocak 2015 tarihinde ilgili kanun maddesinin kısmen iptal edilmesine karar verdiğini ve bu iptal kararı üzerine yatırımcıların mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla 6362 sayılı SPK'ya 26 Nisan 2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6704 sayılı kanunla geçici 10'uncu madde eklendiğini hatırlattı.

Söz konusu madde ile mülkiyeti YTM'ye intikal eden sermaye piyasası araçlarının hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasların belirlendiğini ifade eden Ertaş, "YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından ilgili mevzuat uyarınca satışı yapılmamış olanların aynen, satışı yapılmış olanların ise satış tutarları üzerinden nakden ödeneceği ve yapılacak ödemelerde ilgili tutarın 4749 sayılı kanunun 12'inci maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu YTM tarafından fiilen elde edilen getirinin ödenecek tutara isabet eden nemalarının esas alınacağı düzenlendi." dedi.

Ertaş, söz konusu madde uyarınca yapılacak ödemelerin usul ve esaslarına ilişkin SPK tarafından bir yönetmelik taslağı hazırlandığını ifade ederek, "Yakın bir tarihte bu yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlanacak. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal etmiş olan hak sahiplerinin yönetmelikte belirtilen belgelerle YTM'ye başvuru yapmaları halinde senetleri iade edilecek. Senetler satıldı ise bedelleri kendilerine ödenecek." diye konuştu.


- "Borsa İstanbul ile aynı şirkete ilişkin kararlarımızın farklılaşabilmesi doğal"


Ertaş, SPK'dan izahnamesi onay alan, ancak halka arzı Borsa İstanbul tarafından reddedilen şirkete yönelik Borsa İstanbul ile görüşülüp görüşülmediği sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Şirketlerin halka arz başvuruları SPK tarafından Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili alt düzenlemelerimiz çerçevesinde değerlendirilmekte ve bu çerçevede karar alınmaktadır. Borsa İstanbul, yapılan başvuruları Borsa mevzuatı çerçevesinde değerlendirmekte. Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili alt düzenlemelerimizde halka açılacak şirketlerin dönem karı elde etmesi gibi bir şart bulunmamaktadır. Bu anlamda SPK'nın ve Borsa İstanbul'un aynı şirkete ilişkin kararlarının da farklılaşabilmesi doğal. Bu durum, her iki kurumun birbirinin alanına müdahale etmediği bağımsız bir yapının oluşmasına da katkı sunmaktadır."

Yapılan değişikliklerle forex piyasalarına birçok yenilik getirildiğini belirten Ertaş, yüksek kaldıraç oranı nedeniyle oluşan müşteri zararlarını azaltmak amacıyla yaptıkları çalışmalara dikkati çekti. Söz konusu çalışmalarda özellikle düşük miktarla işler yapan yatırımcıların korunmasını amaçladıklarını kaydeden Ertaş, emir iptaline ilişkin daha sıkı düzenlemeler getirdiklerini ve aracı kurumların emir iptallerini her durumda Takasbank'a raporlamalarını zorunlu tuttuklarını anlattı.

Ertaş, yeni düzenlemelerin etkilerinin aslında daha uzun vadede görüleceğini ifade ederek, "Ancak 2016 içerisinde geçen yıllara kıyasla şikayet sayılarında bir azalma var. Burada hem yeni düzenlemelerin hem de yatırımcıların piyasanın yapısını daha iyi anlamalarının etkili olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.


- "Kör havuzda kurumlar anlaşamazsa biz karar veririz"


Vahdettin Ertaş, hisse senedi işlemlerinde gerçekleşen emirlerde taraf olan aracı kurum isimlerinin gizlenmesi olarak bilinen "kör havuz" sistemiyle ilgili aracı kurumların farklı görüş beyan etmesine yönelik kasım ayında Borsa'dan kendilerine mevcut durumun devamı yönünde görüş iletildiğini, aracı kurumların ise kararsız olduğunu söyledi.

Ertaş, şunları kaydetti:

"Borsa'nın hisse senetleri alım satımında yeni bir teknoloji olan BİSTEC'i devreye alması kapsamında Borsa ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğinden (TSPB) konu üzerinde son gelişmeleri de dikkate alarak ayrıntılı bir çalışma yapmalarını tekrar istedik. Bugün itibarıyla iki kurumun da nihai görüşleri SPK'ya henüz ulaşmadı. Ancak şunu belirtmek isterim ki, sermaye piyasalarının sıhhatli gelişimi için açıklık ve şeffaflık önemli. Bugüne kadarki gözlemlerimiz 5-6 yıldır sürdürülen uygulamadan sermaye piyasalarını memnun eden bir sonucun ortaya çıkmadığı yönündedir. Ülkemiz sermaye piyasaları için en uygun model uygulansın görüşündeyiz. Aksi takdirde konuyu kurul olarak değerlendirip kararımızı veririz."

SPK olarak yeni Sermaye Piyasası Kanunu ve devamında yapılan ikincil düzenlemelerle birlikte halka arzlara ilişkin hukuki altyapıda gerekli iyileştirmeleri yaptıklarını belirten Ertaş, halka arzların önünde mevzuat yönünden herhangi bir engel bulunmadığını vurguladı.

Ertaş, sermaye piyasası araçlarına ilişkin hukuki altyapının uluslararası standartlara kavuşturulmasının, söz konusu ihraçların gerçekleşmesi için gerekli ortamı tek başına sağlamada yeterli olmadığını, piyasa dinamiklerinin de aynı ölçüde elverişli olması gerektiğini, tasarruf oranından finansal okuryazarlığa, küresel ve ulusal ekonomik konjonktürden jeopolitik risklere kadar birçok faktörün sermaye piyasası araçlarının ihracında etkili olduğunu söyledi.

Şirketlerin, hem getirilen kurumlar vergisi avantajından yararlanmak hem de öz kaynaklarını güçlendirmek ve kurumsal bir yapıya geçmek amacıyla halka açılmaları gerektiğini vurgulayan Ertaş, "Halka arzların teşvik edilmesi amacıyla 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren şirketlerimiz için nakit sermaye artırımı suretiyle gerçekleştirecekleri sermaye artırımlarına vergi matrahında indirim hakkı sağlandı. Halka açık şirketlerde söz konusu indirim oranı halka açık oranına göre yüzde 100'e kadar çıkabilmektedir. Bunun önemli bir teşvik olduğunu ve şirketleri halka açılmaya teşvik edeceğini düşünmekteyiz." ifadelerini kullandı.


- "Sermaye piyasası aracı ihracı bu yıl bir trilyon lirayı aşacak"


Sermaye piyasasının hukuki alt yapısı, kurum ve araçları ile uluslararası standartlara ulaştığını kaydeden Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O nedenle diyoruz ki, bugün Londra'da, Frankfurt'ta ne varsa artık bizde de var. Son 4 yılda Sermaye Piyasası Kanunu’nun getirdiği yeniliklerle birlikte özel sektörümüz 800 milyar TL’yi aşan tutarda tahvil, sukuk ve varlık teminatlı menkul kıymet gibi çeşitli sermaye piyasası aracı ihracını gerçekleştirdi. Bu yıl bu rakam bir trilyon lirayı aşacak. Bu kıymetlerin bir kısmı yurt dışında satıldı ve ülkemize önemli bir kaynak girişi sağlandı."

Ertaş, son dönemde altyapı GYO, gayrimenkul yatırım fonu ve girişim sermayesi fonu gibi yurt dışında başarıyla uygulanan çok sayıda finansal kuruluşu mevzuata kazandırdıklarını ifade ederek, "İlk izinlerimizi verdik. Başarılı örneklerin yaygınlaşmasıyla ülkemiz sermaye piyasalarının bu alanlarda da hızla büyüyeceğini bekliyoruz. Ülkemizi faizsiz finans ürünlerinin küresel merkezlerinden birisi yapma hedefi doğrultusunda Suudi Arabistan’dan Malezya’ya, Londra’ya dünyada uygulaması bulunan tüm sukuk türlerini mevzuat olarak düzenledik. Faize duyarlı vatandaşlarımız için faizsiz araçlardan oluşan katılım fonları düzenlemesini hayata geçirdik." şeklinde konuştu.

Söz konusu düzenlemenin üzerinden daha 2 yıl geçmeden faizsiz fonlarda biriken tasarruf tutarının 2,6 milyar liraya, katılımcı sayısının da 525 bine ulaştığını, 2 yılda yüzde 5'lik pazar payı oluştuğunu bildiren Ertaş, "30 yıllık katılım bankacılığı tarihimizde ancak yüzde 5 seviyesine ulaşılabildiğini dikkate aldığımızda, gelecek adına oldukça ümitli olduğumuzu, büyük bir pazar ve talep olduğunu söyleyebiliriz." ifadesini kullandı.


-"Özel sektör tahvillerinde korku senaryosu oluşturmaya gerek yok"


SPK Başkanı Ertaş, özel sektör tahvilleri ile ilgili endişelere değinirken, bir korku senaryosu oluşturmaya gerek olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ticari faaliyette bulunan şirketlerin kendi dinamikleri veya dışsal faktörler nedeniyle borçlarını gününde ödeyememesi söz konusu olabilir. Bu tablo dünyanın her ülkesinde karşılaşılan bir durumdur. Bunu genellemek, karanlık bir tablo oluşturmak doğru değildir. Tahvil ihraç eden şirketlerin mali tabloları yatırımcılara açıktır. Tüm yatırımcıların bu tabloları ayrıntılı incelemesi, riskli gördükleri şirketlerin tahvilinden uzak durması, risksiz buldukları şirketlere yatırım yapması sermaye piyasasının sağlıklı işleyişinin bir göstergesidir. Korkarak bu fırsattan uzak durmak yerine, iyi analiz yapıp fırsatları kara dönüştürmenin daha rasyonel bir tercih olacağını söylemek isterim."

Bilinçli bir analiz ve incelemeyle riskleri minimize etmenin mümkün olduğunu dile getiren Ertaş, gerek küresel gelişmeler gerekse bir trilyon liraya dayanan ihraçlardan edinilen tecrübeyle şeffaflığı artırmaya ve yatırımcılara daha fazla bilgi sunmaya yönelik yılbaşında görüşe açılan tahvil tebliği değişikliğini yakın zamanda yürürlüğe koyacaklarını bildirdi.


- "İflas erteleme, ödemelerin geciktirilmesi amacıyla kullanılabilir"


Vahdettin Ertaş, son dönemde özel sektör borçlanma araçları ihraççılarının iflasın ertelenmesi talebiyle mahkemelere başvurdukları durumlarla karşılaştıklarını, verilecek iflas ertelenmesi kararının, kötü niyetli borçlu şirketler tarafından ödemelerin geciktirilmesi amacıyla kullanılmasının mümkün olduğunu söyledi.

Kısa bir süre önce Meclis'e gönderilen Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile iflas erteleme müessesinde son dönemde yaşanan aksaklıkların giderilmesi için çeşitli değişiklikler yapıldığını anlatan Ertaş, "Uygulamada karşılaşılan sorunların yeni kanunun Meclis’ten geçmesi ile birlikte azalacağına ve tüm kesimler için daha sağlıklı bir zemin oluşacağına inanıyoruz." dedi.


- "Şirketlerimiz üzerindeki maliyetlerimizi azaltıyoruz"


SPK Başkanı Ertaş, 24 Haziran'da tarihi bir karar aldıklarını belirtirken, 3 konuya vurgu yaptıklarını söyledi. Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birincisi, gayrimenkul sertifikaları, sukuk ihraçları ve halka açılmalardan alınan kurul ücretlerinde yüzde 50 indirim yaptık. İkincisi, yatırımcılarımız ve şirketlerimiz üzerindeki maliyetlerin azaltılması ve ülkemizin küresel finans merkezleri içerisinde rekabet avantajını sürdürebilmesi için sermaye piyasalarımızda faaliyette bulunan diğer kurumlarımızın da maliyetlerini aşağı çekecek benzer bir yaklaşım göstermelerinin kendilerine hatırlatılmasına karar verdik. Üçüncüsü de, hem finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesine ve güçlendirilmesine katkı sağlayacağı hem de fon kullanma maliyetlerini azaltabileceği dikkate alınarak, şirketlerimizin de kendilerine sunulan sermaye piyasası imkanlarından azami oranda faydalanmalarının şirketlerimize tavsiye olarak hatırlatılması kararını aldık.

Kısacası, SPK olarak şirketlerimiz üzerindeki maliyetlerimizi azaltıyoruz. İlgili kuruluşlara (Borsa, Takasbank, MKK gibi) 'siz de ücretlerinizi aşağı çekin, şirketlerimizi rahatlatın' çağrısı yaptık. Şirketlere de şunu söyledik; hükümetimiz geçen yıl halka açılan şirketlere getirilen yeni sermaye için kurumlar vergisinden indirim imkanı sağladı. Bu önemli bir vergi teşvikidir. Biz de ücretlerimizi yarı yarıya indirdik. Diğer kurumlara indirim çağrısı yaptık. Gelişmiş finans piyasalarında yer alan tüm araçları düzenledik. Bütün bunların sonucunda da şirketlerimize 'siz de bu imkanlardan yararlanın, kredi faizleri altında daha fazla yıpranmayın' dedik. Bu çağrımızın cevap bulacağına inanıyorum."

Yorumlar