Şimşek'ten cep vergisine çözüm: Telefonla değil uygulamalarla evi arıyorum

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’de vergi yükünün yüksek olduğu algısı olduğunu ve bu algının 4 üründeki vergilerden kaynaklandığını söyledi. Bu ürünlerin bira, sigara, motorlu taşıtlar ve mobil iletişim olduğunu söyleyen...

Google Haberlere Abone ol
Şimşek'ten cep vergisine çözüm: Telefonla değil uygulamalarla evi arıyorum

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’de vergi yükünün yüksek olduğu algısı olduğunu ve bu algının 4 üründeki vergilerden kaynaklandığını söyledi. Bu ürünlerin bira, sigara, motorlu taşıtlar ve mobil iletişim olduğunu söyleyen Şimşek, mobil iletişimdeki yüksek vergiye karşı ilginç bir çözüm önerisi getirdi.

Mobil iletişimde alanın gittikçe veriye, yani data iletişimine kaydığını belirten Şimşek, “Yine de genelde yüzde 48’e bakılır, o konuşulur ama işin özü şu; sektörde esas faaliyet alanı veriye, data iletişimine kayıyor. Artık sesi de onun üzerinden yapabiliyorsunuz. Yurt dışından ben normal telefondan fazla evi aramam. Bazı uygulamalar var. Wi-Fi olduğu yerde bedava arıyorum evle konuşuyorum. Açık konuşayım yani. Her ne kadar hesap sorulmuyorsa da örnek olarak demek istediğim imkanınız varsa, benim o hassasiyetim var. Bir yerde Wi-Fi bulduğum zaman o zaman arıyorum. Başka zaman aramıyorum. İşin özü bu. Bedava, bedava. Yurt dışında dahi bedava, bırakın yurt içini.” diye konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde düzenlenen ‘TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu ve Strateji Geliştirme Yüksek Kurulu Müşterek Toplantısı’na katıldı. Burada katılımcılara bir sunum yapan Mehmet Şimşek, alınan vergiler, çeşitleri ve vergi denetimleri konusunda bilgi verdi.

Türkiye’de genelde vergi yükünün yüksek olduğu algısı olduğunu ifade eden Şimşek, “Türkiye’de vergi yükü yüzde 27,7. Bunun içinde merkezi hükümetin topladığı vergiler, mahalli idarelerin topladığı vergiler, her türlü harç ve ücret, yani devletin aldığı her şey var bunun içinde. Sosyal güvenlik primi de var. Kamunun topladıklarının milli gelire oranı yüzde 28 civarı. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 34,5. Bizden iyi ülkeler var veya vergi yükü düşük olan ülkeler. Vergi yükü bizden çok daha yüksek olan ülkeler var. Gelir ve kazançlar üzerinden aldığımız verginin milli gelire oranı yüzde 14 civarı. OECD ülkelerinde yüzde 21 civarı. Buna sosyal güvenlik primleri dahil. Aslında sanılanın aksine Türkiye’de vergi oranları düştü. Yani eskiden siz 100 lira kâr etseydiniz, bu kârı dağıtsaydınız 65 lirasını devlete vermek zorundaydınız. Ki Türkiye bu alanda OECD ülkeleri arasında en yüksek orana sahipti. Bugün yüzde 34’e kadar düşürmüş durumdayız.” şeklinde konuştu.

"BEN VERGİ YAPILANDIRMALARINA KARŞIYDIM"

Vergide sağlanan kolaylıkları anlatırken tecil faiz oranını da örnek veren Maliye Bakanı, "Siz gerçekten samimi olarak vergi yükümlülüğünüzü beyan etmişsiniz, biz etmişiz. Siz ödemek de istiyorsunuz ama ödeme imkanınız sınırlı. Nakit akışıdır vesaire. Ne yapıyoruz o zaman. Biz diyoruz ki gel düne kadar 24 taksit yapabiliyorduk. Maksimum 24 taksit. Biz bunu 36 taksite kadar çıkardık şimdi. Aslında aflara falan gerek yok. Yapılandırmaya gerek yok. Benim de talimatım, 24’ten 36’ya çıkarılması benim inisiyatifim. Çünkü ön almaya çalışıyorum. Ben hiçbir zaman bu yapılandırmaların şahsen bu kişisel görüşüm vergi uyumu açısından zararlı buluyorum, doğru bulmuyorum. Vergi adaleti açısından da zararlı buluyorum. Ama yüzde 12 bugün son derce makul bir faiz. Dolaylı vergiler Türkiye’de yüksek algısı var. Ne kadar gerçek ona da bakalım. Takdir edersiniz ki ya OECD ile ya da Avrupa ile karşılaştıracağım.” dedi.

"KDV’YE MECBURUZ"

Tüketim vergileri konusunda, Türkiye’nin buna mecbur olduğunu savunan Şimşek, "Biz ekmeğimizi taştan çıkaran bir ülke olduğumuz için mecburen tüketim vergileri olacak. KDV oranları şu anda AB’de yüzde 22. Bizde en yükseği yüzde 18. Yüzde 1 olan ürünler de var yüzde 8 olanlar da var. Efektif KDV oranı ne diye sorarsanız yüzde 14 bizde.” diye ifade etti.

"TELEFONLA DEĞİL UYGULAMALARLA EVİ ARIYORUM"

Bakan Mehmet Şimşek, ardından Türkiye’de vergi yükünün ağır olduğu algısının sebeplerini anlattı: "Vergi yükünün yüksek olduğu algısı nereden kaynaklanıyor? Dolaylı vergilerden kaynaklanıyor, tüketim vergilerinden kaynaklanıyor. Dolaylı vergilerin milli gelire oranı yüzde 12,5. AB ortalaması yüzde 13,4. OECD ortalamasının üzerindeyiz. Peki bu algı nereden kaynaklanıyor? Dört beş üründen kaynaklanıyor. Dolaylı vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı da genelde herkes yüzde 70 olarak bilir ama primleri kattığınızda dolaylı vergilerin toplam vergilere oranı yüzde 45. Ama sadece vergi olarak bakarsanız, o zaman yüzde 70 civarlarına kadar çıkıyor. Ama işin özü şu; OECD ortalamasına göre yüksek. Bizde yüzde 45, OECD’de yüzde 38. Vergi yükünün yüksek olduğu algısı şuradan kaynaklanıyor. Bir; bakın bira üzerindeki vergi yükü yüzde 125,5. Finlandiya'dan sonra en yükseğiz. İki; sigarada. Yüzde 82. Evet en yüksekler arasındayız, gerçekten yüksek. Motorlu taşıtlar, en yüksekler arasındayız. Yüzde 50 ile yüksek bir vergi var. OECD ortalaması yüzde 33. Mobil internet üzerinde biz vergileri indirdik yüzde 25’ten yüzde 5. Ama genel anlamda mobil iletişim yani konuşma üzerinde vergi fi tarihinde yüksek tespit edilmiş. Hiçbir birimimizde bugüne kadar indirmedik, işin özü bu. Ama burada da alan gittikçe veriye kayıyor, yani data iletişimine geliyor. Esas rekabeti etkileyen husus da bu. Biz aslında çok önemli bir adım atmışız. Yine de genelde yüzde 48’e bakılır, o konuşulur ama işin özü şu; sektörde esas faaliyet alanı veriye, data iletişimine kayıyor. Artık sesi de onun üzerinden yapabiliyorsunuz. Yurt dışından ben normal telefondan fazla evi aramam. Bazı uygulamalar var. Wi-Fi olduğu yerde bedava arıyorum, evle konuşuyorum. Açık konuşayım yani. Her ne kadar hesap sorulmuyorsa da örnek olarak demek istediğim imkanınız varsa, benim o hassasiyetim var. Bir yerde Wi-Fi bulduğum zaman o zaman arıyorum. Başka zaman aramıyorum. İşin özü bu. Bedava, bedava. Yurt dışında dahi bedava bırakın yurt içini.”

"VERGİ REKORTMENİ OLDU DİYE DENETİMDEN ŞİKAYET EDENLER VAR"

Türkiye’de yapılan vergi denetimlerinden bahseden Maliye Bakanı Şimşek, "Biz vergi denetimini yeniden yapılandırdık. Bu da önemli bir alan. Bu konuda da çok şikayet vardı. Biz burada esas olarak uzmanlaşmayı ama esas olarak koordinasyonu eşgüdümü öngördük. Burası çok önemli. Hakikaten 4 ayrı birimi tek bir birime dönüştürdük. Bizim derdimiz verimlilik, etkinlik, kaliteli hizmet ve belli standartların yakalanması. Burada eskiden yine ben sahaya çıktığım zaman bazen yılda birkaç kez vergi rekortmenleri törenlerine gidiyorum. Bakanım biz ilk 10’a girdik bizi denetliyorsunuz. Ya yine sizi denetleyelim ilk 10’a girdiyseniz de ama sırf ilk 10’a girdiği için denetlendiğini hisseden o kadar çok mükellef vardı ki. Rekortmeniz diye neredeyse rekortmen olmaktan şey yapacak. Onun için risk analiz sistemini oturttuk. Sektörel bazda bu analizler yapılıyor.” dedi.

"VERGİDE UZLAŞMA MÜESSESESİNİN KALDIRILMASINDAN YANAYIM"

Vergi denetimlerin siyasi nedenlerle yapıldığı iddialarına da cevap veren Mehmet Şimşek, şöyle konuştu: "Yaptığımız bir çok şey özellikle denetim ayağında siyasi olarak görülüyor. Diyorlar ki ben şu tutarsızlığı anlamakta zorluk çekiyorum bazen. Bazı yayın organları çıkıyor diyor ki yandaşa vergi indirimi, vergi silindi. Demek ki onu denetlemişiz ki demek ki denetim iddia edildiği gibi siyasi değil. Biz herkesi denetlemeye çalışıyoruz. Ha şu var. Bazen hakikaten bu denetim raporlarında çok ciddi eksiklikler, yanlışlıklar olabiliyor. Ve bunun şuna olması buna olması fark etmiyor. Geliyorlar diyorlar ki şurada şu temel hata var. Maliye de diyor ki eğer hakikaten hata varsa bu mahkemeye gitse kazanır. Mahkemeye gitmesin. Ben gitmeden yüzde 10 da alsam 20 de alsam kârdır diyor. Bu şekilde bir uzlaşma müessesesi var. 1960’tan beri var. Şahsen ben uzlaşma müessesesinin kaldırılmasından yanayım. İdare eğer doğru rapor yazmadıysa buna mahkemeler karar versin. İdeali bu. Fakat burada böyle bir müessese şu an itibariyle var.”

GEZİDEKİ HABERLERE TEPKİ GÖSTERDİ

Hiçbir uzlaşma noktasında denetim noktasında kendisinin müdahalesi olmadığını belirten Bakan Şimşek, “Geçen sene 70 küsür bin firma denetlendi. Yanlış hatırlamıyorsam 180 binin üzerinde rapor yazıldı. Ben o 180 bin rapora birer dakika ayırsam 365 gün 9 saat çalışsam yetişemem. Mümkün değil yani. Hiçbir onay bana gelmiyor, hiçbir şekilde benim bilgim olmuyor. Doğrusu da bu. Ama vergi denetim kurulu yapı olarak kendine münhasır bakana bağlı. Bu tartışılıyor. Uzlaşmalar da aynı şekilde. Tamamen teknik. Ödeme kapasitesine bakılıyor, raporda eksik, hata var mı ona bakılıyor ve karar veriliyor. Yazılıp çizilenlere siz inanmayın. Geçen sene Gezi Olayları oldu, hemen akabinde bazı inceleme raporları çıktı. Efendim biz geziye katıldık destekledik. Yok öyle birşey. O incelemeler 1,5 yıl önce başlamıştı. İsim veremem, vergi mahremiyeti var. Ama bazen şaşırıp kalıyoruz. Ya kendileri alttan veriyorlar, basın yazıyor. Ya da yok öyle bir şey yani. O sektörel incelemeler, değerlendirmeler çok önceden saptanmış başlatılmış. Bir rapor iki günde yazılmıyor ki en erken rapor 6 ayda veya 1 yılda bitiriliyor.” ifadelerini kullandı.

"DERSHANELERİN ÖZEL OKULLARA DÖNÜŞMESİ ÖNEMLİ"

Bakan Şimşek, Türkiye’de iyileştirilmesi gereken konulardan birinin de eğitimde kalite olduğunu anlattığı konuşmasının sonunda, "Özel sektörün katkısı çok önemli. Eğitimde özel sektörün payı son derece düşük. Mutlaka bizim bunun daha da önünü açmamız lazım. Özellikle bu dershanelerin özel kolejlere dönüşmesi bu noktada çok önemli. Bizim de arzumuz bu. Ben Maliye Bakanı olarak Milli Eğitim Bakanlığı bize bir model getirirse bütün okulları özel sektörün önünü açacak şekilde ben bugünkü yaptığım masrafın daha fazlasını da yapmaya razıyım.” değerlendirmesinde bulundu.

CİHAN

Yorumlar