Nomura Stratejisti Ash, Finans Masası'na konuk oldu:

- "Türkiye borçlarını ödemede öteki ülkelere göre daha istekli. Bu durum, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından not verilirken hesaba katılmıyor" - "Türkiye'nin bazı temel güçlere sahip olduğunu kabul etmek zorundayız. Bunlar; büyümenin sürekliliği, elverişli demografik yapı ve güçlü bir iş dünyası ile girişimcilik kültürü" - "Birçok kişi Türkiye'ye gelen çok sayıda sığınmacının muhtemelen ülkeyi olumsuz etkilediğini düşünüyor fakat ben Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye olumlu etki yaptığını düşünüyorum. Bu durum büyümeyi desteklemeye yardımcı oldu" - "Darbenin başarısızlıkla sonuçlanması, kredi temellerinin son zamanlarda güçlenmesi ve küresel piyasaların likidite fonları ile Türkiye'de oldukça güven verici bir piyasa performansı görüyoruz"

Google Haberlere Abone ol
Nomura Stratejisti Ash, Finans Masası'na konuk oldu:

İSTANBUL (AA) - Nomura Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Stratejisti Timothy Ash, Türkiye'nin borçlarını ödemede öteki ülkelere göre daha istekli olduğunu belirterek, "Bu durum, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından not verilirken hesaba katılmıyor" dedi.

Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği Finans Masası'na konuk olan Ash, Türkiye'nin kamu borçlarının çok küçük bir payının dış borçlardan oluştuğunu ve büyük döviz kuru ayarlamaları olsa bile geri ödemenin hükümete önemli bir etkisinin olmayacağını anlattı.

Ash, dışarıdan bakıldığında 15 Temmuz olaylarının çok şaşırtıcı olduğunu aktararak, "Bu çok büyük bir gelişme, bu nedenle yabancılar hikayeyi anlamakta zorluklar yaşıyor. Genellikle anlayış eksikliği var. Dışarıdaki algı oldukça olumsuzdu. Yabancı medyanın Türkiye ve diplomatik tepkilere bakışı Türkleri rahatsız etti. Darbe girişimini durdurmak için yüz binlerce kişi hayatını riske attı." diye konuştu.

Türkiye'nin 15 Temmuz'a kadar çok fazla kutuplaştırıldığına dair farklı görüşlerin bulunduğuna işaret eden Ash, başarısız darbe girişiminin vatandaşları yeniden bir araya getirdiğini ve bu kutuplaşmanın sorunları çözmek için büyük bir fırsat sunduğunu söyledi.

Bu durumun AK Parti'nin muhalefet partileriyle birlikte çalışması açısından fırsat sunduğunu dile getiren Ash, şunları kaydetti:

"Eğer 14 Temmuz'a dönecek olursak, herhangi birine Türkiye'de askeri müdahale olsaydı piyasalarda liranın, faiz oranlarının ve kredi notunun ne olacağını sorsaydık muhtemelen dolar/TL'nin 3,54 olacağını, faiz oranlarının da 100 baz puan artırılacağını söylerdi. Bu yüzden başarısız darbe girişiminin ardından liranın 3,11 civarında kalması benim için inanılmaz bir durum ve kesinlikle dikkat çekici bir performans. Bu durumda; demokrasinin başarılı bir şekilde savunulmasının etkili olduğunu düşünüyorum. İçeride sessiz bir zafer ve başarı var aynı zamanda Türkiye'nin bazı temel güçlere sahip olduğunu kabul etmek zorundayız.

Bunlar; büyümenin sürekliliği, elverişli demografik yapı ve güçlü bir iş dünyası ile girişimcilik kültürü. Birçok kişi Türkiye'ye gelen çok sayıda sığınmacının muhtemelen ülkeyi olumsuz etkilediğini düşünüyor fakat ben Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye olumlu etki yaptığını düşünüyorum. Bu durum büyümeyi desteklemeye yardımcı oldu. Bankacılık sektörü, kamu maliyesi ve çeşitlendirilmiş ticaret sektörü Türkiye'nin güçlü tarafları. Öte yandan, sıkı bir mali politikaya ve borç yönetimine odaklanmak gerektiği anlaşılıyor."


- "Kredi derecelendirme kuruluşlarının metodolojilerinde sorun var"


Timothy Ash, tüm bu olanların içinde küresel piyasalarda likiditenin bol olmasının şans olduğunu belirterek, "Çünkü gelişmiş ülkelerin merkez bankaları hala piyasaya likidite sağlıyor. Bu durum gelişmekte olan ülkelerin zayıflıklarının hoş görülmesini sağladı. Gelişmekte olan piyasalar çok iyi bir yıl geçirdi. Darbenin başarısızlıkla sonuçlanması, kredi temellerinin son zamanlarda güçlenmesi ve küresel piyasaların likidite fonları ile Türkiye'de oldukça güven verici bir piyasa performansı görüyoruz." şeklinde konuştu.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının hiçbir zaman çok fazla popüler olmadığına değinen Ash, "Onlar zor bir iş yapıyorlar, nesnel ve öznel faktörler var. Sonuçta görüş meselesi... Derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye'ye karşı bir komplo olduğuna inanmıyorum. Kredi derecelendirme kuruluşlarının metodolojilerinde sorun olmasının daha inandırıcı bir argüman olduğunu düşünüyorum. Bu metodoloji de Türkiye gibi ülkelere karşı işliyor. Örneğin, Türkiye borçlarını ödemede öteki ülkelere göre daha istekli. Bu kredi derece kuruluşları tarafından not verilirken hesaba katılmıyor." dedi.

Ash, kredi derecelendirme kuruluşlarına karşı mücadeleyi tavsiye etmediğini dile getirerek, Türkiye'nin onları yanlış yaptıklarına ikna etmek için zahmete girmesi ve mantıklı bir şekilde tartışması gerektiğini anlattı.

Türkiye'nin kendini açıklamak için daha sıkı çalışmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Ash, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekonomik reform programlarının çok daha inandırıcı olması gerekiyor. Büyüme bir miktar yavaşlayacak. Yeni reformlara ihtiyaç var. Ekonomik reformlar bir numaralı öncelik olmalı. Türkiye, iş yapmak için iyi bir yer olduğunu göstermeli. Ülkeye yabancı girişini sağlamak ve ticareti artırmak için mümkün olan her şeyi yapmalı ve 15 Temmuz'a rağmen iş yapmaya açık olduğunu belli etmeli. Belki de kredi derecelendirme kuruluşlarını ikna etmek için son aylarda çok fazla retorik açıklama yapıldı. Olumlu gerçeklerin ve reform hikayelerinin anlatılması için yeterli zaman harcanmadı. Yatırımları geri kazanma öncelikli olmalıdır. Yani kredi derecelendirme kuruluşlarını suçlamak yerine hataları gidermeye odaklanmak gerekiyor."


- "Basit bir para politikası uygulayın"


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un (S&P), Türkiye'nin "BB+" olan notunu "BB"ye düşürmesine ilişkin Ash, S&P’nin değerlendirmesi hakkında uzun bir anlaşmazlık bulunduğunu anımsatarak, kuruluşun, dış finansman ve güvenlik açıklarına çok fazla odaklandığını aktardı.

Ash, Türkiye'nin kamu borçlarının çok küçük bir payının dış borçlardan oluştuğunu belirterek, büyük döviz kuru ayarlamaları olsa bile geri ödemenin hükümete önemli bir etkisinin olacağını düşünmediğini vurguladı.

"BB" notunun oldukça hayal kırıklığı yaratan bir değerlendirme olduğunun altını çizen Ash, şunları kaydetti:

"Türkiye'ye verilen dereceyi açıklaması çok zor. Belki de derecelendirme kuruluşu politikası devam ediyordur. Derecelendirme kuruluşları etrafında oluşun suçlama ve komplo teorileri söylemlerinden bahsetmek istemiyorum. Komplo olduğuna inanmıyorum. Sadece yöntemin yanlış olduğuna inanıyorum. Moody’s’in değerlendirmesine göre Türkiye’nin kredi notu, Güney Afrika’nın kredi notunun iki basamak altında bulunuyor. Aslında Türkiye'nin kamu borcu şu anda Güney Afrika'dan daha düşük, cari açıkları ise benzer. Her ikisinin de yapısal sorunları var. Türkiye'nin büyüme dinamikleri açıkça görüldüğü gibi çok daha olumlu, Güney Afrika'nın ise büyük bir işsizlik sorunu var. Türkiye'de AK Parti'nin genel olarak gelişime ve büyümeye karşı açık bir isteği var. 2023 hedefleri... Bunlar Güney Afrika'da bulunmuyor. Bu yüzden derece farkını açıklamak çok zor."

Ash, Moody’s in not düşürmesinin üç aylık bir inceleme olduğunu anımsatarak, "Sonuçta kurumların gücü, kendi algılarıyla ilgili. Gerçekten derecelendirme kuruluşu eleştirilerine odaklanmak istemem. Türkiye'nin hikayesinin dışarıda daha iyi açıklanmasına odaklanılmalı. Kredi derecelendirme kuruluşları içerisinde her zaman en güçlü kurumu Fitch olarak görürüm." dedi.

Ash, Moody’s'in Türkiye'nin kredi notunu "AA1"de (yatırım yapılabilir seviye) tutsaydı 6 ay ya da 1 yılda tekrar not düşürebileceğine işaret ederek, Türkiye'nin artık yoluna devam edebileceğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) son 5 yıldaki değişim politikasına bakması gerektiğine dikkati çeken Ash, "Politikada daha açık olun. Eğer yabancı yatırımcının gelmesini istiyorsanız, nakit girişlerin çekici olmasına ihtiyacınız var. Basit bir para politikası uygulayın. Bu derecelendirmelere de yardımcı olacaktır." değerlendirmesini yaptı.



- "Piyasalar panik olmadı, bazıları alışa, bazıları da satışa geçti"


Nomura Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Stratejisti Ash, piyasanın, "yatırım yapılabilir" kredi notuna sahip ülkelerden biri olan Türkiye’nin, kaybetme olasılığı hakkında düşünmek için çok zamanı bulunduğuna dikkati çekerek, "Bir çok insan halihazırda yatırım pozisyonu aldı. Olumlu pozisyon alan bazı yatırımcılar kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamasına inanamadı." dedi.

Ash, küresel piyasalarda bir zayıflama beklediklerini ve Türkiye'de risk satın almanın fırsatlar barındırdığını belirterek şunları ifade etti:

"Diğer bir faktör ise küresel piyasalarda likiditenin bollaşacağı düşüncesi. Küresel finansman desteği oldukça elverişli durumda. Moody’s'i erken karar verdiği için eleştirebiliriz. Ancak bunun olması bir bakıma iyi bir şey. Çünkü bu durum, bazı büyük küresel risklerle karşı karşıya kalma denemesi gibi oldu. Kasım ayında ABD'de yapılacak seçimler yaklaşıyor ve eğer Donald Trump kazanırsa piyasalar bu duruma çok olumsuz reaksiyon gösterir.

Moody’s'in böyle bir ortamda notu düşürdüğünü hayal edelim. Yani küresel piyasaların ABD'deki seçimlerden çok endişeli olduğu bir ortamda... Bence böyle bir durum Türk piyasasının performansını çok daha olumsuz etkilerdi. Not indirimi geldi ve Türkiye yoluna devam etti, ilerledi. Önemli olan Türkiye’nin not indirimden sonra nasıl tepki vereceğiydi. Türkiye'nin artık dengeli, ölçülü ve reformlara odaklı olmanın yanı sıra yaşadığı hikayeyi dünyaya göstermeye ihtiyacı var."

Ash, yatırım yapılabilir kredi notunun belirli türdeki yatırımcılar için önemli olduğunu kaydederek, "Yatırım için en az iki kuruluştan yatırım yapılabilir derecesine ihtiyacı olan yatırımcılar var. Piyasalar panik olmadı, bazıları alışa, bazıları da satışa geçti." diyerek sözlerini tamamladı.

Yorumlar