NATO'nun gündemi enerji güvenliği

BRÜKSEL (AA) - EBRU ŞENGÜL - NATO'nun Yeni Güvenlik Zorlukları Dairesi Enerji Güvenliği Bölümü Başkanı Michael Rühle, siber savunma konusunun NATO'nun gündeminde önemli bir yer tutacağını belirterek, "Bilinen siber saldırıların yaklaşık yüzde 50’si enerji sektörüne yönelik gerçekleştiriliyor."dedi.

Polonya'nın başkenti Varşova'da 8-9 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek NATO zirvesi öncesinde, ele alınacak konular hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Rühle, enerji güvenliği konusunun tüm NATO ittifakı üyeleri için çok önemli olduğunu söyledi.

Rühle, NATO’nun enerji güvenliği konusunda stratejik farkındalık yaratmak, enerji alanında ittifakın güvenliğini etkileyecek gelişmeleri izlemek ve bu konularda hem ittifak üyesi hem de partner ülkelere eğitim vermekle sorumlu olduğunu belirtti.

Kritik enerji altyapılarına yönelik siber saldırılar ve terör saldırılarının da NATO’nun ele aldığı konular arasında bulunduğunu ifade eden Rühle, şunları kaydetti:

"Varşova Zirvesi’nde göreceksiniz ki NATO için siber savunma en önemli konulardan biri ve önemi gittikçe artıyor. Siber saldırılar bana göre enerji güvenliği açısından en büyük riskler arasında olmayı sürdürüyor. Enerji dağıtım şebekeleri yüksek derecede bilgisayarlaştırılmış durumda ve siber saldırılar çok ciddi zararlara yol açabiliyor. Bilinen siber saldırıların yaklaşık yüzde 50’si enerji sektörüne yönelik gerçekleştiriliyor ve tabii ki bunun bir sebebi var. Dolayısıyla, altyapılarını korumakla yükümlü olan ülkelerin siber savunmaya gerekli yatırımı yapmasını elzem görüyorum.”

- "Rusya oyunu kurallarına göre oynamalı"

Çoğu NATO ittifakı üyesinin enerji ihtiyacını genellikle Rus gazından karşılamasını da değerlendiren Rühle, bu kapsamda Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi'nin (TAP) önemine işaret etti.

Rühle, "TAP ve TANAP projeleri Avrupa’nın enerji arzını çeşitlendirmesi amacının temel bir parçası, bu Türkiye’ye özel bir rol yüklüyor. Aynı zamanda Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri geliştirme isteğimiz nedeniyle de pek çok seviyede memnuniyetle karşılanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’nın Avrupa’nın temel enerji tedarikçilerinden biri olmaya devam edeceğini aktaran Rühle, “Ancak Azerbaycan veya Katar ve Norveç gibi LNG tedarikçilerinin var olması, Rusya’nın oyunu kurallarına göre oynaması gerektiğini gösteriyor. Rusya kendi kurallarını dikte edemez.” ifadelerini kullandı.

Rusya'dan Avrupa'ya doğalgaz taşıması planlanan "Kuzey Akım 2" projesinde de en büyük sorunun projenin enerji kaynakları için geçiş ülkesi olan Ukrayna'yı devre dışı bırakması olduğunu belirten Rühle, şöyle konuştu:

"Avrupa Komisyonu Güney Akım projesinde olduğu gibi bu konuda da bir karara varmalı. Şu anda herkes Kuzey Akım 2 projesine yönelik kararı merakla bekliyor. Projenin gerçekleştirilebilirliği tamamen mali ve ekonomik çıkarları göz önünde bulunduranlar tarafından muhakeme ediliyor. Ancak böyle bir projenin gerçekleştirilebilirliği her zaman jeopolitik bir açıya sahip. Dolayısıyla Avrupa Komisyonu'nun bu konuda nasıl bir manevrada bulunacağını göreceğiz. Bence, mevcut durumun muhafaza edilmesi ve böylelikle Ukrayna'nın devre dışı kalmaması yönünde güçlü jeopolitik argümanlar var. NATO'da ise bu konuda pek çok farklı görüş mevcut."