MÜSİAD Geleneksel İftarı

- MÜSİAD Genel Başkanı Olpak: - "Dünyanın bir ucunda fiyatlar düşmesin diye üretim fazlası gıdalar denize dökülürken diğer ucunda bir lokma yiyecek bulamayan insanlar açlıktan ölmeye devam ediyor. Biz bu düzene mecbur değiliz" - "Türkiye'nin ekonomik büyüme, toplumsal kalkınma, teknolojik ilerleme gibi meselelere kendi kimliği ve üslubu doğrultusunda bir istikamet çizmesinin vakti gelmiştir" - "Karz-ı Hasen Sandığı MÜSİAD üyeleri arasında dayanışma ve yardımlaşma organizasyonu olacak"

Google Haberlere Abone ol
MÜSİAD Geleneksel İftarı

İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Dünyanın bir ucunda fiyatlar düşmesin diye üretim fazlası gıdalar denize dökülürken diğer ucunda bir lokma yiyecek bulamayan insanlar açlıktan ölmeye devam ediyor. Biz bu düzene mecbur değiliz." dedi.

Olpak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen MÜSİAD Geleneksel İftar Programı'nda gelir adaletsizliği ve İslami paylaşım gelenekleri konusunda değerlendirmeler yaptı.

Konuşmasına terör saldırılarında şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Olpak, Türkiye'nin terör karşısında yılmadan yoluna devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin son dönemde içinden geçtiği sıkıntılı sürece dikkati çeken Olpak, "Allah kimseye taşıyabileceğinden fazla yük yüklemez' ayet-i mucibince atalarımız 'Allah dağına göre kar verir' demişler. Türkiye de devraldığı büyük tarihsel mirasın üzerinde yükseldiği için oldukça yüksek bir dağdır, bu nedenle başı dumanlıdır, bu nedenle karı boldur. Bu nedenle Türkiye'de bir seçim olduğu zaman yalnızca milletimiz değil bütün Müslüman coğrafyası takip eder. Bu nedenle ne zaman zulümle karşı karşıya kalsalar dünya mazlumları gözlerini Türkiye'ye çevirir." diye konuştu.


- "Yiyecek bulamayan insanlar açlıktan ölmeye devam ediyor"

Olpak, dünyadaki gelir adaletsizliğinin bir sonucu olarak 3 milyon Suriyeli'nin Türkiye'de yaşadığını hatırlattı. Günümüzde insanlığın büyük sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Olpak, fakirliğin arttığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Kainatı okumak ve anlamak değil, ona hükmetmek fikriyle biçimlenen aydınlanma düşüncesi bizi içinde yaşanmaz bir dünyaya doğru götürüyor. İnsanın manasının yok sayıldığı ve yalnız bedeninden ibaret sayıldığı, doğmanın tesadüf, yaşamanın çatışma, ölmenin son kabul edildiği bir var oluş anlayışıyla dünyanın geldiği yer ortada. Kıt kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar dogmasıyla hayatı bir çıkar savaşına dönüştüren dünyanın geldiği yer ortada. Dünyanın bir ucunda insansız araçlar trafiğe çıkarken diğer ucunda yalın ayak insanlar tahtırevan çekiyor. Dünyanın bir ucunda fiyatlar düşmesin diye üretim fazlası gıdalar denize dökülürken diğer ucunda bir lokma yiyecek bulamayan insanlar açlıktan ölmeye devam ediyor. Biz bu düzene mecbur değiliz.

Bu topraklar Rahman ve Rahim olan Allah tarafından yaratılan bu dünyada her nimetten herkese yetecek kadar bulunduğunu, Allah'ın arzının geniş, lütfunun bol, ikramının sonsuz olduğunu kavramış bir idrakin hüküm sürdüğü topraklar. Bu topraklar insanların ihtiyaçlarının değil ihtiraslarının sınırsız olduğunu, bu nedenle insanın ilerlemek için tabiata değil nefsine hükmetmesinin lüzumunu kavramış bir medeniyetin yaşadığı topraklardır."


- "Zimem defteri almak kadar güzel bir yatırım anlayışı olabilir mi?

Ramazan ayı nedeniyle, kaybolmaya yüz tutan Zimem defteri geleneğini hatırlatan Olpak, "Bu topraklarda ramazan ayı gelince zenginler tebdil-i kıyafet dolaşarak esnaftan Zimem defteri denilen borç defterlerini satın alırlar, yoksulların borçlarını kapatırlardı. Ne zengin kime yardım ettiğini, ne fakir kimin yardım ettiğini bilirdi. Zenginin mağrur olmadan vermesini, fakirin mahcup olmadan almasını sağlayan Zimem defteri adetimiz asıl zenginliğin gönülde olduğunu ne güzel anlatıyor. Zimem defteri almak kadar güzel bir yatırım anlayışı olabilir mi?" ifadesini kullandı.

Dünyada gelir dengesinin tesisi için Zimem defteri gibi uygulamaların yaygınlaşması gerektiğini vurgulayan Olpak, Şair Sezai Karakoç'un "Sen doğu olursan güneş sana gelecektir, sen kuşluk olursan kuş sende ötecektir.' mısralarını paylaşarak, "Türkiye'nin doğu olduğunu gösterme vaktidir. Dünyaya başka bir düzenin mümkün olduğunu gösterme zamanıdır. Yapmaya çalıştığımız budur. Geleneğimiz ve medeniyetimizden aldığımız ilhamla yeni bir hikaye yazma zamanıdır. Türkiye'nin ekonomik büyüme, toplumsal kalkınma, teknolojik ilerleme gibi meselelere kendi kimliği ve üslubu doğrultusunda bir istikamet çizmesinin vakti gelmiştir." diye konuştu.


- "MÜSİAD Karz-ı Hasen Sandığı uygulamasını başlattı"

MÜSİAD'ın üyeleri arasında dayanışmayı artırmak üzere Karz-ı Hasen Sandığı uygulamasını başlattığını aktaran Olpak, sandığın çalışma sitemine ilişkin şu bilgileri verdi:

"Karz-ı Hasen güzel borç demektir. Allah-ü Teala muhtaçlara kendi rızasından başka bir karşılık beklemeksizin borç vermemizi tavsiye ediyor. Biz de üyelerimiz arasında yardımlaşma ve dayanışmayı artırmak amacıyla Karz-ı Hasen Sandığı'nı kurduk. Karz-ı Hasen Sandığı tabiri caizse yaralar için merhem biriktirdiğimiz bir ecza dolabı olacak. Üyelerimizin vereceği güzel borçları yine üyelerimizin ihtiyaçlarını gidermek için kullanacağız. Belirli bir aidatla sandığa giriş yapan üyelerimiz bu uygulamadan yararlanacak. Yine bu sandıktan vefat eden üyelerimizin ailelerine yardım sağlayacağız. Kısacası Karz-ı Hasen Sandığı MÜSİAD üyeleri arasında dayanışma ve yardımlaşma organizasyonu olacak. Bu uygulamanın alternatif finansman modellerine ilham vermesini temenni ediyorum."

Olpak, konuşmasının sonunda katılımcıları MÜSİAD'ın 9-12 kasımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde düzenlenecek 16. MÜSİAD EXPO Fuarı'na ve 20. Uluslararası İş Forumu Kongresi'ne (IBF) davet etti.






Yorumlar