Maliye Bakanı: Kamu İhale Kanunu'nda tüm muafiyetler kaldırılmalı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten Kamu İhale Kanunu (KİK) ile ilgili olarak, "Kanun mutlaka gözden geçirilmeli. Tüm muafiyetler kaldırılmalı. Avrupa Birliği (AB) müktesebatı uygulanmalı." dedi. Vergi reformuna da önem verdiklerini belirten...

Google Haberlere Abone ol
Maliye Bakanı: Kamu İhale Kanunu'nda tüm muafiyetler kaldırılmalı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten Kamu İhale Kanunu (KİK) ile ilgili olarak, "Kanun mutlaka gözden geçirilmeli. Tüm muafiyetler kaldırılmalı. Avrupa Birliği (AB) müktesebatı uygulanmalı." dedi. Vergi reformuna da önem verdiklerini belirten Şimşek, bu çerçevede mevzuatı yalın hale getirdiklerini; 123 ayrı Katma Değer Vergisi (KDV) genelgesini bire indirdiklerini dile getirdi.

Maliye Bakanı Şimşek, 2. Financial Times (FT) Türkiye Zirvesi’ne konuk oldu. Şimşek, zirvede FT Türkiye Muhabiri Daniel Dombey’in sorularını cevapladı. Dombey’in 17 ve 25 Aralık iddiaları ile ilgili sorusuna Şimşek, "17 ve 25 Aralık olaylarının siyasi motivasyonları vardı. Birkaç ayda bayağı şey öğrendik. Bu olaylar, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün daha da perçinlenmesi gerektiğini vurguladı. Evet, yolsuzlukla mücadele önemli ama hukukun üstünlüğüne riayet edilmeli." karşılığını verdi. Şimşek, yolsuzlukları önlemek için reformlar yapılmasını önererek, "KİK mutlaka gözden geçirilmeli. Tüm muafiyetler kaldırılmalı. AB müktesebatı uygulanmalı. Mevzuat kısıtlı, çalışmalıyız. Kat edeceğimiz çok yol var. Yol haritamız AB’dir. Biz ne kuzeye, ne güneye, ne doğuya bakıyoruz; biz batıya bakıyoruz. Ana referans noktamız budur." ifadelerini kullandı. Dombey, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile ilgili iddiaları aktarınca Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu bir yana benim görev alanım ile ilgili 3 iddia vardı. İddialardan biri şöyleydi; güya Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) elinde bulunan 14 enerji santrali tek paket haline getirilmiş. Ardından ÖİB’nin elinden alınarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın arkadaşına verilmiş. 14 enerji santralinin her biri bu iddialar ortaya atıldığında ÖİB portföyündeydi. Bunların portföyden çıkarılması özelleştirilmesi söz konusu değildi. Bir defa her özelleştirme ihalesi televizyondan naklen yayınlanır, yani bu şeffaf bir prosestir. Burada savcının verdiği dosyayı hâkimin okumadan kabul ettiği görülüyor. Hâkim okumaya zahmet etmemiş, hemen iddianın muhataplarının adliyeye götürülmesini talep etmiş. İkinci iddia Etiler’de bulunan önemli bir mülkle ilgili. Güya Etiler’de bir arazi bir siyasinin yakın dostuna verilmiş. Ama durum böyle değil. Etiler'de bulunan mülkün tapusu halen bizde. Bu mülkü satmanız mümkün değil. Rekabete dayalı ihale sistemi olmadan satmanız mümkün değil. İddiaları okuyunca tüylerimiz diken diken oluyor. Üçüncü iddia da Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜRGEV) ile ilgili. Güya TÜRGEV, TEDAŞ'ı transformatör olarak kullanıyor. Ama TÜRGEV öğrencilere konut tahsis ediyor. TEDAŞ ise müşterilerine elektrik aktarımı ile sorumlu. Biz de dağıtım ağının ihalesini yapıyoruz. Bu iddiaların hiçbirinin hakikatle bağlantıları yok. Operasyonların zamanlamasının yanında nasıl yapıldığı incelenmeli. Hafta sonunda bir hâkim görev alıyor. Bunların elle seçildiği muhakkak. Yine iddialar yarı yarıya doğru ya da yanlış olabilir ama delillerin illegal yollardan elde edildiği muhakkak. Yine bir iddia benim bir danışmanım varmış, Selam örgütü ile ilgili tapesi varmış. Yani sizin istihbarat ağınız olacak, bakanın yanında terör örgütü üyesinin bulunduğunu belirleyecek. O bakanı neden uyarmazsınız?”

“VERGİ MÜKELLEFLERİNİ HÜKÜMETE YAKIN YA DA DEĞİL DİYE AYIRMIYORUZ”

Maliye Bakanı, “17 Aralık operasyonu ile ismi anılan Reza Zerrab’ın vergi rekortmenleri içinde yer almadı. Yine vergi mükelleflerine ayrı muamelelerde bulunduğunuz, burada siyasi duruşa önem verdiğiniz iddiaları var. Bunların açıklamaları var mı?” sorularını şöyle cevapladı:

"İhracat yapıyorsanız vergi iadesi alırsınız, ama temettü ya da kar payı dağıtıyorsanız Gelir Vergisi ödersiniz. Burada sap ve samanı bir birinden ayırmalıyız. İhracatta vergi yok, hatta vergi iadesi vardır. Diğer konuya gelmem gerekirse biz mükellefleri hükümete yakın ya da değil diye ayırmıyoruz. Değer yaratan, istihdam yaratan her kim olursa olsun saygı duyarız. Bu böyle de olmaya devam edecek. Tabii biz vergiyi toptan ele alıyoruz. Burada vergi reformumuz var. Vergi mevzuatını yalın yapma gayretimiz var. Vergi iadeleri adına önemli bir adım attık. 123 ayrı KDV genelgesi vardı, biz bunu tek mevzuat haline getirdik. Vergi şeffaf olmalı, ayrıcalıkları ortadan kaldırmalıyız. Bu konuda çalışmalarımız da bitmedi. Yine vergi usul kanununa da çalışıyoruz. Yapmamız gereken daha çok şey var."

“TWİTTER MAHKEME KARARLARINA HER ÜLKEDE SAYGILI OLMALI”

FT Türkiye Muhabiri Daniel Dombey’in Twitter yasağına göndermede bulunmasının ardından Mehmet Şimşek, “Twitter kendi web ortamında ‘mahkeme kararlarına uymayı’ vaat ediyor. Tabii Twitter’ın Türkiye bürosu olmadığı için yargı kararlarına uymuyor. Ben, Twitter’ı seviyor ve kullanıyorum ama çok yazık oldu, ülkem geçici olarak Twitter’ı kapatma durumunda kaldı. Twitter mahkeme kararlarına bütün ülkelerde saygılı olmalı, tek kendini rahat hissettiği ülkelerde değil.” dedi.

“BENİM BAKANLIĞIMA DA SIZMALAR OLDU”

Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) görevden almaların nedenleri sorulan Şimşek, tayinlerin doğal olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti:

“Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) başında bulunan isim terfi etti. Esasında bu tayinler, görevden almalar yolsuzluk ile ilgili değil. 17 Aralık’tan evvel de terfiler oluyordu. Şu an her şey çok yakından inceleniyor. Polisler yerinden oynamış. Zaten bu oluyordu. Ben kendi görev alanımdan örnek vereyim vergi denetçileri bir yerde çok kalınca yerelleşiyor. Ben bu konuda çok itinalıyımdır. Birkaç aydır tayinler ayrı yorumlara konu oluyor. Kimi bürokratların paralel devletle bağlarını belirlediysek onları görevden almamız gerekiyor. Benim bakanlığıma sızmalar oluyor. Bu yapı, 70’ten bu yana öğrencileri bünyesine katıyor. Öğrenimlerini tamamlamalarının ardından devlet içinde belli kademelere getiriyor.”

“NİJERYA İDDİALARI İLE AMAÇLANAN THY’NİN İTİBARINI ZEDELEMEKTİ”

Şimşek, Türk Hava Yolları (THY) ile Nijerya’ya silah taşındığı iddiaları ile ilgili soruya, “Türkiye uluslararası kural ve kaidelere uygun davranır. Biz çetin bir bölgedeyiz. Uluslararası menfaatlere uygun olmasa da kural ve kaidelere uyarız. Son birkaç ay içinde çok iddia ortaya atıldı. Sahte diyaloglar, tapeler ortaya çıktı. Yani benim bildiğim kadarıyla THY’de böyle silah taşındığına dair en ufak delil yok. Amaç THY’nin şöhretiydi. Bu iddialar THY’nin itibarını zedelemek için ortaya atılmıştır.” karşılığını verdi.

“3. KÖPRÜ, 3. HAVALİMANI GİBİ PROJELERİ HAZİNE GARANTİSİ İLE YÜRÜTMEK ETKİN OLABİLİR”

Bakan Şimşek, zirveye katılanlar tarafından 'Hazine garantileri' ile ilgili kaygıların dile getirilmesi üzerine şunları söyledi:

“3 proje burada Haine garantisi hakkı aldı. 3 proje; İzmit Köprüsü, Avrasya Tüneli ve 3. Köprü… Burada 6,9 milyar dolar gibi tutar söz konusu. Hazine garantisi için şirketlerin belli bir sermayesi, öz yeterliliği olmalı. Burada kredilerin yüzde 85’i teminata alınıyor. Ne kadar borçlanma kaldırır diye akıl yürütülür. Bu rakam 3 milyar dolardı bu sene için. Bilinmeli ki bu konuda hassasız. Her şey enine boyuna ele alındıktan sonra mevzuat ortaya koyuldu. Türkiye’nin 3. Köprü ve 3. Havalimanı’na gerek duyduğu da ortada. Bu projeleri Hazine garantisi ile yürütmek etkin olabilir. Evet dünyada durumlar, tablo aynı kalmayabilir, faiz oranları artabilir ama biz bu projelere hayat vermeliyiz. Bunu bütçe kaynaklarından da finanse edebiliriz, Hazine garantisi ile de finanse edebiliriz, özel sektörün yapmasını da mümkün kılabiliriz.”

CİHAN

Yorumlar