Küresel altın talebi 3. çeyrekte yüzde 10 azaldı

Dünya Altın Konseyi, yılın üçüncü çeyreğinde küresel altın talebinin, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 10 azalarak 992,8 tona gerilediğini bildirdi.

Dünya Altın Konseyinin, 2016'nın üçüncü çeyreğine ilişkin "Küresel Altın Talebi Trendleri" raporu yayımlandı.

Rapora göre, yüksek altın fiyatlarının tüketici alımlarına negatif yansıması nedeniyle küresel altın talebi, üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 10 azalarak 992,8 ton oldu.
Toplam altın arzı ise yüzde 4 artarak bin 127 tondan, bin 173 tona ulaştı.

Bu dönemde altına dayalı borsa yatırım fonlarına 145,6 tonluk net giriş gerçekleşirken, toplam yatırım talebi yüzde 44 artışla 335,7 tona yükseldi. Böylece altına dayalı borsa yatırım fonlarındaki net giriş miktarı, yatırım talebindeki hızlı yükselişin belirleyicisi oldu.

Tüketicinin altın talebi yüzde 26 azaldı

Toplam tüketici talebi yılın 3. çeyreğinde yüzde 26 düşerek 917 tondan 683 tona geriledi. Dünya altın piyasasına yön veren Çin ve Hindistan'da tüketici talebi de sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 28 azaldı. Çin'de devam eden ekonomik belirsizlik ile Hindistan'da hükümetin sıkı politikaları, bu iki ülkede tüketici talebinin düşmesinde belirleyici nedenler oldu.

Bu gelişmeler aynı zamanda, toplam mücevher talebinin yılın 3. çeyreğinde yüzde 21 azalarak 493,1 tona gerilemesindeki temel faktörler olarak öne çıktı. Söz konusu dönemde merkez bankalarının altın talebi ise yüzde 51,2 azalarak 82 tona geriledi.

Türkiye'de mücevher talebi ise 2016'nın 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 azalarak 9,4 tona indi.

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dünya Altın Konseyi Piyasa İstihbarat Başkanı Alistair Hewitt, 3. çeyrekte de altına dayalı borsa yatırım fonlarındaki net girişin sürdüğüne işaret ederek, "Yıl başından eylül sonuna kadar borsa yatırım fonlarına 725 tonluk giriş gerçekleşti. Kurumsal yatırımcılar ise Brexit, ABD Başkanlık seçimleri, gelecek yıl Almanya ile Fransa'da yapılacak seçimlerin potansiyel etkileri gibi nedenleri içeren jeopolitik risklerden kaynaklı belirsizliğe karşı tedbirli görünüyor." ifadelerini kullandı.