"Kentsel dönüşümün yıkım maliyeti 5 milyar lira"
- Yıkım Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bulut: - "2012'den itibaren kentsel dönüşümde toplam 80-100 bin arasında bina yıkılıp dönüştürüldü. Bu binaların ürettiği enkaz miktarı 50 milyon metreküp. 100 bin binanın yıkım bütçesi 5 milyar lira seviyesinde, bunun 3 milyar lirası tamamen enkaz atımına harcandı" - "Yapılacak düzenlemelerle 2017 yılında Türkiye genelinde 200 bin binanın dönüşmesini bekliyoruz" - "Bu süreçte 20 bin bina İstanbul'da dönüştürüldü. İstanbul'da ulaşılan enkazın 10 milyon metreküp civarında olduğunu tahmin ediyoruz" - "Yıkımlar risk oluşturmamak adına tecrübeli firmalar tarafından yapılmalı"
İSTANBUL (AA) - EDA TOPCU - Yıkım Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bulut, 2012'den itibaren kentsel dönüşümde toplam 80-100 bin arasında binanın yıkılıp dönüştürüldüğünü belirterek, "Bu binaların ürettiği enkaz miktarı 50 milyon metreküp. 100 bin binanın yıkım bütçesi 5 milyar lira seviyesinde, bunun 3 milyar lirası tamamen enkaz atımına harcandı." dedi.
Bulut, AA muhabirine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
başbakanlığı döneminde ilk kez patlatmalı yıkım tekniği
kullanılarak başlatılan kentsel dönüşümde gelinen süreç ve
önümüzdeki dönem gelişmelerine ilişkin bilgi verdi.
2012 yılında başlayan sürecin, halkın ve toplumun bilinçlenmesi ile her yıl artarak devam ettiğini kaydeden Bulut, süreç içinde öngörülmeyen bazı sıkıntılar yaşandığını, bunlardan birinin de hak sahiplerinden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu belirtti. Bulut, dönüşüm yapılacak alan içinde çoğu hak sahibinin muvafakat vermesine karşın birkaç kişinin sona kalıp rantı yükseltebilmek adına sorun çıkardığını, bunun da kentsel dönüşümde süreci ciddi şekilde engellediğini savundu.
Söz konusu durumun en son örneklerinin Fikirtepe'de yaşandığını
ve son hak sahibinin bu tavrının ilk anlaşan hak sahiplerinin
hakkını ihlal ettiğini iddia eden Bulut, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bu aynı zamanda 'sona kalırsam daha fazla hak alırım' mantığı
oluşturacağı için dönüşümün önünde ciddi engel teşkil ediyordu.
Bununla ilgili bir düzenleme gerekiyor. Zaten Çevre ve Şehircilik
Bakanımız Mehmet Özhaseki, kısa bir süre önce bununla ilgili bir
açıklama yaptı, gerekirse bakanlık olarak bölgede çalışma
yürüteceklerini, hak sahiplerine haklarını bakanlığın vereceği
yönünde bir çalışmadan bahsetti. Sürecin önündeki engellerin
kalkması ve hızlanması için bu düzenlemeler gerekli. Bundan sonraki
süreçte, tedbirlerin alınması ile kentsel dönüşüm süreci hızlanacak
diyebiliriz.
2012 yılında süreç daha çok yeniyken bile kamu binaları ile
proje başladı, bu her yıl artarak devam etti. 2012 yılında 4-5 bin
bina ile başlanan süreç, 2013 yılında 10-12 bin binaya çıktı, 2015
yılında bu rakam 35 bin seviyelerine yükseldi. 1 milyon konutun
yıkılacağını düşünürsek, bu sayının artması lazım ki, süreç 10-15
yıl içerisinde tamamlansın. Yapılması planlanan düzenlemelerle
bakanlığın sorunlara müdahale etmesi ile 2017 yılında bu rakam 200
bin seviyelerine çıkabilir."
Bakanlığın dahil olmasıyla sürecin hızlanacağına işaret eden
Bulut, yıllık ulaşılan 30-35 bin rakamının düzenlemelerle birlikte
80-85 binlere çıkabileceğini, 2015 yılında aldıkları resmi olmayan
bilgilere göre 35 bin dönüşümün 10 bine yakının İstanbul'da
gerçekleştirildiğini kaydetti.
- "Yıkılan binaların yüzde 20'si İstanbul'da"
Mehmet Ali Bulut, kentsel dönüşümde gelinen sürece ilişkin,
"2012'den itibaren toplam 80-100 bin arasında bina yıkılıp
dönüştürüldü. Bu binaların total ürettiği enkaz miktarı 50 milyon
metreküp seviyelerinde. Bu enkaz, yıkılan binaların kötü olması
dolayısıyla yeniden dönüştürülüp kullanılamadı, atık alanlarına
gitti." dedi.
Yıkımda oluşturulan maliyetlerin yüzde 70'inin enkaz atımı maliyeti olduğunu ve bu atıkların ciddi maliyet oluşturduğunu belirten Bulut, 50 milyon metreküplük totaldeki 100 bin binanın bütçesinin 5 milyar lira seviyesinde olduğunu, bunun 3 milyar lirasının tamamen enkaz atımına harcandığını, geriye kalan 2 milyar liranın da yıkım maliyetini oluşturduğunu bildirdi.
Bulut, yıkımlarda bir hurda değeri de olduğunu ve bu değerlerin yıkım maliyetinin yüzde 70'ini karşıladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Şöyle düşünebiliriz, 5 milyar liralık yıkım harcamasının 3 milyarı enkaz maliyeti, 2 milyarlık yıkım maliyetinin de 1,5 milyarı hurda geri dönüşümünden karşılandığı için 500 milyon liralık yıkım maliyeti oluşuyor. İstanbul'a bakarsak, deprem riskinde bulunan bir şehir... Bundan dolayı kentsel dönüşümde ilk hedef İstanbul'du. Yıkılan binaların yüzde 20'sinin İstanbul'da olduğunu baz aldığımızda, 20 bin binanın da bu süreçte İstanbul'da dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. İstanbul'da ulaşılan enkazın da bu kapsamda 10 milyon metreküp civarında olduğunu tahmin ediyoruz."
- "Yıkımlar tecrübeli firmalara verilmezse herkes için büyük
risk oluşur"
Yıkım Müteahhitleri Derneği Başkanı Bulut, 10 yıl önce yıkımın
"amatör" bir sektör olduğunu, tamamen el yordamıyla iş yapıldığını,
gelinen süreçte ise kentsel dönüşümün etkisiyle Avrupa'daki tüm
metotların Türkiye'de de kullanıldığını söyledi.
Kentsel dönüşümün ilk töreninde patlamalı yıkımın da Türkiye'ye
kazandırıldığını bildiren Bulut, 10 binanın aynı anda o dönem
patlatılmasının çok önemli bir uygulama olduğunun altını çizerek
özellikle yüksek yapılarda patlayıcılı yıkımın daha az maliyet
oluşturduğunu, daha ekonomik olduğunu anlattı.
Bulut, patlatmalı yıkımlar başta olmak üzere, yıkımların işi bilen ve bu işe yetkisi olan firmalar tarafından yapılması gerektiğini vurguladı. Aksi halde yıkımların herkes için büyük risk oluşturabileceğine işaret eden Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Geçen sene biliyorsunuz Maltepe'de, dönemin bakanı Sayın Fatma Güldemet Sarı'nın katılımıyla bir patlatmalı yıkım yapıldı. Bunu Gazi Üniversitesi ihale etti ve ihaleye Türkiye'de bu konuda yeterliliği olan firmalar davet edilmedi. Şu an Türkiye'de yeterliliği olan uzman firma 1 ya da 2 firmadır.
Söz konusu ihalede bu işte tamamen amatör olanları, tecrübesi olmayanları ihaleye çağırdılar. Patlatamadılar, bina ayakta kaldı ve Bakanımız da alandan ayrılmak zorunda kaldı. Bunun araştırılması gerektiğini düşünüyorum, bilinçli bile yapılmış olabilir.
Sadece gelişmiş ülkelerin uygulayabildiği "patlayıcılı yıkım"
faaliyetlerinin ülkemizde de hızlandırılması gerekmektedir. Böylece
Türk Yıkım Müteahhitleri tecrübe kazanabilir ve dünya pazarında yer
bularak ülkemize kazanç sağlayabilirler."
Yorumlar