Hazine Müsteşarlığı'dan borç üstlenme açıklaması

Hazine Müsteşarlığı, büyük projelere devlet garantisi sağlayan borç üstlenimine ilişkin basın duyurusu yaptı.Müsteşarlık tarafından gerçekleştirilecek borç üstlenimine ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmeliğin 19 Nisan 2014...

Google Haberlere Abone ol
Hazine Müsteşarlığı'dan borç üstlenme açıklaması

Hazine Müsteşarlığı, büyük projelere devlet garantisi sağlayan borç üstlenimine ilişkin basın duyurusu yaptı.

Müsteşarlık tarafından gerçekleştirilecek borç üstlenimine ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmeliğin 19 Nisan 2014 tarihli ve 28977 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından bazı basın ve yayın organlarında konuya ilişkin yer alan haberler üzerine yapılan yazılı açıklamada öncelikle söz konusu yönetmelik ile yeni bir model ihdas edilmediği vurgulandı.

Yönetmelikle Hazine Müsteşarlığı tarafından gerçekleştirilecek borç üstlenimlerinde mali disiplini ve şeffaflığı arttırmak amacıyla ayrıntılı usul ve esasların belirlendiğine işaret edilen açıklamada şöyle denildi:

“Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modellerinden olan yap-işlet-devret (YİD) modeli ile yapılacak projeler kapsamında yurtdışından sağlanan finansmanın üstlenilmesine yönelik ilk düzenlemeler 25 Haziran 2010 tarihinde 4749 sayılı Kanunda ve 11 Haziran 2011 tarihinde 3996 sayılı Kanunda yapılmıştır. Bilahare, Hazine Müsteşarlığınca gerçekleştirilecek borç üstleniminin genel çerçevesinin çizilmesi amacıyla 21 Şubat 2013 tarihinde 4749 sayılı Kanuna 8/A maddesi ilave edilmiştir. Borç üstlenimi mekanizması, KÖİ projeleri kapsamında proje sahibi idare ile

projeyi gerçekleştirecek olan şirket (görevli şirket) arasında düzenlenen sözleşmelerin süresinden önce feshedilmesi ve tesisin kamuya devredilmesi durumunda fesih tarihine kadar yapılan işler için kullanılmış olan dış finansmanın kamu tarafından üstlenilmesini ifade etmektedir. 3996 sayılı Kanun uyarınca proje şirketlerinin yatırım tutarının minimum yüzde 20’si oranında özkaynak getirme yükümlükleri bulunmaktadır. Borç üstlenim taahhüdünün kapsamı ise ilgili sözleşme uyarınca şirketin taahhüt ettiği özkaynağı içermeyen finansman olarak belirlenmiştir.”

“Borç üstlenim mekanizması ile hem proje şirketi hem de kreditör açısından projelerin devamlılığı ve başarılı bir şekilde tamamlanması için gereken risk paylaşımı sağlanmış olmaktadır.” ifadesine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Borç üstlenim taahhüdü sadece yurtdışından sağlanan finansmana tamamen veya kısmen verilebilmektedir. Görevli şirketin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshedilmesi halinde fesih tarihi itibarıyla borç bakiyesinin yüzde 85’inin üstlenilmesi yönünde taahhüt verilmek suretiyle kreditörler de risk paylaşımının içerisine dahil edilmiştir. Borç üstlenimi, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından 3996 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde YİD modeli ile gerçekleştirilen projeler için uygulanan bir mekanizmadır. Kamu iktisadi

teşebbüsleri ve mahalli idarelerin YİD modeli ile gerçekleştirecekleri projeleri için Hazine Müsteşarlığınca borç üstlenim taahhüdü verilmesi mümkün değildir. Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından 3996 sayılı Kanun hükümlerine göre YİD modeli ile gerçekleştirilen her proje için borç üstlenimi mekanizması uygulanmamaktadır. Bu projelerin asgari yatırım tutarının 1 milyar TL ve üzeri olması koşulu bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yap-kirala-devret modeli ile gerçekleştirilmesi planlanan projelerde asgari yatırım tutarı 500 milyon TL olarak belirlenmiştir. Hazine risk yönetimi çerçevesinde, mali yıl içerisinde sağlanacak borç üstlenimi taahhütlerine bir sınır getirmek amacıyla yılı merkezi yönetim bütçe kanunu ile borç üstlenim taahhüt limiti getirilmiştir. 2014 yılı için söz konusu limit 3 milyar ABD Doları olarak belirlenmiştir.”

YİD MODELİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN PROJELER

Kamu kuruluşları tarafından YİD modeli ile gerçekleştirilen projelere ilişkin ihalelerden galip ayrılan şirket ile ilgili idare arasında yapılan sözleşme taslaklarının ihale dokümanlarının bir parçası olduğu bildirilen açıklamada ayrıca şu ifadeler kullanıldı:

“Bu kapsamda ihaleye teklif veren bütün şirketler, projede borç üstlenim taahhüdü verilip verilmeyeceğini ihale aşamasında bilmektedir. Dolayısıyla ihale aşamasında öngörülmemiş ve haksız rekabet yaratacak şekilde ihale koşullarını değiştirecek bir borç üstlenim taahhüdü verilmesi mümkün değildir. Borç üstlenim anlaşması son derece teknik hususları düzenleyen özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olup, Resmi Gazetede yayımlanması, bu anlaşmaların

imzalanmasını takip eden dönemde gündeme gelmesi muhtemel diğer borç üstlenim anlaşmalarında kamunun müzakere gücünün sınırlanmasına sebep olacağı gibi görevli şirket tarafından sağlanan, üstlenim gerçekleşmediği sürece Hazine Müsteşarlığının taraf olmadığı/olmayacağı ve ticari sır niteliği taşıyan kredi koşullarının açıklanması sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle borç üstlenim anlaşmaları Resmi Gazetede yayımlanmamaktadır.” bilgisini aktardı.

Açıklamada ayrıca, “Müsteşarlıkça verilen borç üstlenim taahhütleri kapsamında oluşan koşullu yükümlükler ve bu yükümlülüklerin yarattığı kredi riskinin borç stoku, mali disiplin ve borç sürdürülebilirliğine olası etkileri, Hazine garantilerinde olduğu gibi, Hazine risk yönetimi kapsamında çeşitli senaryo analizleri ve araçlar vasıtasıyla

ölçülmekte ve takip edilmektedir. KÖİ projelerinde fesih durumunda ödeme konusunda uluslararası uygulamalar aşağıda özetlenmektedir.”

Açıklama şöyle devam edildi:

“EK: KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ PROJELERİNDE FESİH DURUMUNDA ÖDEME KONUSUNDA ULUSLARARASI UYGULAMALAR

Avrupa KÖİ Uzmanlık Merkezi (EPEC) tarafından yayımlanan raporlarda Avrupa ülkelerinde fesih durumunda KÖİ sözleşmeleri uyarınca taraflarca yapılması öngörülen ödemelere ilişkin hükümler 3 farklı fesih durumu için incelenmektedir.

Bunlar;

1. İdare kusuru nedeniyle fesih ya da idare tarafından tek taraflı fesih

2. Şirket kusuru nedeniyle fesih

3. Mücbir sebepler nedeniyle fesih olarak sıralanmaktadır.

1. İDARE KUSURU NEDENİYLE FESİH YA DA İDARE TARAFINDAN TEK TARAFLI FESİH

KÖİ sözleşmesinin idare tarafından tek taraflı olarak ya da idare kusuru nedeniyle feshi halinde EPEC tarafından benimsenen temel ilke, yatırımı devralan idarenin ya da kamunun sebepsiz zenginleşmesini önlemek ve hakkaniyeti sağlamak için özel sektöre bir tazminat ödemesi yapılması şeklindedir. Söz konusu tazminat ödemesinin tespitinde Bulgaristan, İtalya ve İspanya’da fesih tarihi itibarıyla yatırım için harcanan para yaklaşımı benimsenirken, ülkemizin de içinde bulunduğu diğer Avrupa ülkelerinde yatırım için sağlanan finansman yaklaşımı kullanılmaktadır. Ülkemizde uygulanan yaklaşım, üstlenime konu finansmanın kapsamı bakımından EPEC tarafından hazırlanan kılavuzla örtüşmektedir.

2. ŞİRKET KUSURU NEDENİYLE FESİH

Bu konuda kabul edilen temel prensip, idarenin sebepsiz zenginleşmesini önlemek ve projeye finansman sağlanmasını kolaylaştırmak için şirket kusuru

nedeniyle fesih durumunda bir tazminat ödenmesi, ancak bu tazminatın ahlaki riziko yaratmayacak bir seviyede tespit edilmesi şeklindedir.

Bu konuda 3 farklı yaklaşım söz konusudur:

• Belçika, Hollanda, Slovakya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’da fesih tarihi itibarıyla yatırımın piyasa değeri tespit edilmekte ve tazminat

buna göre ödenmektedir.

• İtalya, Romanya, Bulgaristan, İspanya, Polonya ve Yunanistan’da fesih anında gerçekleşen yatırım maliyeti tespit edilmekte ve tazminat buna göre ödenmektedir.

• Türkiye, Fransa ve Almanya’daki bazı KÖİ projelerinde ise borç yaklaşımı metodu benimsenmiş olup tazminat, şirketin fesih tarihi itibarıyla kreditörlere olan borcu üzerinden hesaplanmaktadır. Şirket kusuru nedeniyle fesih durumunda, kreditör ve görevli şirketin projenin devamının sağlanmasına dair motivasyonunun korunması amacıyla borcun tamamı yerine belli bir

yüzdesi üstlenilmektedir.

3. MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE FESİH

Bu konuda Avrupa ülkelerinin uygulamaları, ne özel sektörün ne de kamunun kusurunun bulunduğu mücbir sebep hallerinden kaynaklanabilecek bir fesih

durumunda, kreditörlere olan borcun finansman maliyetlerini de içerecek şekilde ödenmesi yönündedir. Ülkemizde de bu yaklaşım benimsenmiştir.

Bazı Avrupa ülkelerindeki uygulamalara paralel bir şekilde Avustralya’da, idare kusuru ve mücbir sebep nedeniyle fesihte kreditörlere olan borcun tamamı üstlenilmekte, şirket kusuru nedeniyle fesihte ise projenin yeniden ihalesi ile ya da bağımsız bir değerleme şirketi tarafından tespit edilen piyasa değeri tutarında ödeme yapılmaktadır.

Güney Afrika örneğinde ise yine farklı fesih halleri için farklı tazminat ödeme mekanizmaları öngörülmüştür. İdare kusuru nedeniyle fesihte, kreditörlere olan bakiye borcun tamamı, finansman maliyetleri de dahil olmak üzere ödenmektedir. Şirket kusuru nedeniyle fesihte ise yatırımın piyasa değeri bazında ödeme yapılmakla birlikte kreditörlerden gelen talepler üzerine borcun belli bir yüzdesinin ödenmesi ve yatırımın değerinin ödenmesi durumları karşılaştırılarak büyük olanın ödenmesi uygulamasına gidilebilmektedir. Mücbir sebep durumunda fesihte diğer birçok ülke örneğinde olduğu gibi fesih tarihi itibarıyla finansmandan kaynaklanan tüm borçlar kamu tarafından üstlenilmektedir.“

CİHAN

Yorumlar