EPDK Başkanı Köktaş'tan pahalı benzin yorumu
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, akaryakıtta fiyatlamanın uluslararası piyasada yapıldığına dikkat çekerek, "Bu benzini biz üretmiyoruz.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş,
akaryakıtta fiyatlamanın uluslararası piyasada yapıldığına dikkat
çekerek, "Bu benzini biz üretmiyoruz. Fiyatlaması uluslararası
piyasada yapılıyor... bizim referans almamız gereken yerlerde
olağan dışı bir artı eksi yok." dedi.
EPDK Başkanı Hasan Köktaş, görev süresinin dolması münasebeti ile
basın toplantısı düzenledi. Köktaş toplantının ardından
gazetecilerin sorularını cevapladı. Benzindeki fiyatlarındaki
yüksekliği ve vergilerin sorulması üzerine de Köktaş, "Bu benzini
biz üretmiyoruz. Fiyatlaması uluslararası piyasada yapılıyor. Bu
fiyatlamada, aynı baza getirerek takip yapıyorum. Akdenize kıyısı
olan maliyetleri takip ediyorum. İç maliyetlerden arındırıyorum.
Aksi takdirde sorunun muhatabı ben değilim. Biz bu maliyetlerden
arındırarak çalışma yapıyoruz. O çalışma sonucunda bakıyoruz ki,
bizim referans almamız gereken yerlerde olağan dışı bir artı, eksi
yok." diye konuştu.
Döviz kurundaki artışın yatırımlara yansıması ile ilgili bir soru
üzerine, yapısal olarak kurda yaşanan artışın ileri dönük olacağını
ifade eden Köktaş, projelerin hazırlanırken fizibilitede kurun çok
önemli olduğuna dikkat çekti. Kura göre, öz kaynak ve borçlanmanın
yapıldığını ifade eden Köktaş, hesaplamalar yapıldığında 1,90-80
olan kurun, bu gün 2,15-19’a tırmanmışsa, ileri dönük beklentilerin
farklı olması durumunda şöyle bir farklılığın ortaya çıkacağını
işaret etti. Köktaş, şöyle devam etti:
"Sizin yaptığınızın projenin fizibilitesi ortadan kalkar. Eğer siz
kendi artı eksi marjınız içinde o kur artışları fizibilitenizi
yapar hale getirirse sorun yok yaparsınız. Geri dönüşü uzun olur.
Ama maliyetlerdeki çok daha fazla artışlar, yatırımcıların
projelerin hayata geçirmesinde, hem öz kaynak temini açısından hem
de yabancı kaynak temini açısından zorluk yaşamasına sebep olur.
Dolayısıyla kurlardaki artış, sektörümüz üzerine yapısal olarak
olumsuzluk oluşturur. Bir tanesi, uzun dönemlidir. Projelerin
yapılıp yapılmaması, yapılıyorsa geri dönüşünün olması soncunu
ortaya çıkarır. O da toplamda her yıl minimum 3 bin 500 MW kurulu
güç ilave etmemiz gerekir, sistemin sürdürülebilir olması
açısından. Dolayısıyla iki konuyu birbirinden ayırmak gerekiyor.
Özelleştirme gündemde. Kur artışı finansman temini açısından sorun
yaratabilir. Bugüne kadar yapılmış olan kredilerin toplamında,
ciddi bir maliyet farkı oluşmuştur. O maliyet farkının sistem
üzerinde olumsuz etkileri olacaktır."
"MALİYET BİLEŞENLERİ ARTARSA TARİFEYE YANSIR"
Köktaş, “Kur fiyatlarının bu şekilde devam etmesi yatırımları nasıl
etkiler?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
"İki şeyi birbirinden ayırmamız gerekiyor. Nihai tüketici
tarifeleri bir konteksttir. Onun dışında, sektörün tamamını yapısal
finansman, yabancı ve öz kaynak açısından etkilemesi başka bir
şeydir... Nihai tüketici tariflerinin artması yönünde bir etkinin
ortaya çıkmamasının gerekçesi; birden fazla maliyet bileşeninin
olmasıdır. Tüketici tarifesi, PUMUM’ da oluşan fiyatlar, TETAŞ’ın
tarifesi, EÜAŞ’ın tarifesi, BOTAŞ’ta oluşan maliyetler, TKİ-TTK
gibi kömürlü santrallere kaynak üreten artı eksi maliyetlerin
toplamından oluşuyor. Bu kompanantların bir kısmı bazen artıyor
bazen eksiliyor. BOTAŞ’ta fiyatlar artıyor eksiliyor. Bu fiyatların
artacağı anlamına gelmez. Bu maliyet bileşenlerinin toplamında aynı
dönem içerisinde bir artış varsa nihai tüketici tarifesine
yansıtıyoruz."
“KUR ARTIŞI MALİYETLER ÜZERİNDE ETKİ OLUŞTUR”
Kurun bu seviyede devam etmesi ile birlikte özel sektörün
yatırımlarında bir sıkıntının yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin
soruya karşılık Köktaş, şunları söyledi:
"Bir tanesi, eski kurlarla yapılmış olan borçlanmalar var.
Kredileri konuşuyoruz. Kullanılmış olan kredilerdir. Fizibiliteleri
eski kurlar üzerinedir. Yeni kurlar, bu fizibiliteleri
zorlamaktadır. Yatırımcının da riskindedir. Yeni durum şudur; yeni
durum yatırım için riski ortadan kaldırır. Mevcut durumlara göre;
yatırımcı hem fizibiletisini yapacaktır. Hem de yeni kurlara göre
teklif verilecektir. Bu yeni durumun enerji maliyetleri üzerine
yansımaları olacaktır. Çünkü, yeni kurlarla yapılan fizibiliteler,
özelleştirme teklifleri kuşkusuz enerji maliyetleri üzerine etki
oluşturacak. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Global ölçekte, diğer makro
ölçeklerin göstergelerin tüm sektörler üzerine yarattığı durumdur.
Yeni verilecek özelleştirme teklifleri dahil, orada yüksek kurlarla
verilecek tekliflerin enerji maliyetleri üzerine olacağı etki
açıktır."
"YENİ DÖNEM METEDOLOJİSİ BAŞLIYOR"
EPDK Başkanı, “Kurda yaşanan artıştan dolayı dağıtım şirketlerinin
talepleri olacak mı önümüzdeki dönemde?” sorusuna da şu cevabı
verdi:
"Bakış açısı olarak şunu ortaya koymak lazım. Enerji tüm paydaşları
ile beraber sürdürülebilir olmalıdır. Sürdürülebilir olmanın yolu
tüketiciler dahil herkesin asgari mutlu olduğu yapıdan geçer.
Dolayısıyla bu yapıyı kurabilmek ve koruyabilmek gerekiyor. Bu yapı
kurulmuştur. Bileşenlerde maliyet unsurların sektörü nasıl
etkileyeceğine bakmak gerekiyor. 5 yıllık tarife tarife döneminden
bu yana devam eden bir metodoloji var. Yeni dönem metodolojisinin
çalışması zaten bu yıl başlıyor, zaten. Bunların yeniden gözden
geçirilmesi gerekiyor."
“HERKESİN MUTLU OLACAĞI BİR SİSTEM”
Hasan Köktaş, “BOTAŞ’ın zarar etmesine rağmen, gaza zam
yapılmamasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna da şöyle karşılık
verdi:
"Dünyanın hiçbir yerinde sübvansiyonlu tarifeler sürdürülebilir
değildir. Hiçbir tarife yoktur ki, bir yerlere fatura edilmesin.
Böyle bakıldığında BOTAŞ tarafında ne olup bittiğinden haberdar
olmadan bunu söylüyorum. Dolayısıyla tüm tarafların, tüm
paydaşların asgari mutlu olabileceği bir yapı, içinde minumum
ölçüde kar marjı ve maliyetlerin sisteme yansıdığı ve otomotik
fiyatlandırmanın ortaya çıktığı sürdürülebilir bir yapının ortaya
çıkması ile gerçekleşiyor. Herkesin minimum düzeyde mutlu
olabileceği bir sistemin yapılması, maliyet artı kar esaslı
sistemdir. Mevzuatımızda var. Bu dengeyi iyi korumak lazım. Bütün
bunların odağında tüketici var. Odağında tüketicinin görülmediği
bir sistem olamaz. Bütün bu unsurları dikkate alan tarife yönetimi
var."
"EPİAŞ, PLANLAMA YÜKSEK KURULUNA TAKILDI"
EPİAŞ kurulmasında gelinen noktanın ne olduğunun sorulması üzerine
de Köktaş, kanunun üç aşamalı bir plan öngördüğünü, bunlardan
Bakanlar Kurulu Kararı aşamasının geçildiğini ve ana sözleşmenin
kurul kararının alındığını aktardı. Fakat, TEİAŞ’ın aynı sermaye
konulmasına ilişkin Yüksek Planla Kurulu’nun kararının henüz
çıkmadığını, esas sorunun da buradan kaynaklandığını dile getirdi.
Köktaş, bu kararın verilmesi ile EPİAŞ’ın kurulmasının önündeki
engeller kalkacağını açıkladı.
“KÖMÜRDEN ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLGİ ARTTI”
Köktaş bir soru üzerine de doğalgaz başvurusunun giderek azaldığını
kaydederek, "Yerli ve yabancı kömüre dayalı elektrik üretim
tesisinin başvurusu giderek arttı. Niçin bu? Doğalgazınız yoksa
stoku yakmak zorundasınız. Kömürün stoklanabilme kabiliyeti var.
Kömürün kaynak maliyeti açısından doğalgazdan daha ucuz olması
özellikle yerli kömürün çok çok ucuz olması… Kömür hayatı unsurdur.
Yerli kömür kaynaklarının başvuruları oldukça fazladır. Bu
başvurular ileride hayata geçecektir. Onun için piyasa koşulları
kendi yönelimini yapmaktadır. Doğalgazda teşvikler kaldırılmıştır.
Yerli kömüre teşvikler yapılmıştır. Bunun sonucunu kısa süre görmüş
olacağız. Kömürden elektrik üretim tesisi kısa süre sonra artmış
olacak." şeklinde konuştu.
Köktaş otomatik fiyatlandırmanın kalkıp, kalkmadığı ile ilgili bir
soru üzerine şunları aktardı:
"YPK gereği, otomatik fiyatlandırmayı sağlayan unsurun muhatapları
var. Kim? EPDK, BOTAŞ, TETAŞ... EPDK olarak 2008 yılında çıkmıştır,
otomatik fiyatlandırma kararnamesi. O gün bu gündür uyguluyoruz.
Hiçbir suretle o formülün dışına çıkılmamıştır, çıkılamaz. O YPK
kararı olduğu sürece oradadır. EPDK açısından otomatik
fiyatlandırma uygulanıyor. Orda bir bağımsızlaşma olamaz. Piyasada
üretim tarafının tarifesi düzenlemeye tabi değil. Dolayısıyla diğer
tarifesi düzenlemeye tabi olanlar gibi bizden bir şey talep
edemezler. Çünkü piyasada ürün satıyorsun. Türkiye’nin her yıl 3
bin 500 MW yatırıma ihtiyacı var. Bunu sürdürülebilir yapmamız
gerekiyor. Konjonktürel bir takım davranışlar ile ileride bu sefer
çok daha ciddi sorunlar ile karşılaşırız. Bu gün elektrik
piyasasının arz sorunu yoktur. İletim sorunu yoktur, dağıtım sorunu
yoktur. Bakıldığı zaman sistemi yatırım yapılabilir kılmanın yolu,
sonuçta maliyet artı kar unsurunu tüm segmentler için çalıştırmaya
ihtiyaç var."
ELEKTRİKTE ARTIŞ OLMADI
Köktaş, elektrik fiyatlarına gizli zam yapıldığına ilişkin
iddiaların hatırlatılması üzerine, "Biz piyasaya nihai tüketici
tarifesi veriyoruz. O tarifenin maliyet bileşenleri onlarca. O
maliyet bileşenlerinin her birinin içinde artma olan var. Eksilme
olan var. Nitekim Elektrik Mühendisleri Odası, bu referansı
göstererek, 'TETAŞ’ın fiyatların da indirim olmasına rağmen
fiyatlar aynı kalmıştır' diyor. Nihai tüketici fiyatlarında
değişiklik olmamıştır. Onlarca tarifeden birisinde olan azalışta
biri ifade ediliyor. Kalanlarındaki artışı bilmiyor. Nihai tüketici
fiyatlarında değişiklik yok dolayısıyla.” dedi.
Köktaş, elektrik tüketiminde yaşanan krizden çıkmak için
yapılabileceklerle ilgili olarak da şöyle konuştu:
"Türkiye’nin kurulu 64 bin Megawatt (MW) kapasitesi var. Tüketim 37
bine geldiğinde sorun oluyor. Elektrik sektöründen kaynaklanan bir
sorun yok. Doğalgazdan kaynaklanan bir sorundur bu. Elektrik
sektörünün emre amadeliği bu değil. Birkaç hafta yaşadığımız pik de
bile bu ülke yönetebilirdi. Emre amadelik açısından sorun yoktur.
Doğalgaz sektöründe arzda sıkıntı yoktur. Kontrat stoku toplam
tüketiminden daha fazladır. Sorun, gelmekte olan gazın
ulaştırılmasında ve stoklama kabiliyetlerinin az olmasından
kaynaklanmaktadır. Belirli bölgelere doğalgazın ulaştırılmasından
kaynaklanan sıkıntılardan oluşmaktadır. Sorun, sadece şebekenin
ağır kış koşullarında belli alanlara bölgelere gaz
pompalanmamasından kaynaklanan sıkıntıdır. Sorun, bir takım
depolama ve alt yapı yatırımları ile birlikte aşılacak bir
durumdur."
CİHAN
Yorumlar