Ekonomist Üçer: Türkiye'nin dış borcu küçümsenecek düzeyde değil

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Üçer, Türkiye’nin dış borç stokunun küçümsenecek düzeyde olmadığına dikkat çekerek, "Dış borç stokunu milli gelirine oranladığınız zaman dramatik bir artış gözükmüyor.

Google Haberlere Abone ol
Ekonomist Üçer: Türkiye'nin dış borcu küçümsenecek düzeyde değil

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Üçer, Türkiye’nin dış borç stokunun küçümsenecek düzeyde olmadığına dikkat çekerek, "Dış borç stokunu milli gelirine oranladığınız zaman dramatik bir artış gözükmüyor." dedi.

Türkiye'nin dış borç stoku hakkında Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine değerlendirmede bulunan Ekonomist Murat Üçer, dış borç stoku milli gelirine oranlandığı zaman dramatik bir artış gözükmediğine işaret etti. "Cari açığı bu kadar yüksek olan bir ülkede milli gelire oranla artması lazım. Fakat Türkiye’de bir anlamda böyle paradoksal bir durum var." diyen Üçer, "Mutlak rakamlar çok hızlı arttı oysa. Son 10 yıl Türkiye’de dış borç rakamları 300 milyar dolar arttı. Fakat Milli Gelir'de dolar cinsinden 300 milyar dolardan 800 milyar dolar olunca Milli Gelir'e böldüğünde dramatik bir artış gözükmüyor. Ama bu bizi yanıltmamalı. Son 3-4 yılda milli gelire oranla da göze çarpan bir artış var." yorumunu yaptı. Üçer, açıklamasına şöyle devam etti:

"Benim hesaplamalarıma göre yüzde 40’lar civarından yüzde 50’ye geliverdik. Kurda değerlenme durunca bir anlamda borç milli gelir oranında da artış belirginleşti. Ayrıca tabi rakam nominal olarak baktığında da yüksek; ciddi kısmı da bu borcun özel sektörün üzerinde. Milli gelire oranla da yüzde 50 az buz bir oran değil. Bu açıdan borçluluğu yüksek ülkeler arasındayız. Kaldı ki bizim ihracatımız 150 milyar civarında. 400 milyar dolar gibi bir borç rakamı var onu 150 milyarlık bir ihracata böldüğünüzde yüksek bir oran, neredeyse 3 misli bir oran, bu borç servisimizi de yüksek tutuyor. Genellikle bu oranlar uluslararası standartlarda oldukça yüksek."

Türkiye’nin borçluluk sorununun finansal bir kriz doğurmayacağını öngören Öğretim Üyesi Murat Üçer, bu tezini önümüzdeki yıllarda geçmişte olduğu gibi bir likidite artışı olmayacağı savıyla destekledi. Üçer, Türkiye’nin borçluluk düzeyinin büyümeye sorun olacağına işaret ederek, "Şu ana kadar ki rasyolar bizi büyük bir finansal krize sürüklemez belki ama önümüzdeki dönem büyüme ile ilgili ciddi endişelerim var." dedi. Türkiye’nin önümüzdeki süreçte şimdiki gibi borçlanmasının mümkün olmadığını belirten Üçer, "Artık böyle devam edemez. Dünyadaki likidite dönemi görece değişecek. Önce acayip bir likidite vardı ama önümüzdeki 10 yıl böyle bir likidite hızı görülmeyecektir. Bir defa kimse Türkiye yüzde 3-4 büyürken, yüzde 7 cari açığını finanse etmez uzun süre. Öte yandan ekonominin temel dinamiğine baktığınızda yüzde 5-6 büyürken yüzde 5-6 cari açığı olması da çok zor görünüyor." dedi.

"BORÇLULUĞU DÜŞÜRMEK İÇİN CARİ AÇIĞI DÜŞÜRMEK ŞART"

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Üçer, söz konusu borçluluk oranlarını aşağı çekmek için cari açığı azaltmanın gerekliliğini belirterek, "Yüzde 2-3 cari açık verirken makul oranda büyümeyi becerebilirsen, bu borç oranı düşebilir. Ama yılda 40-60 milyar dolar civarında cari açık verirken bunu nasıl finansa edeceksin? Ağırlıklı olarak borç alarak o halde borç artmaya devam edecek." diye konuştu. Türkiye’nin cari açığının yüzde 75-80’ini borçla kapattığına dikkat çeken Üçer, "Böyle olunca borç artmaya devam edecek bunun kaçışı yok ya da ‘modeli’ değiştireceksin." önerisini getirdi.

"YÜZDE 4 BÜYÜME ZOR. YÜZDE 2-2,5 BÜYÜME DAHA MAKUL"

Türkiye’nin Orta Vadeli Program (OVP) hedeflemesinde yüzde 4’lük büyümenin imkansız olduğunu da vurgulayan Murat Üçer, yüzde 2-2.5’luk büyümenin daha makul olduğunu aktardı. Üçer, güven ortamı açısından önümüzdeki sürecin daha dalgalı geçeceğine işaret ederek, "Bu yıl bir türlü daha hızlı büyüsek bile önümüzdeki dönemde, yine 2,5 dolaylarında bir büyüme bekliyorum. Bence Türkiye önümüzdeki yıllarda reform yapmazsa büyüme sorunu yaşayacaktır. Bizimde temelde çekiciliğimizi korumak için daha az bir enflasyonla ve daha az bir cari açıkla daha hızlı büyümeyi yakalamamız lazım. Ama şimdi tersi bir durum var. Yani yüzde 7-8 enflasyon, yüzde 7-8 cari açık ve yüzde 3-4 büyüme noktasındayız. Bu değişmek zorunda. Fed ile beraber Türkiye’nin kendi hikayesinin daha önemli olduğu bir dönem başlayacak." diye ekledi.
CİHAN

Yorumlar