CHP'li Oran: Kuraklık, enerji açığını sürdürülemez hale getiriyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, "Bakanlar 'Karagöz-Hacivat' oyunu oynarken, kuraklık enerji açığını sürdürülemez hale getiriyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, "Bakanlar
'Karagöz-Hacivat' oyunu oynarken, kuraklık enerji açığını
sürdürülemez hale getiriyor." dedi. Oran, kış ve bahar aylarında
yaşanan yağış azlığı nedeniyle beliren kuraklık tehlikesine rağmen
hükümetin ilgili bakanlarının gayriciddi açıklamalarla konuyu
geçiştirdiğini belirterek, yaklaşan enerji krizi ve içme suyu
krizine dikkat çekti.
Konuyla ilgili olarak çözüm önerilerini de içeren yazılı bir
açıklama yapan Umut Oran, Türkiye’nin bu yıl eşi görülmemiş bir
kuraklık felaketi ile karşı karşıya kaldığına işaret etti. Oran,
“Barajları besleyen su miktarı yaklaşık yüzde 60 azaldı. HES’ler
kuruyor. Elektrik açığını kapatmak için ithalata başvurulacak,
doğalgaz santrallerine ağırlık verilecek, bu durum nükleer santral
için de bahane yapılacak. Kuraklığın tarımda yol açtığı felakete
karşı önlem almayan AKP hükümeti, enerjide de aynı tavrı
sürdürüyor. Konuyla ilgili iki bakan sorumsuzca, gayriciddi
açıklamalarla adeta tuluat yapıyor, Karagöz-Hacivat oyunu oynuyor,
kafa karıştırıyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız, elektrik üretimi
düşecek diyor, ‘İran ve Gürcistan’dan ithalat’ diyor. Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise tersini savunuyor; su sıkıntısı
olmayacağını iddia ederek ‘Barajlar dolu, istenen oranda enerji
üretilebilir’ diyor. Büyükşehirlerde içme suyu sıkıntısı
yaşanmayacağını da savunan Eroğlu, ‘İstanbul’da su kesilirse
bıyıklarımı keserim’ diye iddiaya giriyor.“ dedi.
"BAKANLAR, HACİVAT KARAGÖZ OYUNU OYNUYOR"
HES’lerin, elektrikte maliyetleri dengeleyen en önemli unsur
olduğunu belirten CHP’li Oran, “Ancak kuraklık nedeniyle barajlarda
yeterli su birikmemesi, tamamen dışa bağımlı olduğumuz doğalgaza
talebi daha da artırdı. Doğalgaz ve diğer ithal ürünlere dayalı her
birim üretim artışı, mevcut konjonktürde zam demek ve tüketicinin
aleyhine. Doğalgazın payının asıl yaz aylarında artacak olması,
elektrik birim maliyetlerini artıracak ve herkesi olumsuz
etkileyecek, konutlar, sanayi ve diğer kesimlerin elektrik faturası
kabaracak. Enerjide bir yandan talebin karşılanması riske girerken,
diğer yandan da zam baskısı giderek artıyor. AKP hükümetinin
plansız elektrik politikaları nedeniyle tüketiciler bu yıl zor bir
yaz geçirecek. AKP hükümetinin ne kuraklıkla mücadele eylem planı
var, ne enerji tasarruf planı ne de enerjide arz güvenliği ve ülke
yararını gözeten planlı enerji politikaları. Enerji alanındaki
sorunların çözümü için hükümet, sivil toplum kuruluşları, özel
sektör, üniversiteler, meslek birlikleri ve ilgili diğer tüm
kuruluşlarla koordinasyonu sağlayarak hem uzun vadeli planlar
oluşturmalı hem de kuraklık nedeniyle ufukta beliren krize karşı
kısa vadeli önlemler için hızla harekete geçmelidir.” görüşünü
kaydetti.
ENERJİ İÇİN CHP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
CHP’li Umut Oran, enerji alanındaki yapısal sorunların çözümü için
hükümetin; sivil toplum kuruluşları, özel sektör, üniversiteler,
TMMOB ve ilgili diğer tüm kuruluşlarla yeterli koordinasyonu
sağlayarak, hem uzun vadeli planlar oluşturmalı hem de kuraklık
nedeniyle ufukta beliren krize karşı kısa vadeli önlemler için
hızla harekete geçmesi gerekliliğini vurguladı. Oran, öncelikle
acilen atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı:
"Gerçek anlamda rekabetçi bir piyasa oluşması sağlanarak
üreticiye-yatırımcıya yatırım yapılabilir bir piyasa, tüketiciye de
kaliteli hizmet sunumu sağlanmalıdır. Kuraklık vb. durumlar
nedeniyle oluşan enerji açıklarını kapatmak için ithalata sarılmak
yerine ve genel anlamda verimli kullanım için enerji tasarrufuna
gidilmelidir. Türkiye'nin ithalata bağımlılığının azaltılması ve
mevcut tüketimin 3.5 katına erişen yerel, yenilenebilir enerji
kaynakları geliştirilmelidir. Dışa bağımlılığı azaltmak için yerli
ve yenilenebilir enerji kaynakların kullanımının artırılması ve
önümüzdeki yıllarda stratejik hale gelecek suyun kullanımını
azaltmak için rüzgar, güneş, jeotermal HES dışı sürdürülebilir
enerji kaynaklara yatırım yapacaklara hızlı biçimde lisans
verilerek, bu yatırımların önünün açılması gerekiyor. Çevre ve
ekonomi açısından sürdürülebilir bir enerji politikası için karbon
salınımlarının azaltılması, kaynaklar geliştirilirken çevrenin
dikkate alınması, sürdürülebilir yaşam hedeflenmelidir.
Yenilenebilir enerjiye daha büyük teşvikle ve bununla paralel
olarak yerli imalat geliştirilmelidir. Devlet, yeterli destek ve
teşvik mekanizmaları oluşturarak özel sektör yatırımlarının önünü
açmalı, enerji yatırımlarına engel oluşturan durumları ortadan
kaldırmak için yeterli düzeyde ve uygulanabilir yasalar
çıkarılmalıdır. Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerine ve AB'ye
katılım müzakerelerinde enerji faslının açılmasına katkıda
bulunacak, entegre bir dış enerji politikası geliştirilmeli, dış
politika ile enerji politikasının bütünleşik yapısı dikkate
alınmalıdır. Orta Doğu’da özellikle komşu ülkelerde yaşanan terör,
savaş gibi siyasi hareketlilikler, petrol ve doğalgaz gibi
ürünlerin arzını güçleştirmektedir. Herhangi olumsuz bir süreçte,
Türkiye büyük bir elektrik ve enerji sorunuyla karşı karşıya
kalabilir. Bu yüzden Türkiye, bölgede teröre ve savaşa destek
vermek yerine, barışa ve istikrara oynamalıdır. Türkiye; çoğu
yenilenebilir olan pek çok yerel enerji kaynağına sahip, ancak
çevre ve toplumsal boyutları görmezden gelen 'sorumsuz' politikalar
sebebiyle insanlar kendi bölgelerinde her türlü enerji tesisinin
inşasına haklı olarak karşı çıkmaktadır. Bu nedenle hidrolik
santrallerde havza planlaması, ÇED, bilimsel can suyu hesabının
olmazsa olmaz olduğu kabul edilmelidir. Tarım, orman arazilerine,
SİT alanlarına, balık üreme bölgelerine santral yapılmamalıdır. Bu
doğrultuda AB'nin 'Çevre Etki Değerlendirmesi' ve 'Stratejik Çevre
Değerlendirmesi' yönetmelikleri referans alınmalı, sürece çeşitli
tarafların katılımı sağlanmalıdır."
CİHAN
Yorumlar