CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke:

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Cari açığın sürdürülebilir olarak düşürülebilmesi için önce Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları çözülmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Böke, 2016 Mart Ayı Ödemeler Dengesi'ne ilişkin yazılı açıklamasında, cari açığın 2016 ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 25 azalarak 7,88 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.

Bu düşüşün kimseyi yanıltmaması gerektiğini vurgulayan Böke, "Düşüş, ihracat gelirlerimiz arttığı için veya yeni bir sanayi politikası sonucunda ihracatın ithalata bağımlılığı azaltıldığı için gerçekleşmiyor." ifadesini kullandı.

Cari açıktaki gerilemenin, ithalattaki düşüşün ihracattakinden daha yüksek olmasından kaynaklandığını belirten Böke, cari açığın sıcak para ve kaynağı belirsiz para girişleri ile finanse edildiğini öne sürdü.

Cari açığın sürdürülebilir olarak düşürülebilmesi için öncelikle Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarının çözülmesi gerektiğine işaret eden Böke, şunları kaydetti:

"Bu olduğu takdirde ihracat gelirlerinde artış yaşanması ve ithalatın dış etkenlerden bağımsız olarak da düşürülmesi mümkün olacaktır. Bir başka deyişle üretimin ve dolayısıyla ihracatın enerji ve ara malı ithalatına bağımlı yapısını değiştirecek teknoloji seviyesi ve katma değeri yüksek bir üretim sepetine geçilecektir. Bu yapıyı değiştirecek ekonomik reform paketlerinin oluşturulması ve bir an önce uygulamaya sokulması gerekiyor. AKP maalesef bu iradeyi hiçbir zaman göstermemiştir."

Selin Sayek Böke, CHP'nin defalarca önerdiği yeni kalkınma hamlesinin hayata geçirilmesi, bu kalkınma hamlesinin ise dört ana eksen üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

İlk eksenin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, devletin saydamlığını ve hesap verebilirliği güçlendiren politikalardan oluştuğunu kaydeden Böke, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"İkinci eksen, ülkemizin dünya arenasında yarışma gücünü artıran politikalardan oluşmaktadır. Üçüncü eksen, ekonomik gelişme ve büyümenin toplumun tüm kesimlerine yayılmasını içermekte, dördüncü eksen ise ekonomik istikrarla beraber sosyal ve çevresel dengeyi korumayı taahhüt eden politikalardan oluşmaktadır."