Başbakan Yardımcısı Şimşek, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

- "Moody's'in not indiriminin piyasaya etkisi son derece sınırlı kaldı. Piyasalar herhangi sıradan bir olay gibi tepki verdi. Ancak bu bizi yanıltmamalı. Orta ve uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin yükselmemesi için ilave çaba göstermemiz lazım" - "Temmuzdan önce şirket kurmak için 8-9 gün kapı kapı dolaşmanız lazımdı. Şirket kuruluşunu 3 günün altına ve birkaç imzaya düşürdük. Maliyetleri de azalttık"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı Şimşek, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye ekonomisine ilişkin kararının piyasalara etkisinin son derece sınırlı olduğunu belirterek, "Piyasalar herhangi sıradan bir olay gibi tepki verdi. Ancak bu bizi yanıltmamalı. Orta ve uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin yükselmemesi için ilave çaba göstermemiz lazım." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Şimşek, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Şimşek, ekonominin yeniden ivme kazanması için yeni dönemde yapısal reformların önemli rol oynayacağını vurgulayarak, 1-2 yıl içerisinde Türkiye'nin yapısal sorunlarını çözecek reformlarla kredi notu görünümünün hızla olumluya döneceğini ve notların yükselmeye başlayacağını söyledi.

Gelişmekte olan ülkeler arasında kredi notunu, indirildikten sonra en hızlı şekilde yeniden yatırım yapılabilir seviyeye çıkarabilmiş ülkenin Güney Kore olduğunu anlatan Şimşek, Türkiye'de ise bu sürenin çok daha uzun olduğunu ifade etti.

Şimşek, yapısal reformların olumlu bir döngü oluşturduğuna dikkati çekerek, "AK Parti hükümetleri 2002'den itibaren bunu başardı. Kredi notumuz B düzeyinden hızla pek çok kademe yükseldi. Tüm dünyada 2008-2009'da kredi notları düşerken Türkiye, kredi notu düşmeyen nadir ülkelerdendi." diye konuştu.

- "Hukuk devleti ilkelerinden geri adım atmıyoruz"

Türkiye'nin, vahşi, şiddet dolu bir darbe girişimini atlattığına değinen Şimşek, buna rağmen, hukuk devleti ilkelerinden geri adım atılmadığına, demokrasi prensiplerine devam edildiğine dikkati çekti.

Şimşek, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye, başına gelen bu felakete rağmen, demokratik ilkeler çerçevesinde hukuk devletini pekiştirir, yargıda gerçek anlamda bir reformu oturtur, adalete olan güveni tesis eder, beşeri sermayesinin kalitesini eğitimle arttırır, Ar-Ge yoluyla katma değer zincirinde yukarı çıkar, iç tasarruflarla yatırımlarını arttırır ve dışa bağımlılığı azaltırsa derecelendirme kuruluşlarının ne dediği önemli mi? Ne zaman karar verdiği önemli mi? Önemli olmadığını 2003 ve 2007 döneminde görmedik mi?

Türkiye, yaptığı reformlarla hızla büyüdü, uçurumun eşiğinden döndü. Kamu borçları konusunda büyük endişe yok muydu? Türkiye iflas edecek endişesi yok muydu? Türkiye'de faizler ve enflasyon çok yüksek değil miydi? Bugün kimse bunları konuşmuyor. Doğru tepkileri verir, bütçe disiplinini devam ettirir, kalıcı reformlarla dışa bağımlılığı azaltırsak bunları başaracağız."

- "Not indiriminin piyasaya etkisi son derece sınırlı"

Şimşek, piyasalardaki sakinleşmenin sadece reyting kararına değil, birçok gelişmeye bağlı olduğunu belirterek, "Fed'in duruşu, Avrupa'daki gelişmeler, Türkiye'nin bütçe süreci, OVP hazırlığı gibi etkenler var. Piyasaların bundan sonraki seyrini her zamanki gibi iç ve dış gelişmeler etkileyecek. Hazinenin gösterge niteliğindeki kağıdının faizi kredi notu düşürülmeden önceki seviyeye geldi. Türkiye'nin tahvillerinin iflas riskine karşı sigorta pirimi sadece 20 baz puan yükseldi. Moody's'in not indiriminin piyasaya etkisi son derece sınırlı kaldı. Piyasalar herhangi sıradan bir olay gibi tepki verdi. Ancak bu bizi yanıltmamalı. Orta ve uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin yükselmemesi için ilave çaba göstermemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.

- "Şirket kuruluşundaki maliyetleri azalttık"

Reformların "gelecek nesillere yatırım" anlamına geldiğini vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

"Reform yapmamak gelecek nesillerden çalmaktır. Reform yapmak, sorun alanlarına ilişkin çözümler geliştirmektir. 2002 öncesinde belki bir şirket kuruluşu aylar alıyordu. Yeni bir işe başlamak Yeni Zelanda'da tek imza ile yarım gün alıyor neredeyse, sıfır maliyetle. Türkiye'de ise temmuzdan önce şirket kurmak için ilk aşamada kişi başına milli gelirin neredeyse yüzde 17'sini harcamanız lazım. İmza için 8-9 gün kapı kapı dolaşmanız lazım. Biz zorladık ve şirket kuruluşunu 2,5 güne, 3 günün altına ve birkaç imzaya düşürdük. Maliyetleri de azalttık. Bunlar mikro düzeydeki reformlar."

Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanunu üzerinde çalıştığını anımsatan Şimşek, kamunun 929 milyar lira civarında kaynak kullandığını ve bu harcamaların verimliliğini arttırmanın reform niteliğinde olduğunu söyledi.

Şimşek, iş gücü piyasasında yapılacak reformların önemine işaret ederek, "Türkiye'de eğitim düzeyi arttıkça iş gücüne katılım isteği artıyor ancak dünyanın en katı iş gücü piyasası mevzuatı OECD'ye göre Türkiye'de. Bu alanda reformlar yapacaksanız, sosyal çevrelerle iş birliği yapmalısınız. Mayıs ayında bu konuda bir adım attık. İş gücü piyasasında atılacak adımlar da reformdur." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

Yorumlar