Bakan Yılmaz: Kamu ve özel tasarrufta toplam 5,3 düşüş var

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 2002 yılında tasarrufların, tasarruf oranlarının, toplam tasarruf oranlarının, yurtiçi, kamu ve özel tasarruf oranlarının 18,6 olduğunu söyledi. 2013 yılında bu rakamın 13,3’e kadar düştüğünü kaydeden Yılmaz, "Kamuya baktığımızda 2002 yılında eksi 4,8, 2013 yılında artı 3,4 yükselmiş. Kamuda çok ciddi bir iyileşme olmuş. Yüzde 8,2. Kamu çok ciddi bir şekilde tasarruflara katkıda bulunmaya başlamış. Özelde ise ciddi anlamda düşüş söz konusu. 2002 yılında tasarruf oranında yüzde 23,4. 2013 yılında özel tasarruf 9,9 kadar düşmüş. Özel kesimdeki düşüş 13,5. Toplamda ise 5,3 civarında düşüş söz konusu." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen ‘Sürdürülebilir Büyüme İçin Tasarruf’ konulu panele katılan Bakan Cevdet Yılmaz, 2023 yılında Türkiye 2 trilyon doların üzerinde bir hasıla oluşturacaksa 5 milyar dolar ihracat yapacak tartışmaların önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz, "Son 10-12 yılda rakamsal olarak neredeyiz? 2002 yılında tasarruflarımız, tasarruf oranlarımız, toplam tasarruf oranımız, yurt içi, kamu ve özel tasarruf oranlarımız 18,6. 2013 yılında bu rakam 13,3’e kadar düşmüş durumda. Kamu ve özel diye tasarrufları ayırmak gerekiyor. Kamuya baktığımızda 2002 yılında eksi 4,8. 2013 yılında artı 3,4 yükselmiş. Kamuda çok ciddi bir iyileşme olmuş. Yüzde 8,2. Kamu çok ciddi bir şekilde tasarruflara katkıda bulunmaya başlamış. Özelde ise ciddi anlamda düşüş söz konusu. 2002 yılında tasarruf oranında yüzde 23,4. 2013 yılında özel tasarruf 9,9 kadar düşmüş. Özel kesimdeki düşüş 13,5. Toplamda ise 5,3 civarında düşüş söz konusu." ifadelerini kullandı.

10. Kalkınma Planı'na yoğun bir çalışmayla hazırladıklarını dile getiren BakanYılmaz, 2 yılı aşkın bir süredir plan yaptıklarını söyledi. Yılmaz, ilerleyen süreçlere ilişkin temel reformları da şöyle anlattı:

"Yeni kalkınma anlayışımız, yeni kalkınma politikalarımız oldukça önemli. Türkiye artık belli bir noktaya gelmiş durumda. Kritik eşiğe gelmiş durumda. Bu kritik eşiği atlayıp atlayamama meselesiyle karşı karşıyayız. Orta gelir tuzağı ve başka şekillerde ifade edilen bir noktadayız. Son 10-12 yıla baktığınız zaman orta alt gelir grubundan üst orta gelir grubuna çıkmış ülkeden bahsediyoruz. 3 bin doları kişi başı geçersek yüksek alt gelir grubunun altında da olsa ligine adım atmış olacağız. Yine 10 yıllık serüvene baktığımıza düşük teknolojiden, orta teknolojiye doğru gelişen bir ülkeden bahsediyoruz. Yüksek teknolojiye henüz istediğimiz ölçüde adım atabilmiş değiliz."

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, sosyal sermayeyi güçlendirmek, eğitim sistemine daha fazla yatırım yapmak, eğitim sistemini dönüştürmek zorunda olduklarını kaydederek, 4+4+4 sistemi ile önemli bir adım atmış attıklarını öne sürdü.

Yılmaz, şunları dile getirdi:

"Üniversiteleri bütün Anadolu’ya yaymakla önemli bir adım atmış olduk. Ama şimdi burada derinleşmeye ihtiyacımız var. Ezberi olmayan bir eğitim sistemine ihtiyacımız var. Bu dershane tartışmalarında bence yeterinde üzerinde durulmayan bir konu. Maalesef parasıyla insanın rezil olması diye bir şey var. Akıllıca harcanmayan bir para aslında fayda yerine zarar üretebiliyor. Bu dershanecilik sektörü, dershane sistemi birçok maliyet üretiyor aslında parasal maliyetinin ötesinde ailelerde ürettiği stresten tutun çocuk, anne, baba, ebeveyn ilişkilerinden, akran ilişkilerinden zihinsel yapımızın işleyiş biçimine kadar verdiği kararları gerçekten tartışmamız gerekiyor. Türkiye’nin çoktan seçmeli bir yapı içinde şekillenen bir nesle ihtiyacı yok. Daha analitik bir nesle ihtiyacı var. Farklı alanları birbiriyle ilişkilendirebilen, icat yapabilen bir nesle ihtiyacımız var."

CİHAN