Avrupa'nın işletme ruhsatlı tek ametist ocağı ilgi bekliyor

Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Guğü köyünde bulunan, Avrupa'nın işletme ruhsatlı tek ametist ocağı ilgi bekliyor. Yaklaşık 10 yıldır ocağı işleten Mustafa Öztürk, ilgisizlikten yakınıyor. Dünyanın en kaliteli kristalinin çıktığı...

Google Haberlere Abone ol
Avrupa'nın işletme ruhsatlı tek ametist ocağı ilgi bekliyor

Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Guğü köyünde bulunan, Avrupa'nın işletme ruhsatlı tek ametist ocağı ilgi bekliyor. Yaklaşık 10 yıldır ocağı işleten Mustafa Öztürk, ilgisizlikten yakınıyor. Dünyanın en kaliteli kristalinin çıktığı Dursunbey'deki ocakta, şimdilerde tek bir işçi bile yok. Madende hem patron hem işçi hem de bekçi olarak çalışan Öztürk, elindeki 3 ton kristal ve 25 ton ametist kökünü, özellikle Avrupa pazarına sunmak için uğraşıyor.

Dursunbey'e 18 kilometre mesafedeki Guğü'de bulunan, yarı değerli taş olan daha çok süs eşyası olarak kullanılan dünyanın en kaliteli ametist kristalinin çıktığı ocakta şimdilerde sadece işletme sahibi Mustafa Öztürk bulunuyor. Brezilya'daki ocaklardan çıkanlardan 10 kat daha değerli olan Dursunbey ametisti, ciddi anlamda pazar sıkıntısı yaşıyor. 2004 yılından beri ocakta işletmeci olarak çalıştığını belirten Öztürk, ametisti kristal olarak çıkardıklarını söylüyor. İşlendikten sonra yüzük, kolye ve küpe gibi süs eşyaları yapılan taşın, bazı rahatsızlıklara da iyi geldiğini belirtiyor. "Stresi alıyor, yorgunluğu gideriyor, radyasyonu önlüyor. Ayrıca sedef hastalığı ve migrene iyi geldiği söyleniyor. Elimizden geldiği kadar işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu işi bilmiyorduk. Buradaki ametist maden ocağını, yaklaşık 10 yıldan beri işletiyorum. İnşallah bundan sonra daha güzel işler yapmaya çalışacağız."

İşletmesinin, yarı değerli taş olarak Avrupa'nın ruhsatlı tek ametist ocağı olduğunu vurgulayan Mustafa Öztürk, "Değil Türkiye'de, Avrupa'da bile başka böyle ocak yok. Türkiye'de bu işi yapan başkaları var ancak kaçak olarak yapıyorlar. Çıkardıklarını, küçük atölyelerde işleyip satıyorlar. Devlete ne vergi veriyorlar ne de resmî bir çalışmaları var. Maden Tetkik Arama (MTA) tarafından yapılan araştırma ve incelemelere göre buradaki ocakta 42 bin ton rezerv olduğu tespit edildi. Bizim 10 yıldır yaklaşık olarak çıkardığımız taş miktarı ise 25-30 ton civarında. Çıkardığımız taşların yarısı duruyor, henüz satamadık. Bu taşları masa, sehpa, gece lambası ve abajur yaparak değerlendirmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullanıyor.

Ametist taşının Türkiye'deki pazarının çok zayıf olduğunu dikkat çeken Öztürk, "Ancak yurtdışında yoğun bir talep var. Geçtiğimiz yıl yurtdışında bir fuara katıldık, burada çok ciddi ilgi gördük. İnce kristal taş dünyanın başka bir yerinde olmadığı için bizim taşlarımız çok beğenildi. Birkaç müşteriyle de temas kurduk. Önümüzdeki günlerde de yurtdışındaki fuarlara katılacağız. Özellikle Avrupa ve Amerika'da yoğun ilgi olduğunu biliyoruz." şeklinde konuşuyor.

Elinde kök olarak bulunan yaklaşık 25 ton ametist taşını çeşitli alanlarda değerlendirmek için çalışmaları olduğunu anlatan Öztürk, "2006 yılında bir doktor arkadaş, ametist taşından otel yapılması fikrini söyledi. Ben de iki yıl önce ametist taşından duvar yaptım, dünyada ilk olduğunu düşünüyorum. Daha sonra ametist kafe yapmayı planlıyorum. Masa, sehpa, duvarlar ve ametist taşından yapılan süs eşyalarıyla donatılmış kafede, insanların gelip stres atacakları bir ortam olacak. İnşallah bunu yapmayı hedefliyorum." diyor.

Ametist taşının Meksika, Brezilya, Kanada, ABD, Uruguay, Afrika ve Avrupa'da çıktığı bilgisini veren Öztürk, Türkiye'de ise bazı illerde bulunduğu kaydetti. Pembemsi menekşeden koyu mora doğru geniş bir renk skalasına sahip olduğunu, bu renkleri içeriğinde bulunan demirden aldığını anlattı. CİHAN

Yorumlar