Avrupa'da Brexit belirsizliği sürüyor

- Bruegel Başkanı Wolff: - "İngiltere'nin, üyelikten ayrılınca AB'yle çok iyi bir anlaşma yapması ve AB'ye katkıda bulunmadan bütün imkanlarından yararlanması pek olası değil" - "Bazı ülkeler İngiltere'yi cezalandırmak gibi veya örnek olarak göstermek gibi bir tutum içerisinde olabilir" - EPC Başkanı Zuleeg: - "AB, İngiltere'ye karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olacak. Bence AB, İngiltere'nin 'tek pazar'a girişine izin vermeyecek" - "Ayrılmak, ayrılmak demektir. Bu durumda 2 yıllık bir pazarlık süreci olacak. Bu süreç, özellikle İngiltere ekonomisi için artan belirsizlik nedeniyle bilhassa yatırımlar konusunda bir maliyet getirecek"

Google Haberlere Abone ol
Avrupa'da Brexit belirsizliği sürüyor

BRÜKSEL (AA) - ATA UFUK ŞEKER - Brüksel'in en önemli düşünce kuruluşlarından Bruegel'in Başkanı Guntram Wolff, İngiltere'de yapılacak "Brexit" referandumuna ilişkin "İngiltere'nin, üyelikten ayrılınca AB'yle çok iyi bir anlaşma yapması, AB'ye bir katkıda bulunmadan bütün imkanlarından yararlanması pek olası değil." dedi.

Wolff, İngiltere'nin AB üyeliğinden ayrılmasına yönelik referanduma ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Brexit'in çok büyük bir siyasi belirsizlik olduğunu belirten Wolff, "Gerek bireyler gerekse şirketler muhtemel bir Brexit durumunda ne olacağını ve bunun ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmiyor." ifadelerini kullandı.

Wolff, Brexit sonrası İngiltere ile AB arasında ne gibi bir ticaret anlaşması yapılacağının, bu görüşmelerin ne kadar süreceğinin ve nasıl şekilleneceğinin belirsizliği arttırdığını söyledi.

Brexit durumunun başka ülkelerin de AB’den ayrılmayı düşünmesine yol açabileceğine dikkati çeken Wolff, "Diğer ülkelerin AB'den ayrılıp ayrılmamaya ilişkin tutumu, Brexit sonrasındaki piyasa, toplum ve siyasi tepkilere bağlı olarak şekillenecek." diye konuştu.

Wolff, finansal piyasaların Brexit'e negatif tepki göstereceğinin kesin olduğunu vurgulayarak, "İngiltere'nin, üyelikten ayrılınca AB'yle çok iyi bir anlaşma yapması, AB'ye bir katkıda bulunmadan bütün imkanlarından yararlanması pek olası değil." görüşünü paylaştı.


- "Bazı ülkeler İngiltere'yi cezalandırmak gibi bir tutum içerisinde olabilir"


Brexit sonrasında İngiltere'yi avantajlı duruma getirecek bir anlaşma sağlanırsa bunun özellikle başka ülkelerin benzer bir yol haritası çizmesini sağlayacağını savunan Wolff, "Bazı ülkeler İngiltere'yi cezalandırmak gibi veya örnek olarak göstermek gibi bir tutum içerisinde olabilir. AB ilişkileri anlaşmalarla, hukukun egemenliğiyle ve ortak değerlerle ilgilidir. Bunun ya bir parçası olursunuz yada olmazsınız." değerlendirmesinde bulundu.

Wolff, Brexit durumunda belirsizlikler nedeniyle İngiltere ekonomisinin iki yıl kadar olumsuz etkileneceğini, orta ve uzun vadede ise gelişmelerin İngiltere'nin AB'yle nasıl ticaret anlaşmaları yapacağına bağlı olarak şekilleneceğini söyledi.

Brexit durumunda Londra’nın önemli bir finansal merkez olmaya devam edeceğini belirten Wolff, "Bazı finansal aktiviteler Kıta Avrupası'na doğru kayar çünkü bazı finansal işlemlerin AB dışından gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Ancak Londra'nın finansal sektör alanında bir üstünlüğü mevcut." dedi.


- "Referandumun sonucu katılım oranına bağlı olacak"


Merkezi Brüksel'de bulunan düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinin (EPC) Başkanı Fabian Zuleeg de "Bence, referandumun sonucu katılım oranına bağlı olarak belirlenecek. Eğer yüksek bir katılım olursa AB’de kalınması yönünde, düşük katılım olursa AB’den ayrılma yönünde sonuç çıkacak. Her iki durumda da sonuç birbirine çok yakın olacak." öngörüsünü dile getirdi.

Zuleeg, referandumdan AB’den ayrılma sonucu çıkarsa İngiltere'nin AB'yle yeniden pazarlık etmesinin mümkün olmayacağını iddia ederek, "Ayrılmak, ayrılmak demektir. Bu durumda 2 yıllık bir pazarlık süreci olacak. Bu süreç, özellikle İngiltere ekonomisi için artan belirsizlik nedeniyle bilhassa yatırımlar konusunda bir maliyet getirecek." şeklinde konuştu.

İngiltere'nin AB'den ayrılmasının geriye kalan Birlik üyesi ülkeler için de bir siyasi maliyet ortaya koyacağını söyleyen Zuleeg, İngiltere'yle AB arasında yeniden yapılacak pazarlık sürecinin Avrupa'ya da ekonomik zararı olacağını vurguladı.

Zuleeg, Brexit durumunda AB'nin özellikle İngiltere'yle yeniden müzakere sürecinde tutumunun negatif olacağını ileri sürerek, "AB, İngiltere'ye karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olacak. Bence AB, İngiltere'nin 'tek pazara' girişine izin vermeyecek." görüşünü paylaştı.

Brexit durumunda, İngiltere'nin ticari anlaşmaları tekrardan yapması gerekeceğini anımsatan Zuleeg, "İngiltere'nin ticari olarak her AB ülkesiyle ikili anlaşmalar yapması gerekecek. Ayrıca İngiltere'nin diğer AB ülkelerinde yaşayan vatandaşlarının durumlarını görüşmesi gerekecek. Bu, İngiltere için oldukça maliyetli bir süreç olacak." uyarısında da bulundu.

Birleşik Krallık'ta AB referandumu, 23 Haziran Perşembe günü yapılacak. Referandumla seçmenlere, "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.

Yorumlar