4. Uluslararası Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu

İSTANBUL (AA) - Uygunluk Değerlendirmesi Derneği (UDDer) Başkanı Selçuk Uçar, Türkiye’de geçen yıl toplamda 221 bin 250 parti ürünün denetimden geçirildiğini belirterek, "Söz konusu ürünlerden 40 bin 113’ünde uygunsuzluk ve güvensizlik tespit edildi. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 50 artış anlamına geliyor." dedi.

Uçar, 4. Uluslararası Uygunluk Değerlendirme Sempozyumunda yaptığı konuşmada, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye'nin tam anlamıyla bir yol ayrımında olduğuna inandığını belirterek, "Ya uygunluk değerlendirmesi kriterlerini yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline getirerek hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz ya da gelişmiş ekonomilerin bir adım gerisinden yürümeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Standartları, sistematiği olmayan ekonomilerin büyümesinin, toplumların gelişmesinin çok da mümkün olmadığını ifade eden Uçar, şunları söyledi:

"Her şeyden önce bunu başarmak zorundayız. Hayatın tam içinden olan bir kavram olan 'uygunluk değerlendirmesinin' kamuoyunda yeterince anlaşılmadığına inanıyorum. Uygunluk değerlendirmesini gıdadan oyuncağa, kırtasiyeden tekstile, her türlü ürün veya hizmetin belirlenen şartlara uygun olduğunu gösteren işlemler bütünü olarak tanımlayabiliriz. Malumunuz en son bir hafta kadar önce Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından toplatma kararı alınan 40 ürünün listesini okuduk. İşte bu listeler güvenli ürünlere ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu vurguluyor."

- "En çok ilaç ve kozmetikten endişe ediliyor"

Uçar, bu hafta boyunca Şehir Hatlarına ait vapur seferleri ve iskelelerinde halkın ürün güvenliği endişelerine yönelik anketler yaptıklarını anlatarak, "Anket katılımcılarına ilaç-kozmetik, gıda-tarım, tekstil-ayakkabı, oyuncak-kırtasiye ve inşaat olmak üzere 5 ürün grubundan en çok hangisinin endişelendirdiğini sorduk. Buna göre ilaç- kozmetik birinci, gıda-tarım ikinci, oyuncak-kırtasiye üçüncü tekstil-ayakkabı dördüncü inşaat ise beşinci sırada yer aldı." dedi.

İlaç-kozmetik grubunda tüketicilerin en çok yüzde 26 ile yanıltıcı beyandan endişe ettiğini ifade eden Uçar, bunu yüzde 25 ile sağlığa zararlı olması ve yüzde 19 ile beklenen etkiyi yaratmaması izlediğini kaydetti.

Uçar, gıda ve tarım grubunda yüzde 33 ile sağlığa zararlı olması, yüzde 20 ambalajsız olması yüzde 19 ile yanıltıcı etiket beyanının halkın en çok endişelendiren konular arasında yer aldığını aktararak, sözlerine şöyle devam etti:

"Oyuncak-kırtasiye grubunda yüzde 33 ile sağlığa zararlı madde içermesi en büyük endişe kaynağını oluşturuyor. Üreticinin bilinmemesi yüzde 24 ile ikinci ve bakanlık onayı olmaması yüzde 17 ile üçüncü sırayı paylaşıyor. Tekstil ve ayakkabıda endişeler yüzde 32 kalite, yüzde 27 sağlığa zararlı madde içermesi, yüzde 18 üreticisinin bilinmemesi şeklinde sıralanıyor. İnşaatta ise malzeme kalitesi yüzde 32 ile birinci, binanın lokasyonu yüzde 20 ile ikinci ve üçüncü sırada ise yüzde 16 ile fiyat yer alıyor.”

- "96 milyon lira idari para cezası kesildi"

Ekonomi Bakanlığı verilerini anımsatan Uçar, "Türkiye’de geçen yıl gıda başta olmak üzere toplamda 221 bin 250 parti ürün denetimden geçirildi. Söz konusu ürünlerden 40 bin 113’ünde uygunsuzluk ve güvensizlik tespit edildi. Bu rakamın bir önceki yıla göre yüzde 50 artış anlamına geliyor. Bunu denetimlerin de etkiliğinin arttığı şeklinde de yorumlayabiliriz." diye konuştu.

Uçar, denetlenen ürün partilerinden 67 bin 895’inin teste gönderildiğini anlatarak, "Laboratuvar ortamında yapılan kontrollerde güvensiz bulunan bin 307 ürün partisinden 1042’sine piyasadan toplatma ya da satışının yasaklanması gibi yaptırımlar uygulandı. Firmalara toplam 96 milyon lira idari para cezası kesildi." dedi.