Malazgirt Savaşı

Malazgirt Savaşı, tarihte Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen ile Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan arasında 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan savaştır. Malazgirt ovasında yapılan bu savaş, neticeleri itibarıyla, Türk İslam tarihinin en önemli savaşların

Google Haberlere Abone ol
Malazgirt Savaşı

Malazgirt Savaşı, tarihte Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen ile Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan arasında 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan savaştır. Malazgirt ovasında yapılan bu savaş, neticeleri itibarıyla, Türk İslam tarihinin en önemli savaşlarından biridir.

 

Malazgirt Savaşını Hazırlayan Etkenler

Türklere Anadolu’da kesin zafer sağlayan bu savaşın başlangıcı, 1068 yılına kadar inmektedir. Diyojen iyi bir savaşçı olmasına rağmen, hanedan mensubu değildi. Selçukluların Anadolu’daki ilerleyişini tehlikeli gördüğü için, seferler düzenlemeye karar verdi. Romen Diyojen, bu tehlikeli gidişata son vermek için, Koçhisar şehrini geri alarak, Maraş’a kadar ilerlemiş. Ancak Selçuklular tarafından bozguna uğratılmıştır. 1070 yılında Selçuklular Muş’un Malazgirt ilçesini ve Erciş kalelerini ele geçirmişler. Daha sonra Diyarbakır’ı alarak, Bizans yönetiminde olan Urfa’yı kuşatan Selçuklular bunda başarılı olamamışlar. Ancak Halep’i alarak, burada konaklamışlardır. Türk birliklerinin Bizans şehirlerine sefer düzenlemesine izin veren Alparslan, Bizanslılar için tehlikeli olmaya başlamıştır. Bizanslılar Diyojen’i tahta çıkararak, Selçukluları durdurmayı amaçlamışlardır. İstanbul’a bulunan Diyojen, Selçukluları tamamen yok etmek için, tüm kuvvetlerini toplayarak,  13 Mart 1071 tarihinde yeniden sefere çıkmıştır. Diyojen ’in ordusunda Rum, Frank, Ermeni, Bulgar, Macar, Norman, Oğuz, Peçenek, Hazar Türklerinden oluşan çok sayıda paralı asker bulunmaktaydı. Ordusu en gelişmiş silahlarla donatılmıştı. Ordu Sivas’ta büyük bir coşkuyla karşılanarak, Haziran 1071’de Erzurum’a ulaştı. Alınan karar gereği ordunun ilerlemesine karar verildi. Diyojen Malazgirt ve Ahlat Kalesini almayı düşünerek Van Gölüne kadar ilerledi. Öncü kuvvetlerini Malazgirt’e göndererek, yola çıktı. Alparslan’a gönderdiği elçilerle kaleleri geri isteyen Diyojen ‘in aldığı cevap olumsuz olmuştur. Alparslan Diyojen’in niyetini sezerek, Mısır’a yapacağı seferi erteleyip, Malazgirt’e doğru yola çıktı. Amacı Diyojen’in İsfahan’a ilerleyişini ve Selçuklu Devletini yıkma niyetini yok etmektir.

Malazgirt Savaşının İlerleyişi

Malazgirt’e varan Alparslan savaş meclisini toplayarak, bir savaş planı hazırladı. Planı Hilal Taktiğinin uygulanmasıydı. Diyojen ise yaptığı planda, ilk saldırıyı Türklerden bekleyerek, karşı saldırıya geçmeyi amaçlamıştı. 26 Ağustos günü Diyojen’in birliklerini gören Alparslan, elçiler göndererek barış önerisinde bulundu. Bunu korkaklık olarak algılayan Diyojen, elçileri haçlarla geri yolladı. Alparslan karşısındaki ordunun büyüklüğünü görerek, tedirginliğe düşse de, eski bir Türk geleneğini uygulayarak, kefene benzeyen beyaz kıyafetler giydi. Atının kuyruğunu da bağlatarak, şehit olduğu takdirde, vurulduğu yere gömülmesini istedi. Komutanlarının savaştan kaçmadığını gören askerler, büyük bir moralle savaş pozisyonu aldılar. Her iki komutan tarafından önemli olan savaş, Türk atlılarının ok saldırılarıyla başladı.  Bizans ordusu büyük kayıplar verse de, kalabalık oldukları için önemsenmedi. Alparslan karşı tarafı yanıltmak için, çekilme emri vererek, bu düşüncesinde başarılı oldu. Çekilen ordunun arkasında hilal şeklinde sıralan birlikler, orduyu takip eden Bizanslıların yorulmasıyla üstünlük sağlamaya başladı. Bizans ordusundaki Türk boylarından olan askerlerde Selçuklulara katılınca, bu savaşı kazanmak kolaylaştı. Yaralı olarak ele geçirilen Diyojen, Alpaslan ile anlaşarak serbest kaldı. Kendisi için istenilen bir kısım fidyeyi ödeyerek, Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt’i Selçuklulara bıraktı. İstanbul’a doğru yola çıkan Diyojen yerine VII. Mikhail Ducas ‘ın tahta çıktığını öğrendi.

Malazgirt Savaşının Sonuçları

Bundan sonra VII. Mikhail Ducas, Diyojen’in anlaşmasını geçerli saymadığı için, Alparslan Anadolu’nun fethine devam etti. Böylece Haçlı seferleri ve Osmanlı İmparatorluğuna kadar uzanacak bir süreç başlamış oldu.

Yorumlar