Yunan entelektüeller de Türkiye'nin gidişatından endişe duyuyor

Yunanistan’ın köklü düşünce kuruluşlarından Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (İDOS) Müdürü Dr.

Google Haberlere Abone ol
Yunan entelektüeller de Türkiye'nin gidişatından endişe duyuyor

Yunanistan’ın köklü düşünce kuruluşlarından Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (İDOS) Müdürü Dr. Haralambos Tsardanidis, son gelişmelerle birlikte Türkiye’nin siyasi sistemi ve ekonomisi ile sevindirici olmayan bir döneme girdiğini söyledi. Geçmişte Avrupa’nın muhafazakar demokrat Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) yatırım yaptığını söyleyen Tsardanidis, gelişmelerin hayal kırıklığı yaşattığını savundu.

Yunanistan’ın saygın düşünce kuruluşları Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (İDOS) ile Yunanistan Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELİAMEP) tarafından organize edilen 'Türkiye' konulu seminerin ardından Yunan yazar ve entelektüeller, son gelişmeleri Cihan Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Türkiye’ye üçüncü bir gözle ve Ege’nin karşı yakasından baktığını söyleyen Yunanistan Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (İDOS) Müdürü Dr. Haralambos Tsardanidis, komşu ülkeye dair endişeli tespitleri olduğunu söyledi. Tsardanidis, "Türkiye’nin, siyasi sistemi ve ekonomisi ile sevindirici olmayan bir başka döneme girdiği anlaşılıyor. Bu, ne Türkiye, ne Türkler ne bizim (Yunanistan) ne de komşu ülkeler için iyi bir şey değil. Turizm bakımından her geçen yıl Ege adalarını ziyaret eden Türkler artıyor. Ticari ilişkiler de öyle." diye konuştu.

Türkiye’nin içte yaşadığı kriz ve Avrupa Birliği (AB) perspektifine dair dile getirilen kaygılara katıldığını belirten Tsardanidis, "AB ile ilişkilerde çok büyük endişe var. Reformların geleceği, uzun zaman sonra bir fasıl açılmasına rağmen AB üyelik sürecinin seyri... Erdoğan’ın açıklamalarıyla başlayan gerginlik, içte devam eden kriz, yolsuzluklara karşı hükümetin tepki gösterme biçimi, AB’de hoş karşılanan şeyler değil." şeklinde konuştu.

Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (İDOS) Müdürü Dr. Haralambos Tsardanidis, "Gerçek liberal, demokrat ve entelektüeller, Erdoğan’a güvenoyu verdikten sonra güvenlerinin boşa gittiklerini görüyorlar. Ne AB’ye giriyor, ne demokratik değişimleri devam ettirmek istiyor. Ondan öte ordu ile uzlaşıyor." iddiasında bulundu.

"TÜRKİYE KARŞITLARINA KOZ VERİLDİ"

Türkiye’nin Avrupalı bir ülke olduğunu düşünmesine rağmen son yaşanlarla birlikte Türkiye karşıtlarına koz verildiğini anlatan Tsardanidis, "AB üyesi olmasını istemeyenlere bu son yaşanan gelişmeler, bir koz vermiş oldu. Türkiye’nin daha otoriter bir döneme girdiğine ilişkin korku var. Bunun doğrulanıp doğrulanmayacağını göreceğiz." diye konuştu.

Demokratik bir Türkiye vaadi sunan AKP’nin, son geldiği noktada Avrupalıları hayal kırıklığına uğrattığını savunan Tsardanidis, şunları söyledi: "Avrupa’da çok sayıda kişi, muhafazakâr demokrat bir AKP’ye, Türkiye için de yararlı olan, AB’ye üyelik perspektifi müzakerelerinin koşulları arasında yer alan demokratik reformları gerçekleştireceğine ilişkin yatırım yapmıştı."

'TÜRKİYE KRİZLER DÖNEMİNE GİRİYOR'

Türkiye’de 17 Aralık sonrası yaşanan süreçten sonraki sert üsluba değinen Tsardanidis, "Bu son tartışmalarda en çok dikkat çeken mesele, her iki taraftaki sertliktir. Eskiden demokratikleşme konusunda hükümet ve ılımlı, özgürlükçü Hizmet Hareketi işbirliği yapıyorlardı. Türkiye, hem Batı hem de Asya, Arap ve Mısır gibi diğer ülkeler tarafından örnek bir ülke olarak görülmüştü." sözlerini sarfetti.

Son yaşanan derin görüş ayrılığı ve rekabetin demokrasi ve siyasi yönetim için endişeye sebebiyet verdiğini belirten Tsardanidis, "Gezi’den bu yana her gün gibi gösterilerin yapıldığını televizyonlarda izliyoruz. Bu Türkiye için dışarıya iyi bir görüntü vermiyor. Bazı değerlendirmelere göre ülke, siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda bir krizler dönemine giriyor." ifadelerini kullandı.

"Hizmet Hareketi’ni halkın oldukça sevdiğini biliyorum." diyen İDOS Müdürü Tsardanidis, "Erdoğan ve AKP’nin iktidar partisi olabilmesi için bu dini cemaat epey katkı sağlamıştı. Gülen Hareketi, eğitim ve okul inşa etme alanında oldukça etkili." diye konuştu. Tsardanidis, son yaşanan gerginliğin neden kaynaklandığının gelecekte detaylı şekilde cevaplanması gerekeceğini düşündüğünü söyledi.

HERKÜL MİLLAS: ŞOK OLDUM

Atina’dan Yunanistan ve Türkiye’deki gazetelere yazdığı Türk-Yunan ilişkileri ve siyasi konulardaki makaleleriyle tanınan Herkül Millas ise Türkiye’deki son gelişmelerin kendisini şoke ettiğini söyledi. "1950-1960 yıllarını hatırlatan bir Türkiye çıktı karşıma." diyen Millas, hain, ajan gibi yaftalamaların derin yaralar açacağı uyarısında bulundu ve şöyle konuştu: "Görmeyi hiç beklemediğim bir Türkiye çıktı karşıma. Bunları geride bıraktık diyordum. Bu durum 1950-1960’lı yılları hatırlatıyor. Birilerine hain diyorlardı. Mesela 1960’lı yıllarda solculara ve bana 'Moskovo’ya Moskovo’ya' diye slogan atılırdı. Bana Rusya’nın ajanı diyorlardı. Unutamadım. Bunlar travma yaratır."

"Vatan haini, ajan edebiyatı, çok derin yaralar bırakır. Bunu kullanmamak gerekir." diyen Millas, "Suçlulara mahkeme tarafından gereği yapılır. Bu söylem yaralar bırakır." uyarısında bulundu.

Herkül Millas, Hükümet'in yolsuzluk tartışması üzerine gündeme getirdiği HSYK değişikliklerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Batı’da yaşadığım için bu olayları oldukça batıcı gözüyle görüyorum. Erklerin ayrılığı konusunda şüphelerin olmaması gerekiyor. Şüphe varsa gidermek gerekiyor. Doğru ya da yanlış bir düzenleme yapıldıktan sonra toplum tarafından benimsenmezse, sevilmezse, güvenilmezse yararsızdır. Adalet alanı çok hassas bir konudur."

Adaletin güven üzerinde çalıştığını ve demokratik rejimi sarsacak müdahalelerden kaçınılması gerektiğini hatırlatan Millas, "Mahkemeden aleyhimizde bir karar çıksa bile ona başımızı eğeriz. Çünkü güveniyoruz. Bu konuda kuşkular varsa o kuşkuları gidermek şart. Geri adım atarak, hatta kendi inancımızın biraz da dışına çıkarak o güveni sağlamak, demokratik bir rejimin ve sağlıklı bir toplumun ilk şartıdır." dedi

"GERİ ADIM ATMAYI BİLMELİ"

Türkiye’de yaşanan çatışmadan Türkiye başta olmak üzere her kesimin zararlı çıktığını gördüğünü belirten Millas, siyasilerin kullandıkları dil ve üslubu da eleştirdi: "Bu karakter meselesi. Bazı insanlar, kavgada geri adım atmasını bilmiyorlar. Gururlarına yediremiyorlar. Burada biraz benim eskiden hatırladığım, İstanbul refleksi olarak gördüğüm, mahalle kavgasını hatırlatıyor."

"SUÇ BİREYSELDİR"

Türkiye’deki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına ilişkin de Millas, "Suç bireyseldir. Toplumda suçlular olur. Kötü insanlar da olur. Bireysel suçlar üzerinden insanlar mahkemeye verilmeli. Gerekli cezayı almalı." diye konuştu.

"ÖTEKİLEŞTİRME HUKUKA TERS"

Hizmet Hareketi’nin ötekileştirilmesine de karşı çıkan Millas, "Türkiye’de bir grubu kötülüyoruz, ya da haklı olarak eleştiriyoruz. Ondan sonra grubu bütün olarak üyeleriyle birlikte kötülüyoruz. Bu hukuk anlayışına bütünüyle ters bir şey. Şu yaptı bu yaptı demenin anlamı yok. Grup olarak isimlendirmenin bir anlamı yok. Bireysel suçu kovalamak devletin görevidir." ifadelerini kullandı. CİHAN

Yorumlar