Rus bombalarından kaçan onbinler sınıra dayandı

Son Haberler 

Suriye'de eylül ayından bu yana ağır bombardımanlarını devam ettiren Rusya, Halep'te gerçekleştirdiği katliamlardan sonra büyük bir göç dalgasına neden oldu. Yaklaşık 100 bine yakın Halepli'nin Rus bombardımanından kaçarak Türkiye'ye sığınmak istediği belirtiliyor. 

Dün 10 bin kişiyle başlayan ve bugün akşam üzeri sayılarının 80 bine yaklaştığı belirtilen Suriyeli vatandaşların Türkiye sınırlarına akın ettiği belirtildi. Suriye ajansı Şehbe Bers'e konuşan vatandaş, "İran, Rusya ve Esed askerleri bizi katlediyor. Bu şeytanların askerlerinden kaçıp Türkiye topraklarına sığınmak için geldik." ifadelerini kullandı.

Anadolu ajansı, Halep ve çevresindeki yüzlerce köyden kaçan Suriyeli sivillerin, Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolünde bulunan Esselame, Şemmarin, Siccu ve İğde kamplarına yerleştirildiğini birçok sivilin de Türkiye sınırına doğru yürüdüğü aktardı.

Ajans, Öncüpınar Sınır Kapısı'nda meydana gelen yoğunluk nedeniyle, güvenlik önlemlerinin artırıldığını kentte görev yapan sağlık ekiplerinin ise sınır bölgesine sevk edildiğini duyurdu.

Suriyeli yaşlı kadın ise ağlayarak, "Rus uçakları bir taraftan, IŞİD bir taraftan, Esed'in askerileri bir taraftan bize saldırıp öldürüyorlar, ne yapalım. Allahım yardım et." nidasında bulundu. Yüzünü örterek konuşan Suriyeli diğer vatandaş ise duygularını şöyle dile getirdi: "Biz Humus'tan geliyoruz. Annem, babam, kardeşim katledildi. Çok zor durumdayız, ne yapacağız? Şii, Rus ve Esed'in adamları, her tarafımızı sarmış. Ey Araplar neredesiniz? Türkiye nerdesin? Suud, Katar, ey Müslüman ümmeti neredesiniz? Biz ölüyoruz."

DAVUTOĞLU LONDRA'DA TEPKİ GÖSTERDİ

Öte yandan, bugün Londra'da düzenlenen basın toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rus savaş uçaklarının son 2-3 gündür çok ciddi bombardımanlarla sivilleri hedef aldığını belirtmişti. Davutoğlu, Rusya'nın desteğiyle Halep'e son 5 yılın en korkunç saldırının gerçekleştiğini belirterek, "10 bin kadar kişi sınırımızda ve 30 bin kadarı da şu anda sınırımıza doğru yürüyor." ifadelerini kullanmıştı. Suriye'den Türkiye'ye binlerce mültecinin akın etmesi ise kameralara yansıdı. Görüntülerde, binlerce mültecinin çocukları, aileleri ve yanlarında taşıyabildikleri eşyaları ile birlikte Türkiye sınırına doğru yürüdüğü görülüyor.

BM Güvenlik Konseyi'nden olumlu bir karar çıkacağına dair tüm ümitleri yitirdiklerini ifade eden Ahmet Davutoğlu, "Onların yaptığı tek şey sadece lüks yerlerde diplomatik oyunlar oynamak. Halep'teki 300 bin kişi kaçtığında onları kim koruyacak?" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN EKVADOR'DAN AVRUPA'YA SESLENDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Suriye'de büyük bir göç dalgasına neden olan Rus saldırılarına tepki gösterdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rus destekli Esed güçlerinin sivillere yönelik saldırılarını durduramayan dünya, bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Mantıkla uyuşmuyor" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca durdurulan Cenevre görüşmelerinden 'ümidi olan var mı?' diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle: "Esasen bu ziyaretler çok geçikmiş vaziyette. Türkiye-Ekvador arasında 119 milyon dolarlık işbirliği var. Bunu yükseltmemiz lazım. İş adamlarımıza yapacağımız hitap, onlara farklı bir heyecan verecektir. Yapılan anlaşmalar Türkiye ve Ekvador'u çok daha farklı konumlara getirecektir."

ERDOĞAN'DAN CENEVRE TEPKİSİ

Bildiğiniz gibi Cenevre görüşmeleri dün 25 Şubat'a ertelendi. Bu görüşmeler devam ederken, Suriye halkına yönelik hava bombardımanları ve saldırılar da devam ediyordu. Son olarak Halep'e yönelik saldırılar neticesinde binlerce sivil Türkiye'ye doğru harekete geçti. Avrupalı dostlarımız bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Suriye'de bunlar yaşanırken, soruyorum ben; bu akım nasıl durdurulacak?

"ÜMİDİ OLAN VAR MI?"

Rusya, rejim, ağır bombardımanlar altında bu insanları tutarken, bu insanların oradan kaçmaktan başka bir çözümü olabilir mi bu insanlar nereye gidecekler  Müzakerelerin netice vermesi için bu saldırıların derhal durdurulması gerekmiyor mu? Bu saldırıları durduramayan dünya, bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Mantıkla bağdaşmayan, hiçbir stratejide olmayan böyle bir anlayış olabilir mi? Önce bunu çözmemiz gerekiyor. Şu anda Cenevre anlaşması durdu. Şimdi soruyorum; Cenevre'den ümidi olan var mı?  Tabii ki muhalefet böyle bir yaklaşıma, böyle bir anlayışa olumlu yaklaşmayacaktır. Burada oynanan oyuna, kurulan tuzağa da muhalefet gelmeyecektir.